Trabzonspor’un genç yıldızı Yusuf Yazıcı, beIN SPORTS’UN VIP programına konuk oldu ve Ömer Güvenç’in sorularını yanıtladı. Kazandığı parayı ailesine verdiğini söyleyen Yusuf, ”Aldığım paraları babama veriyorum. Anneme 3 yıl önce ev sözü vermiştim bunu gerçekleştirdim. Şimdi de babama araba almak istiyorum. Benim önceliğim ailem” dedi.
Futbola nasıl başladığı hakkında sorulan soruya Yusuf Yazıcı, “6 yaşında futbolla tanıştım. Sokak aralarında oynayarak futbola başladım. Annem ve babamında üstümde çok fazla desteği oldu. Babam baştan beri çok destek oldu ancak annem benim hep okumamı, asker veya polis olmamı isterdi. Bir seviyeden sonra artık o da beni desteklemeye başladı. Babam bana çok fazla güvendi, futbolcu olabileceğimi söyledi. Futbola başlamamda abimin de büyük etkisi var. O normalde futbol oynadı ama okula daha fazla önem verdi. O çok fazla oynamadı. Küçük kardeşim de Trabzonspor’un altyapısında oynuyor. İnşallah onun da iyi futbolcu olmasını isterim.” şeklinde cevap verdi.
Yusuf Yazıcı futbola başladığı mevkiiyi, “Ben 13-14 yaşına kadar sol açık oynadım. Ama aklım hep orta sahadaydı. Top kanatlara çok fazla gelmiyordu. Topun en çok olduğu orta sahada oynamak istiyordum… Mutlu Dervişoğlu hocamız göreve başladığında bana orta sahada görev verdi. Ondan sonra orta saha oynamaya başladım.” sözleriyle anlattı.
Kaç teknik direktörle çalıştığında konusunda genç yıldız, “İlk önce Salih Teke, Salim Doğan’la çalıştım. Beni onlar seçti… Çok önemli isimlerle çalıştım. Özkan Sümer, Salih Tekelioğlu, Adil Turan, Mutlu Dervişoğlu, Hakan Yılmaz ve Aşkın hocayla çalıştım. Altyapıda iyi bir eğitim aldık. Ancak her yıl hocalarımız değişiyordu. Farklı hocalar geliyordu ki, bize farklı şeyler öğretilsin. Onun için çok sayıda hocayla çalıştım.” ifadelerini kullandı.
Kendisini en çok etkileyen hoca ile ilgili Yusuf Yazıcı, “Futbolda kırılma noktam Mutlu Dervişoğlu sayesinde oldu. Çünkü sol açık oynuyordum, beni orta sahada oynatmaya başladı. Belki de onun sayesinde buralardayım… Tabiki okul seçmelerinde beni seçen Salih Teke ve Salim Doğan’ın üstümde çok fazla emeği var.” şeklinde kaydetti.
2015 yılında yaşadığı Dünya Şampiyonası ile ilgili Yusuf Yazıcı, “Çok kaliteli zamanlar yaşadım. Benim için unutulmayacak anılar arasında yer alıyor. İnanılmaz bir duyguydu… Şampiyon olduk, herkes seviniyor; ben dondum kaldım. Şoka girmiştim çünkü dünya şampiyonu olmuştuk. Kolay bir şey değildi. O günü asla unutamam.” ifadelerini kullandı.
Bir gün Trabzonspor forması giymeyi hayal ediyor muydun?’ sorusuna genç yıldız, “Altyapıda idman yaparken hocamız su molası veriyordu. Orada çeşme vardı, herkes su içerken ben içmiyordum… Ben, o kenarda A takımın idmanı vardı; onları izliyordum. İnanıyordum kendime, içimde bir rahatlık vardı; ‘Ben bu takımda oynamayalıyım’ diyordum. Allah’a şükürler olsun, bu takımdayım. A Takıma tam zamanında geldiğimi düşünüyorum. 5-6 yıl birlikte çalıştığımız Sadi Tekelioğlu, A takımda göreve getirilmişti. O yukarıya çıktığında, beni de yukarıya çıkardı. Biz de ondan sonra oynamaya başladık.” şeklinde yanıt verdi.
Kendisinin beğenmediği özelliklerini sıralayan Yusuf Yazıcı, “Eksiklerimin farkındayım. Bundan dolayı ekstra idmanlar da yapıyorum. Futbolda yetinmemek gerekiyor. Mesala kafa vuruşlarında biraz eksiğim var. Şut özelliğimde biraz daha kendimi geliştirebilirim. Daha iyi olabilirim yani. Sağ ayağımı da geliştirmeye çalışıyorum.” dedi.
Milli takıma çağrılmasıyla ilgili konuşan bordo mavili takımın oyuncusu, “Milli takıma çağrılmak çok gurur verici. Oraya gidip, Trabzonspor’a döndüğümde daha fazla özgüvenli oluyorum. Benim için orası ayrı bir nokta.” söyledi.
