Z kuşağının siyaset algısını mercek altına alan Dr. Uğur Oral, yeni neslin siyasi kanaatlerini, sosyal paylaşım siteleri ve internet medyası belirlediği ifade etti. Oral'ın araştırmasına göre, Seçimlerde büyük oranla sandık başına giden Z kuşağı, aktif siyasete katılmak istemese de ülkedeki politik gelişmeleri yakından takip ediyor. Oral'a göre, Z kuşağını doğru analiz eden, sorunlarını, beklentilerini bilen ve bu kesime yönelik politikalar üreten siyasi partiler, gelecek seçimlerde çok daha avantajlı durumda olacak.
Türkiye'nin farklı şehirlerinden, 1997-2000 yılları arasında doğmuş, “Z kuşağı” (1990'ların sonları 2000'lerin başlarında doğanlar) olarak da adlandırılan kesime mensup ve seçmen statüsündeki 360 gencin katılımıyla gerçekleşen araştırma, internet çağı gençlerinin siyaset, demokrasi ve seçim olgularına dair görüşlerini ortaya çıkardı.
Z kuşağının 1990'lı yılların sonlarında, yani internet çağında doğan; dolayısıyla da farklı değerlere ve kriterlere sahip, farklı iletişim kanallarını kullanan, farklı sosyalleşme anlayışına sahip bir nesil olduğunun altını çizen Dr. Uğur Oral,araştırmasıyla bu gençlerin siyaset algısını belirlemeyi hedeflediğini söyledi.
Araştırmada elde edilen sonuçların, seçimle yeni tanışan neslin siyasi duruşuna dair önemli ipuçları verdiğini belirten Oral, Türkiye'de bir seçimden diğerine, seçmen sayısına ortalama 1,5 milyon gencin eklendiğini ve bu yeni seçmenlerin Z kuşağından olduğuna dikkat çekti.
Ulaştığı sonuçların, yeni neslin siyasete aktif katılım konusunda isteksiz davransa da seçimlere iştirak ve demokrasiye bağlılık hususunda oldukça bilinçli ve hassas olduğunu ortaya koyduğunu, bunun da Türkiye'nin yarınları adına umut verici olduğunu söyledi.
Araştırmasında ulaştığı sonuçların Z kuşağının seçimlere katılım hususunda oldukça bilinçli olduğunu gösterdiğini belirten Dr. Uğur Oral, “Araştırmaya katılan gençlerin sadece yüzde 11'lik bir bölümü oy kullanmaya gitmezken, yüzde 89'luk çoğunluk seçime katılmış. Bu oran, 31 Mart 2019 seçimlerindeki yüzde 84 oranındaki katılımın üzerinde; yani sandık bilinci yüksek bir nesil yetişiyor” dedi.
Gençlere, verdikleri oyun ülkenin geleceğinde etkili olacağına inanıp inanmadıkları sorulduğunda yüzde 52'sinin ‘kesinlikle evet', yüzde 29'unun ise ‘evet' dediğini aktaran Oral, “‘Kesinlikle hayır' diyenler yüzde 12, ‘hayır' diyenler ise yüzde 5. Fikri olmadığını belirtenlerin oranı ise yüzde 2.” diye konuştu
“Gençlerin ‘Neden oy kullandıkları' sorusuna verdikleri yanıt da aynı hassasiyeti doğruluyor” diyen Oral şöyle konuştu: “Gençlerin yüzde 77'si oyuyla ülkesinin kaderine yön vereceğine inanıyor. Sadece yasal zorunluluktan ötürü oy kullandığını belirten gençlerin oranı yüzde 6'da kalırken yüzde 2'lik bir bölüm ise ailesinin ve çevresinin baskısıyla sandık başına gittiğini belirtiyor”
Z kuşağının, kendisinden önceki kuşaklar gibi çok fazla siyaset konuşan bir nesil olmadığına vurgu yapan Dr. Uğur Oral, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Arkadaş gruplarında çok ender siyaset konuştuklarını belirtenlerin oranı yüzde 64. ‘Hiç konuşmayız' diyenler ise yüzde 14, sık sık siyaset konuştuklarını beyan edenlerin oranı ise yüzde 22.
Gençlere siyasi gelişmeleri takip edip etmedikleri sorulduğunda ‘kesinlikle hayır' diyenlerin oranı yüzde 10, hayır diyenlerin oranı ise yüzde 7. Aynı soruya ‘evet' yanıtını veren gençlerin oranı yüzde 47, ‘kesinlikle evet' diyenler yüzde 20, ‘Zaman zaman' diyenler ise yüzde 16.
Yani bu oranlar Z kuşağı gençlerin neredeyse yüzde 83'lük bir bölümünün siyaseti takip ettiği sonucunu ortaya koyuyor.”
Araştırma sonuçlarının, Z kuşağının siyasete doğrudan katılım hususunda çok istekli olmadığını da ortaya çıkardığını belirten Dr. Oral şöyle devam etti: Bir siyasi partiye üye misiniz, ya da olmayı düşünür müsünüz? sorusunu yanıtlandıran gençlerin yüzde 64'ü ‘asla bir siyasi partiye üye olmam' diyor.
Görüşlerini onaylaması durumunda bir siyasi partiye üye olabileceğini beyan eden gençlerin oranı yüzde 29. Bir siyasi parti üyesi olanların oranı ise sadece yüzde 7. Yine bunu destekleyen bir diğer sonuç ise batılı demokrasilerin olmazsa olmazları arasında yer alan sivil toplum kuruluşlarına (STK) katılım hususunda elde edilen veri.
Z kuşağı gençlerinin sadece yüzde 17'si bir STK üyesi; hiçbir STK'ye üye olmayan kesim ise yüzde 83. Aynı şekilde imza kampanyası, miting, yürüyüş gibi demokratik kitle hareketlerine katılanların oranı yüzde 47, katılmayanlar ise yüzde 63.”
Araştırmanın ilgi çekici bulgularından bir tanesinin de gençlerin seçim döneminde siyasi partilerin yaptıkları propaganda çalışmalarından etkilenmemeleri olduğunu ifade eden Uğur Oral, “Siyasi partilerin kitle iletişim araçlarına verdikleri ilanlardan etkilenip etkilenmediği sorulan gençlerin yüzde 62'si ‘kesinlikle etkilenmediğini', yüzde 22'si ‘etkilenmediğini' beyan ederken yüzde 9'u etkilendiğini, yüzde 3'ü kesinlikle etkilendiğini, yüzde 4'ü ise kısmen etkilendiğini belirtmiş.
Peki, Z kuşağı siyasi gelişmeleri nereden takip ediyor? Araştırmanın bu konudaki sorusu adeta Z kuşağı için kullanılan ‘Dijital Medya Kuşağı' benzetmesini doğrular mahiyette. Gençlerin yüzde 47'si siyaseti sosyal medyadan (facebook, twitter, vs.) yüzde 29'u ise internet medyasından takip ediyor. Arkadaşlarıyla girdiği sohbetler aracılığıyla bilgilenenlerin oranı ise yüzde 3” şeklinde konuştu.
Z kuşağının parti seçiminde en önemli faktörlerin neler olduğunu da araştırdığını belirten Dr. Oral, “Araştırmada dikkat çeken husus, ankete katılan Z kuşağının önemli bölümü yüzde 65 ile partinin programına ve vaatlerine önem veriyor. Bunu yüzde 15 ile lider izliyor. Adaylara bakarak oy veren gençlerin oranı yüzde 6 iken fikrinin olmadığını belirtenler ise yüzde 10” dedi.