Belçika’da bulunan bir şirketin, fipronil adlı böcek ilacını Dega-16 isimli temizlik ürünlerine karıştırmasından sonra başlayan zehirli yumurta krizi, Belçika ve Hollanda’nın ardından neredeyse tüm Avrupa’ya sıçradı. Şirketin bu temizlik ürününü ilk olarak Belçika ve Hollanda’da tavuk çiftliklerine bakım hizmeti sağlayan Chickfriend’e satması sonucunda yumurtalara böcek ilacı bulaştığı iddia edildi.
Karar gazetesinden Ali Yıldırım’ın haberine göre, hızla büyüyen yumurta krizi sonucu milyonlarca yumurta süpermarket rafları ve depolardan alınarak imha edildi. Skandalın sadece Hollanda’da 150 milyon euroluk zarara yol açtığı, Avrupa genelinde ise 150 çiftliğin geçici kapatıldığı belirtiliyor. Geleneksel olarak tavuklarda bit ve keneleri yok etmek için kullanılan fipronil adlı böcek ilacının yumurtalarda tespit edilmesinin ardından ilk inceleme başlatan ülke Hollanda oldu. Bugünlerde ise yayılan bu ilaçlı yumurtaların dünyada toplam 40 ülkede tespit edildiği ortaya çıktı. Alman Haber Ajansı DPA’ya konuşan AB Komisyonu Sözcüsü Anca Paduraru, bugüne kadar 28 üyeli AB’nin 24’ünde, içinde fipronil maddesi bulunan yumurta tespit ettiklerini, sadece Portekiz, Güney Kıbrıs, Litvanya ve Hırvatistan’ın bu yumurtalardan etkilenmediğini açıkladı. DPA’nın haberine göre AB üyesi olmayan ve aralarında Türkiye, ABD, Rusya ve Güney Afrika’nın da olduğu 16 ülkede daha bu tip yumurtalara rastlanıldığı iddia edildi. Türkiye’de ise üretici birlikleri fipronil adlı ilacın Türkiye’de kullanımının yasak olduğunu tavuk ve yumurta üreticilerinin bunu kullanmasının mümkün olmadığını dile getirdi. Uzmanlar ise bu ilacın kedi ve köpeklerde pire, kene gibi hayvanlardan kurtulmak için kullanıldığını belirtti. Bu ilacın tavuklarda da kullanıldığını ileri sürdü. Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ise konuyla ilgili herhangi bir bulguya rastlanmadığını Karar’a iletti. Öte yandan Bakanlık geçen ay, Türkiye’nin Avrupa’nın bazı ülkelerinde üretilen yumurtalarda “fipronil” maddesinin bulunmasıyla başlayan krizi yakından takip ettiğini belirtti. Söz konusu krizin ardından Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da Türkiye’deki yumurtalarda söz konusu maddenin olup olmadığının tespit edilmesi için laboratuvarlarda analiz çalışması yaptırıldığı söylendi ve Türkiye’de üretilen yumurtalarda yapılan analiz sonuçlarında fipronil tespit edilmediği eklendi.
Türkiye ile ilgili şu an bir bulguya rastlanmadı. Karar’a özel açıklamalarda bulanan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, AB komisyon sözcüsünün Türkiye üzerine olan söylemlerine tepki gösterdi. Türkiye’de herhangi bir fipronil içerekli yumurtaya rastlanmadığını ve böyle bir durumun söz konusu olmadığını bizlere ileten Bakanlık, konunun zaten en baştan beri Türkiye ile ilgili olmadığını vurguladı. Tarım Bakanlığı bu açıklamanın Türkiye için kasıtlı olarak yapıldığını da ekledi.
Krizle ilgili Karar’a açıklama yapan Yard. Doç. Dr. Yavuz Dizdar ise “İlaçlı yumurtaların bizde çıkmaması şaşırtıcı olurdu” dedi. Fipronil’in Türkiye’de de kullanıldığına değinen Dizdar konuşmasına şöyle devam etti:
“Kedilerin enselerine dökülen pire ilacı vardır. Neden enseye, kedi yalamasın diye. Oda Fipronil. Bu hayvanın vücuduna geçiyor. Onu tavukta kullanırsanız bu sefer yumurtaya da bulaşıyor. Biz zaten yumurta ithalatı gerçekleştirmiyoruz, bizim üretim sistemimizde böyle bir ihtimal yok demek yanlış olur. Sonuçta bunu ilaç firmaları üretiyor.”
Almanya’nın suçu yaygınlaştırmak istediğini dile getiren Hüseyin Sungur, dikkatleri dağıtmak için hedef gösterildiği ihtimalinin de üstünde durdu. Sungur, “Türkiye yumurta ihracatında önemli bir ülke. Biz üretilen yumurtanın yüzde 30’unu ihraç ediyoruz. Yurt dışından da ithalatımız yok. 40 ülkede var demişler Türkiye’yi de dahil etmişler. Bunu neye dayanarak söylediler bilmiyoruz. Almanya’dan geldin burada analiz mi yaptın. Yaptıysan neden bizim haberimiz yok. Bizim Tarım Bakanlığımız analiz yaptı da bunu dünyaya mı açıkladı. Bu olay tamamen bizim ihracat pazarlarımızı bozmaya dönük bir durum. Bizim ihracatımızda şu anlık bir problem yok. Devam ediyoruz. Hatta 10 yıldır sağlık nedeniyle hiçbir ülkeden dönen yumurtamız yok. Bizim ihracat yaptığımız ülkeler zaten belirli aralıklarla gelip bizim üretim yaptığımız ortamları denetliyor. Çeşitli numuneler alarak test ediyor. Buna rağmen o ülkelerden olumsuz bir dönüş şu ana kadar yaşamadık. Avrupa kendi kendine yeten bir bölge, ithalatçı değil. O bölgede serbest dolaşımla birbirlerinden yumurta alıp veriyorlar. O yüzden yumurta konusunda bize pek de ihtiyaçları yok. Ben sorunun siyasi olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Yumurta Üreticileri Merkez Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Sungur, bu ilacın Türkiye’de sadece kedi ve köpeklerde yer alan pireler için ruhsatlandırılmış bir ilaç olduğunu söyledi. Bunun Türkiye’de çevre dezenfektanı olarak ruhsatlı olmadığını dile getiren Sungur, “Tavuk ve yumurta üreticileri zaten bunu kullanmıyor. Kesinlikle bunun kullanımı yasak ve kullanımını gerektirecek bir ihtiyaçta yok. YUM-BİR olarak zehirli yumurta konusunda bizim çatımızda yer alan firmalarla ilgili bir bildirim gelmedi. Bizim üreticilerimizin olduğu birliğimizde böyle bir şey mümkün değil. Üyelerimizden de zaten yaklaşık 1,5-2 aydır hem çiftliklerden hem de pazarlardan çok yoğun numune alınıyor. En detaylı açıklamayı Bakanlık yapacaktır. Bu konuda onların elinde çok sayıda analiz edilmiş yumurta var. Biz YUM-BİR olarak bilmeden yapılan bir karışıma bile ihtimal vermiyoruz. Bizim üreticilerimizin yumurtaları üzerinde TR ile başlayan kodlar olur. Herhangi bir problemli durum olduğunda o yumurtanın hangi üreticiye de ait olduğu ortaya çıkar. Bu yüzden biz bu konuda çok hassasız ve zehirli yumurtaların bizde adı bile yok. Zaten kullanılan dezenfektanlar Bakanlık ruhsatlı. Olumsuz bir durum olsaydı onlardan onay alamazdık” dedi.