ZAFER ÇAĞLAYAN: ''BEN DE KÜRT ASILLIYIM''  DEVREK (A.A)

-ZAFER ÇAĞLAYAN: ''BEN DE KÜRT ASILLIYIM''  DEVREK (A.A) - 24.12.2010 - Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, kendisinin Bakanlık yaptığını, Kürt asıllı olduğunu ve Türkiye'nin her zaman birlik, beraberlik ve bütünlüğünden yana olduğunu bildirdi. Bakan Çağlayan, eşi Songül Çağlayan ile birlikte Devrek 2. Jandarma Er Eğitim Tabur Komutanlığı'nda kısa dönem vatani görevini yapan oğlu Kaan'ın yemin törenine katılmasının ardından Devrek Öğretmenevinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakan Çağlayan, ''BDP'nin demokratik özerklik yönündeki kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusunu şöyle yanıtladı: ''Arkadaşlar bizim o karara yanıtımız zaten bellidir. Anayasa bize her şeyi yazmaktadır. Anayasamızda bayrağımızın, ülkemizin bölünmez bütünlüğü, bunların hepsi çok net şekilde çizilmiştir. Onun için bu konuda parti yetkilileri gereken cevabı her fırsatta iletmişlerdir. Biz bugüne kadar Kürt, Türk, Laz, Alevi ve Sünni ayrımı yapmadık, biz insanların hepsini kucaklıyoruz, AK Parti'nin en büyük özelliği budur. Çünkü hepsini yaratan Allah olduğu için insanları hiçbir ayırım yapmaksızın seviyoruz. Kürt'ü de Laz'ı da Türk'ü de... Hepsini de Türkiye'nin güzelliği ve zenginliği olarak kabul ediyoruz. Bu önemli bir hadisedir. Bayrağımızın tekliği, anadilimizin Türkçe olması, bunlar aslında tartışılmayacak şeylerdir. Ben bunları tartışmayı bile doğru bulmuyorum.'' Kendisinin Bakanlık yaptığını, Kürt asıllı olduğunu ve Türkiye'nin her zaman birlik, beraberlik ve bütünlüğünden yana olduğunu vurgulayan Bakan Çağlayan, şöyle dedi: ''Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan her zaman şeref duydum. Üniversitede öğrencilik yıllarım benim Ülkücülükle geçti ve herhangi şekilde bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti devletinde herhangi bir şeyle karşılaşmadım. Benim üniversiteyi bitirmem, sanayici, sanayi odası başkanı, milletvekili ve Bakan olmam hiçbir şekilde ayrıma tabii tutulmadı. Bunun için bu konuda ne istediklerinin, sonucunun ne getireceğinin iyi görüşülmesi ve tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Yeni Anayasanın yapılacağı böyle bir dönemde bu tür konuşmaların yarar getirmeyeceğini özellikle izah ediyorum. Bu, ne kimseye ne de toplumlara yarar getirir. Bizim farklılıklarımız zenginliğimizdir. Anayasanın temel ilkeleri bellidir. Bu çerçevede buna aykırı şeyleri, sürece zarar verecek yaklaşımlar olarak görüyorum.''