T24 - Türkiye’de ilk kez yüz nakli yapılan 19 yaşındaki Uğur Acar, saat 13.00 sıralarında uyandırılırken, ilk tepkisi, ellerini yumruk yapıp sağ baş parmağını kaldırarak ’tamam’ işareti yapmak oldu. Sabahtan başlayan uyandırma çalışmalarında öğle saatlerinde tepkiler vermeye başlayan Acar, saat 13.00 sıralarında tamamen uyandırıldı. Doktorların ameliyatın başarılı geçtiğini ve "Güzel bir yüzün oldu" sözlerinin ardından Acar, ellerini yumruk yapıp sağ baş parmağını havaya kaldırıp ’Tamam’ işareti yaptı. Tepki sırasında odada bulunan operasyonunun mimari Prof. Dr. Ömer Özkan, "Baş parmağını kaldırıp ’Tamam’ işareti yaptı. Bu güzel bir başlangıç" dedi.
Uyandırılan Acar’a yüzünün daha sonra gösterileceği belirtildi.
Uğur Acar'ın sağlık durumu iyi
Türkiye’nin ilk yüz nakli olan 19 yaşındaki Uğur Acar’ın doktorlardan sonra yanına giren ilk yakını dayısı Yusuf İnce oldu. İnce, yeğenin moralinin çok iyi olduğunu belirterek, "Konuşamıyor. Sadece tokalaştık" dedi. Yeğeni Acar’ın yüzünün şiş olduğunu aktaran Yusuf İnce, ortaya çıkan sonuçtan son derece memnun olduğunu söyledi.
Hastanın son durumuyla ilgili bilgi veren Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi ve Estetik Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, gerek yüz nakli olan Uğur Acar’ın gerekse çift kol nakli yapılan Atilla Kavdır’ın sağlık durumlarını iyi olduğunu bildirdi. Her iki hastanın da tepki vermeye başladığını, yüz nakli yapılan hastayla iletişim içinde olduklarını kaydeden Prof. Dr. Özkan, "Öğleden sonra yoğun bakımdan çıkaracağız. Bir sıkıntısı olup olmadığını sorduk ’Herhangi bir sorunu olmadığını’ işaret etti. Hatta yazıyla bişeyler belirtti. Uyandı. ’Ne zaman çıkacağım?’ anlamında bişeyler yazdı. ’Herhangi bir sorunum yok’ anlamında el işareti yaptı" diye konuştu. Acar’ın yakınlarıyla görüştürüleceğini belirten Prof. Dr. Ömer Özkan, hastanın ancak gelecek hafta aynayla tanışabilceğini söyledi.
'Ben sabırlı bir insanım'
Öte yandan Akdeniz Üniversitesi’nde Türkiye’de ilk kez yapılan yüz nakli operasyonu, yaklaşık 1.5 yıldır yüz nakli bekleyen Zonguldaklı 3 çocuk annesi 49 yaşındaki Sezgin Ergen için de umut oldu.
Adı son olarak Bodrum’da aldığı sahte alkolün ardından beyin ölümü gerçekleşen Victoria Nikolaeva’nın yüzünün nakledilmesinin gündeme gelmesiyle duyulan Sezgin Ergen, o günden beri Zonguldak’ta içine kapanık bir halde yaşıyor. Maskesiz sokağa çıkamadığı için günlerini genelde evinde geçirdiğini söyleyen Ergen, "Antalya’da yapılan ilk yüz nakli operasyonunu televizyonlardan izliyorum. İlk nakil kısmeti benim değilmiş. Nakil yapılan kardeşimin önceki ve operasyondan sonraki görüntüsü beni çok heyecanlandırdı. Umutlarım bir kez daha arttı. Ben sabırlı bir insanım. Uygun donörün bulunacağı günü iple çekiyorum. Yüz nakli yapılan ilk kadın olmak istiyorum" dedi.
Dünyanın ilgisinin şu an Antalya’da olduğunu da söyleyen Ergen, "Victoria olayından sonra sanki insanlara küsmüştüm. Ancak umutlarım yeniden yeşerdi. Uygun donör bulunursa sonuçları ne olursa olsun, uyum sağlamama ihtimali de dahil her sonuca razıyım. Kendimi psikolojik olarak hazır hissediyorum" diye konuştu.
