-Zam pazarlığının "hakem" belirsizliği ANKARA (A.A) - 14.08.2011 - Hükümet ile memur konfederasyonları arasında yürütülecek zam pazarlığının anlaşmazlıkla sonuçlanması halinde son sözü söyleyecek Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun yapısı ve üye sayısı belirsizliğini koruyor. Memur-Sen, Türkiye Kamu-Sen ve KESK yöneticileri ile ilgili bakanlık ve kamu kurumlarının temsilcilerinin katılımıyla kamu çalışanlarına tanınan toplu sözleşme hakkının yasal çalışması için yapılan görüşmelerde, yeni oluşturulacak Kamu Görevlileri Hakem Kurulu üzerinde uzlaşmaya varılamadı. Anayasa değişikliğiyle kamu çalışanlarına toplu sözleşme hakkının tanınmasıyla, memur sendikacılığı, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu ile tanışacak. Daha önce, toplu görüşme sürecinde, tarafların uzlaşamaması durumunda anlaşılamayan konular için Uzlaştırma Kuruluna gidiliyordu. Ancak kurulun kararlarının bağlayıcı olmaması konfederasyonlar tarafından eleştiriliyordu. Uzlaştırma Kurulu, Yüksek Hakem Kurulu Başkanı'nın başkanlığında Üniversitelerarası Kurulca seçilen 4 öğretim üyesinden oluşuyordu. Uzlaştırma Kurulu, tarafların görüşlerine başvurarak karar veriyordu. Toplu sözleşme düzeninde, bir anlamda bu kurulun yerini alacak Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun kararlarının bağlayıcı olması tarafların bu kurulun yapısına verdiği önemi bir kat daha artırdı. Memurları temsil eden konfederasyonlardan Memur-Sen ve Türkiye Kamu-Sen, kurula ilişkin önerilerini ortaklaştırdı. Bu iki konfederasyon, kurula Danıştay veya Yargıtay Başkanlığından bir üyenin başkanlık etmesini istiyor. Konfederasyonlar, kurulda en fazla üyesi olan konfederasyondan 2, ikinci ve üçüncü konfederasyonlardan 1'er, Devlet Planlama Teşkilatı, Devlet Personel Başkanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Maliye Bakanlığından 1'er temsilcinin yer almasını istiyor. Konfederasyonlar, Üniversitelerarası Kurul tarafından seçilecek veya konfederasyonların belirleyeceği öğretim üyelerinden hükümetin seçeceği 2 öğretim üyesinin de buraya dahil edilmesini talep ediyor. Konfederasyonların bu önerisi kurulda memurların 4, kamu kurumlarının 4, tarafsızların 3 kişiyle temsil edilmesi anlamına geliyor. KESK ise kurul kararlarının nihai kabul edilmesine karşı çıktığı için bu konuda öneri sunmuyor. Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun yapısına ilişkin kamu kesiminin ise iki farklı önerisi bulunuyor. Maliye Bakanlığı, kurulun, Bakanlar Kurulunca seçilecek bir üyenin başkanlığında, Kamu İşveren Heyeti Başkanı tarafından belirlenecek 4, konfederasyonlar tarafından belirlenecek 4 üyeden oluşmasını öneriyor. Bu öneriyle, kurulda kamu kesimi 5, konfederasyonlar 4 kişiyle temsil edilecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ise kurulun, Yargıtay 9. Daire Başkanı Başkanlığında, Devlet Personel Başkanı, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürü, Çalışma Genel Müdürü, Hazine Müsteşarlığı Kamu Finansman Genel Müdürü, YÖK tarafından belirlenecek iş hukuku, mali hukuk veya idare hukuku dallarından belirlenecek bir öğretim üyesi, en çok üyeye sahip konfederasyonlardan birer üyeden oluşması teklifinde bulundu. Bu teklifte ise kamudan 4, konfederasyonlardan 3, tarafsızlardan 2 kişiyle temsil edilmiş olacak. Taraflar ilerleyen günlerde tekrar bir araya gelerek yasaya ilişkin çalışmalarını sürdürecek. -''Önerilerde geriye gidiş var''- Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Maliye Bakanlığı tarafından getirilen ilk önerinin diyaloğa kapalı olduğunu ifade ederek, ''Bu yapıdaki bir kurul, hükümetin, kamu çalışanları lehine adım atmasını engeller. Başkanı Bakanlar Kurulunca belirlenen bir kuruldan Bakanlar Kurulunun beklediği sonuç çıkar'' dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının önerisinde başkanın Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Başkanı olması teklifini önemsediklerini ifade eden Gündoğdu, ancak burada da kurulda kamu temsilcilerinin ağırlığının fazla olduğunu, öğretim üyesi seçimin bile Üniversitelerarası Kurul ya da konfederasyonların seçimi yerine YÖK'e bırakılmasının eksiklik olduğunu söyledi. Kamu kurumlarının önerilerinin geçen yıl aralık ayında dönemin Devlet Bakanı Hayati Yazıcı ile yaptıkları toplantının gerisinde olduğunu dile getiren Gündoğdu, toplu sözleşme hakkının kullanılmasına yönelik çalışmalarda kamu temsilcileri arasında çok başlılık bulunduğunu, aynı konuda Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ya da Devlet Personel Başkanlığından farklı öneriler geldiğini belirtti. Gündoğdu, ''Her kurumun kendine göre kırmızı çizgileriyle, dayatmasıyla karşı karşıyayız. Ölümü gösterelim, sıtmaya razı edelim gibi bir anlayış var. Bu üzüntü verici. Umarım Sayın Bakan, Yazıcı ile yaptığımız görüşmelerin geriye gidilmesine izin vermez. Aksi halde bakan değil, hükümet değişmiş olur'' diye konuştu.