Meral Akşener öncülüğünde Ekim ayında resmen kurulması beklenen ve Ankara’da Genel Merkez binasının Mustafa Kemal Mahallesinde tutulmasıyla medyanın ilgisini çeken siyasi oluşumla ilgili Prof. Yusuf Halaçoğlu, yeni partinin programı ve genel ilkeleri konusunda T24’e önemli değerlendirmelerde bulundu.
Partinin ilkeleri ve programın çerçevesi konusunda önemli ayrıntılara yer veren Halaçoğlu’nun “Biz en başından ilkelerimizi belirtirken de milliyetçi, muhafazakar, Atatürkçü olacak, Türkiye Cumhuriyetinin temel değerlerini kabul edecek. Bu çerçeveyi çizdik onun için de milli merkezdeyiz diyoruz” dedi.
Yolsuzluğa karışmamış kriteri ile ‘Kuvâ-yi Milliye” ruhuyla hareket edileceği mesajı veren Prof. Halaçoğlu, “Güzel bir tesadüf oldu Mustafa Kemal mahallesinde genel merkezin olması. Biz en başından ilkelerimizi belirtirken de milliyetçi, muhafazakar, Atatürkçü olacak, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel değerlerini kabul edecek. Bu çerçeveyi çizdik onun için de milli merkezdeyiz diyoruz. Soldaki milliyetçiler de sağdaki milliyetçiler de, vatanı ve bayrağını seven bu saydığımız kutsal değerlerimize önem veren ama defosuz olmak kaydıyla (yolsuzluğa karımamış, siyasi sebeplerden demiyorum ama bir sebepten cezaevine düşmemiş kişiler olacak, terörle bağlantısı kesinlikle olmayacak), bu ülkeyi saf, tertemiz seven ve samimiyetle hizmet etmeyi düşünen kişilerden olsun istiyoruz” dedi.
Partinin ilkeleri ve programın çerçevesi konusunda önemli ayrıntılara yer veren Halaçoğlu’nun “Biz en başından ilkelerimizi belirtirken de milliyetçi, muhafazakar, Atatürkçü olacak, Türkiye Cumhuriyetinin temel değerlerini kabul edecek. Bu çerçeveyi çizdik onun için de milli merkezdeyiz diyoruz” dedi.
Yolsuzluğa karışmamış kriteri ile ‘Kuva-yı Milliye” ruhuyla hareket edileceği mesajı veren Prof. Halaçoğlu’nun T24’e değerlendirmeleri şöyle:
Güzel bir tesadüf oldu Mustafa Kemal mahallesinde genel merkezin olması. Biz en başından ilkelerimizi belirtirken de milliyetçi, muhafazakar, Atatürkçü olacak, Türkiye Cumhuriyetinin temel değerlerini kabul edecek. Bu çerçeveyi çizdik onun için de milli merkezdeyiz diyoruz. Soldaki milliyetçiler de sağdaki milliyetçiler de, vatanı ve bayrağını seven bu saydığımız kutsal değerlerimize önem veren ama defosuz olmak kaydıyla ( yolsuzluğa karışmamış, siyasi sebeplerden demiyorum ama bir sebepten cezaevine düşmemiş kişiler olacak, terörle bağlantısı kesinlikle olmayacak), bu ülkeyi saf, tertemiz seven ve samimiyetle hizmet etmeyi düşünen kişilerden olsun istiyoruz.
Çünkü çekirdek kadro böyle olursa, yani balık baştan kokar hesabı, balığın başını sağlam tutarsanız geri kalan kısmı kokutmazsınız. Biz samimiyiz bu konuda, samimiyetimizi ve Türkiye’de herkesi kucaklayacağımız şöyle de gösterdik. Biz parlamenter demokratik sistemi savunduk MHP’deki tüm baskılara rağmen, saldırılara rağmen rüştümüzü de ispat ettik en azından millet bunu gördü.