Sezgin Ergen, 19 yıl önce eşinden gördüğü baskıya dayanamayarak av tüfeğini çenesine dayayıp tetiğe basarak ölmek istemişti. Olayın ardından yüzü parçalanan ve 60 ameliyat geçiren 3 çocuk annesi Ergen, eşi tarafından terk edilmiş ve çocuklarıyla da görüşemiyordu. Ergen, geçen yıl, sahte içkiden hayatını kaybeden Rus rehber 22 yaşındaki Victoria Nikoloeva’nın yüzünü istemiş, ancak Rus kızın annesi kesinlikle bağışa onay vermemişti.
Kavdır ailesi hastanede
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde dün sabaha karşı kompilakasyonlar nedeniyle nakilli sağ bacağı alınan 34 yaşındaki çift kol nakil hastası Atilla Kavdır’ın ailesi, doktorların, "Öğlenden sonra hastanızı görme ihtimaliniz var" haberi üzerine hastaneye geldi. Hastaneye önce eşi Ayşe Kavdır ve kızı 10 yaşındaki Ayşe Esra, ardından 15 yaşındaki oğlu İbrahim Kavdır geldi. Atilla Kavdır’ın annesi Ayşe Kavdır, hastaneden bir an olsun ayrılmazken, öğle saatlerinde baba İbrahim Kavdır ve teyzesi Hatice Aba geldi.
Henüz 11 yaşındayken güvencin uçurmak için çıktığı inşaatta yüksek gerilim hattına uzattığı demir çubuktan geçen elektrik akımı nedeniyle iki kol ve bir bacağını kaybeden Atilla Kavdır’ın 15 yaşındaki oğlu İbrahim Kavdır, "Ona doya doya sarılmak isterim" dedi. Ameliyat olmadan önce babasına karnesini gösterdiğini, kendisini tebrik edip öptüğünü anlatan oğul Kavdır, nakilden bir gün sonra haberdar olduğunu anlattı. Babası Attila Kavdır’a daha önce kol naklinin gündemde olduğunu fakat ailenin uzuvları bağışlamaktan son anda vazgeçtiğini anlatan İbrahim Kavdır, "Ondan sonra babam nakil olmak istemedi. Zor ikna oldu" dedi.
Nakli ilk duyduğu anda babasını kaybetme korkusu yaşadığını anlatan İbrahim Kavdır, "Elele tutuşup gezmek isterim. Seviniyorum, çok mutlu oluyorum" diye konuştu. Babasının, ’kolları yokken’ kendi traşını olabildiğini, özel tasarım 2009 model motosikletini kullandığını ama telefonla konuşurken zorlandığını anlatan İbrahim Kavdır, heyecanlı ve aynı zamanda mutlu olduğunu söyledi.
Kızı Ayşe Esra Kavdır, babasının elini tutmak istediğini ama doktorların izin vermediğini söyledi. 10 yaşındaki Ayşe Era, "Babamın artık bayramlarda öpebileceğim bir eli var. Bayramlarda elini öpeceğim" dedi.
Çift kol nakil hastası Atilla Kavdır’ın babası İbrahim Kavdır, oğlunun her işini kendisinin yaptığını söyledi. Motosikletinin arkasına eşini ve çocuklarını bindirip gezintilere çıktığını anlatan Baba Kavdır, "Şimdi çok memnunuz. Kendisi düğünlerde ortaya çıkıp oynamayı çok istiyordu. Onu yapabilecek" dedi. Duygulu ve sevinçli olduklarını anlatan baba Kavdır, yaşadığı sağlık problemlerini gerekçe göstererek oğlunun yoğun bakımda görmeyeceğini söyledi.
Hayati tehlike olmadığı sürece her ihtimale hazırlıklı olduklarını anlatan baba Kavdır, AÜ Organ Nakil Merkezi Koordinatörlüğü’nden haberin akşam yemeğinde geldiğini anlattı. Oğlu nakilden vazgeçmek aşamasındayken, "Bu fırsat bir daha gelmez" diyerek ikna ettiklerini belirten İbrahim Kavdır, "İyi ki gelmişiz" dedi. Baba İbrahim Kavdır, Cihan Topal’ın çift kol naklini gördükten sonra nakil için karar verip bekleme listesine yazıldıklarını, Eylül ayında bir vericinin çıktığını ama son anda ailenin bağıştan vazgeçtiğini söyledi.