17/25 Aralık yolsuzluk soruşturmasının odağında bulunan İran asıllı işadamı Reza Zarrab’ın ABD’deki soruşturmasında 50 milyon dolar kefalet karşılığı tutuksuz yargılanma talebinin mahkeme tarafından bugün karara bağlanması beklenirken, New York Güney Bölge Başsavcısı Preet Bharara, son bir hamlede daha bulundu. Başsavcı, 12 sayfalık müzekkere ile Reza Zarrab’ın FBI ajanları tarafından yapılan sorgusunun videosunu ve ABD Hazine Bakanlığı’nın babası Hüseyin Zarrab’a gönderdiği 9 milyon 103 bin dolarlık ceza ihbarnamesini mahkemeye sundu. Ancak Zarrab’ın sorgulandığı videonun mahkeme dışında gösterilmesi yasaklandı.
Şarkıcı eşi Ebru Gündeş ve kızı ile ABD’ye giriş yapmak isterken, 19 Mart’ta Miami Havalimanı’nda gözaltına alındıktan sonra, kara para aklama, dolandırıcılık ve İran’a uygulanan yaptırımları delme suçlamaları ile çıkarıldığı mahkemede tutuklanan Reza Zarrab davasının savcısı Preet Bharara, bugün mahkemeye sunduğu ek dilekçede, ilk sorgusu sırasında Türkçe tercüman olmadığını söyleyen Zarrab’ın yalan söylemeyi sürdürdüğünü öne sürerek, sorgu sırasında tercüman bulunduğunu ve bunun da mahkemeye sunulan video kayıtlarında yer aldığını belirtti.
Reza Zarrab’ın, 10 milyon doları nakit, 40 milyon doları da tahville olmak üzere toplam 50 milyon dolarlık kefalet duruşması Perşembe günü yerel saatle 10.00'da (TSİ 17.00) görülecek.
Hürriyet’ten Razi Canikligil’in haberine göre, 12 sayfalık müzekkerede, Zarrab’ın avukatı Benjamin Brafman’ın müvekkilinin FBI’ın sorgusu sırasında tercümana ihtiyaç duyduğu iddiasına karşılık veren Bharara, sorgu videosunda Zarrab’ın İngilizce konuşmak ya da anlamakta hiçbir sıkıntısının olmadığını açıkladığını kaydetti. İkinci olarak Zarrab’a yönelttiği suçlamalar hakkında Brafman’ın “Sunulan kanıtlar yöneltilen suçu kanıtlamaktan uzak” iddiasına cevap veren Bharara, “Zarrab aleyhindeki suçlamalar ne görülmemiş ne de yersiz” dedi.
Üçüncü olarak ‘Zarrab’ın Türkiye’de tutuklanması ve daha sonra serbest bırakılmasını mahkemeye bildirmenin uygun olduğunu vurgulayan’ Başsavcı “Buna göre, davalının kefalet başvurusu reddedilmelidir” ifadesini kullandı. Zarrab’ın tutuklandığı sırada üzerinde bulunan cep telefonundaki yüzlerce yazışmanın arasında çok iyi yazılmış İngilizce metin ve e-postalar bulunduğunu kaydeden Bharara, Brafman’ın müvekkilinin Farsça bilmediği iddiasına da itiraz etti. Başsavcı, Zarrab’ın e-posta hesaplarında binlerce değilse bile yüzlerce Farsça yazışma bulunduğunu ve el konulan telefonunda Farsça klavye de kullanıldığının da ortaya çıktığını iddia etti. Bharara, Zarrab’ın İran’ın dini lideri Ali Hamaney’e sadakatini belirttiği bir yazışmayı delil olarak sunmuş, Brafman ise bu iddiaya “Müvekkilim 1 yaşındayken Türkiye’ye geldi. Farsça yazmayı bilmiyor” diyerek itiraz etmişti.
Diğer taraftan Zarrab’ın avukatının, “Türkiye’de kapanan 17 Aralık Soruşturması’na ilişkin deliller kanıt olamaz” ifadesine Bharara, davanın kapatılmasının Reza Zarrab’ın üst düzey yetkililerle olan rüşvet ilişkisini gösteren ayrı bir delil olduğunu hatırlattı.