ABD'de tutuklu yargılanan ve İran'a uygulanan yaptırımları yasa dışı yollarla delmekle suçlanan İran ve Türkiye vatandaşı işadamı Reza Zarrab davasına, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da sanık olarak eklendi.
Çağlayan'ın yanı sıra eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan ve eski Halkbank yöneticisi Levent Balkan hakkında iddianame hazırlandı ve mahkemeye sunuldu. Eski Başsavcı Preet Bharara’nın yerine New York Güney Başsavcılığı'na vekaleten bakan Joon H. Kim tarafından hazırlanan son iddianamede, Çağlayan ve Aslan yaptırımların ihlali için komplo ve işbirliği yapmakla suçlanıyor.
İddianame, halen ABD'de tutuklu yargılanan Reza Zarrab aleyhinde devam eden davada yeni bir aşama oluşturuyor. İddianamede sanıklar, "Amerikan finans sistemini kullanarak İran hükümeti ve başka İran kurumları adına, yüz milyonlarca dolarlık yaptırımlarla yasaklanmış işlemi planlamak ve bu amaçla işbirliği yapmakla" suçlanıyor. Böylece, Güney New York Federal Mahkemesi’nde 30 Ekim tarihinde başlaması planlanan Zarrab davasında iddianame dördüncü defa yenilenmiş oldu.
Hürriyet’ten Razi Canikligil’in haberine göre, 53 sayfadan oluşan yeni iddianameye ilk olarak mallara el koyma (müsadere) talebi getirildi. İddianamede zanlıların kara para aklarken kullandıkları takibi yapılabilecek mal ve mülklerinin durum tespit süresince bulunamaması, satılmış ya da üçüncü şahıslara devredilmiş olması durumunda dahi ABD hükümetinin zanlıların diğer mallarına el koyma hakkının bulunduğu belirtildi.
ABD Adalet Bakanlığı internet sitesinden yayımlanan iddianamede; Zafer Çağlayan, Süleyman Aslan, Levent Balkan ve Abdullah Happani’nin halen yargılamaları süren Reza Zarrab, Mehmet Hakan Atilla, Mohammad Zarrab, Camelia Jamshidy ve Hossein Najafzadeh ile aynı sistem içinde hareket ettikleri savunulurken, Süleyman Aslan’ın genel müdür, Mehmet Hakan Atilla’nın, uluslararası bankacılıktan sorumlu genel müdür yardımcısı, Levent Balkan’ın da Atilla’nın yardımcısı olduğu suçların da Halkbank üzerinden işlediğini ileri sürüldü.
İddianamenin eski bakan Çağlayan ile ilgili bölümlerinde Temmuz 2011 ve Aralık 2013 tarihleri arasında ekonomi bakanlığı yaparken 10 milyonlarca dolarlık nakit ve mücevher rüşvet aldığı iddia edildi. Yine iddianamede Çağlayan’ın İran devleti ve kurumları lehine hizmet sunduğu, kara para aklama sistemini diğer üyelerini belli türde aldatıcı işlemlerde bulunmaya yönelttiği, diğer üyeler tarafından sistemi uygulamak için atılan adımları onayladığı ve sistemi rakiplerden ve denetlemeden koruduğu ileri sürüldü.
Başsavcı tarafından hazırlanan iddianamede Süleyman Aslan’ın da Halkbank genel müdürüyken İran hükümetine hizmet sunmak ve ABD’li makamlardan gizlemek için bu sistemin gelirlerinden on milyonlarca dolar rüşvet nakit para aldığı iddia edildi.
Aslan’ın ABD Hazine Bakanlığı’ndan yetkililerle yaptığı toplantı ve iletişimlerde bu işlemlerin gerçek niteliğini gizlediği savunulan iddianamede, böylece Halkbank’ın ABD tarafından yaptırım uygulanmaksızın İran hükümetine milyarlarca dolarlık hizmet sunabildiği ileri sürüldü.