Nar Kadın Dayanışması’nın bu yıl 2.’sini düzenlediği yaz kampı, 30 Ağustos-2 Eylül tarihleri arasında Balıkesir Altınoluk’ta gerçekleşti. 4 gün boyunca farklı atölyelerin kurulduğu kampta, çevreden kadına kadar bir çok konu ele alındı.
Birgün'den Selda Balmumcu'nun haberine göre, Türkiye’nin bir çok yerinden yola çıkıp, Altınoluk’ta bir araya gelen 150’den fazla kadın, 4 gün boyunca yoga ile başladıkları güne, dayanışma ile gerçekleştirdikleri atölyelerle devam ettiler.
Kampın ilk gününde “Kurtlarla Koşan Kadınlar” atölyesinde, okudukları öyküleri tartışan kadınlar daha sonra, Rüya Yüksel’in sunumuyla “Medya ve Kadın” atölyesine katıldı.
Yüksel, sunumunda medyanın şiddet haberlerini yaparken çoğu zaman şiddeti yeniden ürettiğini vurguladı. Kadınların 18. yüzyıldan beri artan insan hakları ve özgürlük mücadelesinde kat edilen uzun yola rağmen kadının toplumdaki ikincil konumunun değişmemesinde ve yeniden üretilmesinde medyanın temel bir işlevi olduğunu ifade eden Yüksel, "Çok değil bundan belki 10-15 yıl önce oldukça yaygın olarak kullanılan “namus cinayeti” ya da “töre cinayeti” ifadelerini artık nerdeyse hiç görmüyoruz. Kuşkusuz bu kadın mücadelesinin değiştirmeyi başardığı bir yaklaşım” diye konuştu.
Kampın ikinci gününde KazDağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği üyeleri ile Kaz Dağları’na yönelik tehditler üzerine konuşuldu.
Başlıca sorunlarının Altın madenleri, termik santraller, su kirliliği, betonlaşma olduğunu ifade eden üyeler, bölgede yapılması planlanan projelerin çevreye zararlarından bahsettiler. Özellikle köylerdeki kadınların ekoloji mücadelesinde büyük rol oynadığını söyleyerek “Kazdağları hepimizin” vurgusu yapıldı.
“21. Yüzyılın Mor Dalgası” atölyesinde dünyada kadın direnişleri tartışmasını yapan kadınlar ülkelere göre hazırladıkları sunumları paylaştılar daha sonra Doç. Dr. Fevziye Sayılan’ın katılımı ile 21. yüzyılın mor dalgası ve Türkiye’de kadın mücadelesinin dünü-bugünü tartışması yapıldı.
Sayılan, çevre mücadelesinden laik eğitim mücadelesine, her alanda kadınların en önde olduğunu ve bütün bu mücadelelerin içerisindeki kadınların dayanışmasını ve birlikteliğini sağlayacak ağlara ihtiyaç olduğunu ifade etti. Sayılan, derinleşmekte olan ekonomik krizin de en çok kadınların hayatını etkilediğini ve mücadele başlıklarından birinin de bu olması gerektiğini vurguladı.