İhraç edildik, horlandık buna rağmen direndik ve devam ettik. Kendi çabamızla kendi mali gücümüzle elimizden gelini yapmaya çalıştık. Şimdi de diyoruz ki; artık bu ülkede alternatif bir siyasi oluşuma ihtiyaç var. Bu oluşum ancak Türkiye Cumhuriyeti devletini kurtarabilir. Bakın, dış politikamız rezalet, dışarıda rezil Türkiye içeride rezil. Etnik guruplara ayırıyorlar ülkeyi, içeride Suriyeliler var, ekonomik durum ortada, milli değer dediğimiz neredeyse hiçbir şey kalmadı, kutsal dediğimiz, aile yapılarımız dahil olmak üzere. O başörtülü kadın tutuyor ‘bizim kocamız sayılır’ diyor, cumhurbaşkanı için söylüyorlar bunları bu kadar artık değerler ayak altında. Yine, orada sıraya dizilmişler, insanlar camiye gitmek istemiyor. Biz bunların hepsini bir düzene sokmak zorundayız.
Biz dinimize bağlıyız, elhamdülillah Müslümanız ama dini siyasete alet etmeyecek kadar da gerçek iman sahibiyiz. Güneydoğu’da ki insanlar Kürt asıllı olabilir. Ama bizim vatandaşımızsa bu ülkeye herhangi bir ihanet içinde değilse kucaklarız onları. Hiçbir zaman etnisitesine bakmayız, hepsi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır bunların. Birlik beraberlik içinde olmazsanız zaten kalkınamazsınız ki?
Oğuz Kağan da, Oğuz Han’da aynı şeyi söylüyor. O da çocuklarına birlik ve beraberlik içinde olursanız güçlü olursunuz diyor, bütün tarihiniz boyunca bunlar var, işte Mustafa Kemal Atatürk, Kuvâ-yi Milliye ruhuyla bu ülkede birlik ve beraberlik sağlamasaydı bu ülke bugünlere gelebilir miydi?
Bu kadar basit. Dolasıyla bu birlik ve beraberliği sağlayamazsak ülkeye kalkındıramazsınız. ‘Yarısını zor tutuyorum’ denmez. “Laz’ı, Çerkezi, Kürdü, Türk’ü denmez, bir cumhurbaşkanı, başbakan bunları söylemez. Çünkü hepsi kendisinin vatandaşıdır. Hristiyan, Müslüman diye ayırt edilmez, hepsi benim vatandaşımdır. Herkes bu programdan memnun kalacak kimseyi sınıflandırmayacağız. Herkes şunu söyleyecek, “ Ya nihayet, bunu uygulayabilirse ülke kurtulur” diyecek.
Biz sadece liyakata önem veriyoruz diyoruz ve burada pozitif ayrımcılık ta yapmıyoruz. Devlet yönetiminde. Eğer liyakat sahibi bir erkektir, bir kadındır kimse o olacak. Liyakat son derece önemli devletlerin yücelmesinde de liyakat yatar.
Ekim ayında parti resmi olarak ortaya çıkacak.
Biz iyi bir niyetle yola çıktık bu konuda partimizle ters düşmek istemedik ama yıllardır birlikte olduğumuz arkadaşların bir kısmı azınlıkta olsa da bir kısmı çok farklı bir tavır içerisine girdiler. Bizim milliyetçiliğimiz, vatanseverliğimiz, ülkemizin değerlerine önem vermemiz, cumhuriyetin kurucuları ve öncekileri dahil olmak üzere bunlar bir partide bulunup bulanmamakla ortadan kalkmaz. Nerede olursak olalım devam ettirilir. Bir partide olsak da, bir partili olmasak da bu değerler bizim temelde özümüze işlemiş değerlerdir bunlardan asla taviz vermeyiz.
Ama Türk milletine hizmet için yola çıkılıyor. Türk milletinin geleceğini garanti altına almak için halkın çok büyük bir teveccühü var. Alternatif yok iktidara karşı. Bu alternatif bu partiyle ortaya çıkacak. Güzel bir söz vardır, “Niyetlerinde samimi olanlar dosdoğru yoldadır. Biz niyetimiz konusunda samimiyiz. Kuvâ-yi Milliye ruhuyla inşallah ülke sıkıntılı durumdan kurtulacak