Şampiyonluk yarışı hakkında sorulan soruya genç yıldız, “Ben Trabzonspor taraftarıyım. Tribünlerden geldim buraya… Trabzonspor taraftarının bizden ne istediğini çok iyi biliyorum. Trabzonspor her maça kazanmak için çıkar ve oynar. Biz de bunun bilincindeyiz aslında. Takımı en üst seviyeye çıkartmak için elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Üst seviyelerde oynamayı çok istiyoruz. İnşallah bunu da başarırız.” şeklinde cevap verdi.
Santrafor arkasında kendisini daha rahat hissettiğini söyleyen Yusuf Yazıcı şöyle devam etti: “Kendimi o bölgede çok özgür hissediyorum. Çünkü, orada topla çok buluşuyorum… Orası benim yerim diyebilirim.”
Trabzonspor seyircisi hakkında ne düşünüyorsun’ sorusunu Yusuf Yazıcı, “Taraftarın ne istediğini, ne beklediğini çok iyi biliyorum. Sevgisi de tepkisi de apayrı. Mesala 2009-2010 sezonunda Türkiye Kupası’nı kazanmıştık. Bizde kupa sevinçleri Trabzon Meydan Parkı’nda kutlanır. Böyle bir şey olamaz. Dedim ki, ‘Allah’ım biz şampiyon olursak, düşünemiyorum burayı’. Yani Trabzonspor taraftarı muazzamdır. Geçen Galatasaray maçını kazandık, meydan yine öyle. Arabaları sallıyorlar, şarkılar, besteler söylüyorlar. İnanılmaz bir taraftarımız var. Belki de dünyadaki ender taraftarlardan biri. Çünkü; Trabzonspor’la yatıp, Trabzonspor’la kalkıyorlar. Biz maç kaybettiğimizde belki eşiyle konuşmayan insanlar var. O gün işe gittiğinde patrona trip atan insanlar var. Trabzon şehri böyle bir şehir.” şeklinde yanıtladı.
Özel hayatımla ilgili çok boş vaktim olmuyor. Sabah idman oluyor. Aynı zamanda üniversite 2. sınıf öğrencisiyim. Normalde 3. sınıf olmam gerekiyordu ama devam zorunluluğundan dolayı 2. sınıfım. Buradan da hocalarıma selam yollamak istiyorum, devamlılık konusunda yardımcı olmaları için. Genelde ailemle zaman geçiriyorum. Ya da çok yakın arkadaşlarım var, 8 yaşından beri tanıdığım. Onlarla zaman geçiriyorum. İngilizce kursuna gidiyorum. Kendimi geliştiriyorum…”
Transfer haberlerini okumuyorum. Benim için önemli olan, içinde bulunduğum sürece odaklanmak. Trabzonspor’a vefa borcumu ödemem gerekiyor. Geleceğim hakkında konuşmayı pek fazla sevmiyorum. Ama tabiki de Avrupa’da oynamak istiyorum. İspanya Ligi daha fazla hoşuma gidiyor. Kendimi Avrupa’ya hazırlıyorum, hem fiziksel hem de zihinsel anlamda. Kendime yatırım yapıyorum. Profesyonel bir ekibim var, beslenmeden, mental düşünceye kadar destek alıyorum.
Aldığım paraları babama veriyorum. Anneme söz vermiştim, ona ev aldım. 3 yıl önce evimiz yıkılmıştı ve annem çok üzülmüştü. Ben de ona ‘üzülme, ben sana ev alacağım’ demiştim. Bunu da gerçekleştirdim. Benim için de büyük bir gurur. Şimdi de babama araba almak istiyorum. Benim araba gibi bir önceliğim yok. Benim önceliğim ailem. Onlar için bir şeyler yapabilmek.
Türkiye Ligi’nda baskı olduğu için zor. Futbolcular, buraya rahat bir ülkeden geliyor ve sonrasında sıkıntı yaşıyorlar. O leveli atlayamıyorlar. Geldiği takımda harika işler yapıyorlar ama buraya geldiklerinde sıkıntı yaşıyorlar. Sebebinin baskı olduğunu düşünüyorum. Rahat hissetmiyorlar kendilerini.
Futbolcu olmasaydım beden eğitimi öğretmeni olabilirdim. Şuanda da bunu okuyorum zaten. İyi futbolcu, kendisine iyi bakmalı… Yemeğine, gelişimine dikkat etmeli. Ailesine çevresine özen göstermeli. Yani, kısaca kendisine dört dörtlük bakması gerekiyor.
Daha çok yolun başındayım. Çok fazla hedefim var. Şuanda sahip olduklarım için çok gururluyum ama daha yeni başladım. Mesala, Trabzonspor’da çok büyük başarılar kazanmak, kupalar kazanmak ve bunlarda pay sahibi olmak istiyorum. Benim hedeflerim çok fazla… Milli takımda da kupalar kazanmak istiyorum. Henüz bir şey başardığımı düşünmüyorum. Azla yetinmem, her zaman daha iyisi diye çabalarım.
Türk futbolcular yabancı futbolculara çok yardımcı oluyorlar. Onur abi ve Burak abi, onlara çok yardımcı oluyor. Yapılan toplantılarda onlarla yakından ilgileniyor. Onlar da bu şehre alışıyor. verilen izinlerde kendi ülkesine ya da İstanbul’a gitmek istemeyen oyuncular var. Burayı çok seviyorlar.