T24- Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Çelik, Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı İsmail Karahan ve Mali İşler Daire Başkanı Harun Kapıyoldaş da Almanya'daki Deniz Feneri e.V. soruşturmasını yürüten Frankfurt Bölge Mahkemesi Savcılığının talebi doğrultusunda talimatla ifade verdi. Çelik, Karahan ve Kapıyoldaş'ın susma haklarını kullandığı bildirildi. Talimat Bürosu Savcısı Mehmet Taştan, Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman'ın ardından, Çelik, Karahan ve Kapıyoldaş'ın da ifadelerini aldı. İsmail Karahan, Ankara Adalet Sarayından ayrılırken gazetecilerin soruları üzerine, ''İfade verdik, gidiyoruz'' dedi. Kanal 7 Hukuk Müşaviri Ersan Şen, adliye önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, Alman makamlarının talep ettiği adli yardım kapsamında ifade verdiklerini belirtti. Almanya'daki Deniz Feneri e.V. Derneği soruşturması kapsamındaki suçlamaların kendilerine yöneltildiğini bildiren Şen, bu konuyla ilgili sorular sorulduğunu kaydetti. Şen, şöyle devam etti: ''O sorularla alakalı, zaten burada devam eden, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında bir soruşturma var. Deliller toplanıyor. İfade de vereceğiz. Aynı konuda yürütülen iki soruşturma, aynı suçlamayla ilgili iki ayrı ülkedeki bu safahat nedeniyle, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığındaki dosyaya ifade vereceğimizi söyledik. Bu ifadeyi de aynı konuda olması nedeniyle daha sonra Almanya'ya bir şekilde ileteceğiz. Dolayısıyla özetle, susma hakkını kullandık şu anda. Aynı konuda, iki ülkede yürütülen soruşturmada iki defa ifade vermek istemiyoruz. Dolayısıyla tüm delilleri görebileceğimiz ve suçlamaları anlayabileceğimiz Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturmasına, Türk savcılarına bu konuda müvekkillerim savunma haklarını ayrıntılı şekilde kullanıp, ifade vereceklerdir. O ifadeler de daha sonra Almanya'ya ulaştırılacak. Şu anda Almanya'daki meselede de soruşturma bildiğim kadarıyla sonlandırılıp, dava açılma durumuna gelmiştir, diye düşünüyorum. Oradaki ayrıntıyı da biz de sizin gibi basın yayın organlarından ve avukat arkadaşların bize ilettiği bilgilerden takip ediyoruz.'' Şen, müvekkillerine ait şirketlerde İstanbul'da geçen hafta arama yapıldığını ve birtakım belgelere el konulduğunu anımsatarak, ''Biz de hakkımızdaki iddiaları tam manasıyla öğrenip, savunmalarımızı sunacağız. Aynı konuda iki defa ifade vermenin bir gereği yok'' dedi. ''Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında ifadeleri alınmak üzere müvekkillerine tebligat gönderilip gönderilmediği'' sorusu üzerine Şen, henüz böyle bir davet almadıklarını, ifade vermek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunduklarını, davet edilmeleri halinde müvekkillerinin gelerek, ifade vereceklerini kaydetti.Yazışmalar aylarca sürdüAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Almanya’daki Deniz Feneri e.V. derneğinin Türkiye’de bağlantılı olduğu şirketlere yönelik soruşturması kapsamında yapılan aramalar, Deniz Feneri dosyasını gündeme yeniden getirdi. Almanya’daki yargılama bittikten sonra harekete geçilmesi ve Almanya ile yapılan yazışmaların aylarca sürmesi nedeniyle eleştirilen soruşturma kapsamında aramaların ancak dün yapılabilmesi, “gecikme” ihtimalini de yeniden gündeme getirdi. Deniz Feneri e.V. derneğiyle ilgili soruşturma süreci şöyle gelişti:- Almanya, Deniz Feneri e.V. ile ilgili soruşturmaya 2007’de başladı. 25 Nisan 2007’de Frankfurt’taki Deniz Feneri e.V. Genel Merkezi’ne baskın düzenlendi.- Açılan dava sonunda 17 Eylül 2008’de Frankfurt Yüksek Eyalet Mahkemesi, Mehmet Gürhan’ı 5 yıl 10 ay, Mehmet Taşkan’ı 2 yıl 9 ay ve Firdevsi Ermiş’i de 1 yıl 10 ay hapse mahkûm etti.- Türkiye, Alman savcılığının Deniz Feneri e.V. ile ilgili dosyasını, İşçi Partisi’nin suç duyurusu üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında 25 Eylül 2008’de istedi.- Dosya istenmeden bir süre önce, 8 Eylül 2008’de Almanya’daki dosyada ismi geçen kişilerin hesap hareketlerinin incelenmesi için MASAK’a yazı gönderildi. MASAK da 46 bankaya yazı göndererek, belirtilen isimlerin hesap hareketlerini istedi. MASAK‘ın konuyla ilgili raporunu hazırlayıp hazırlamadığı ise henüz açıklık kazanmadı.- Alman makamları dosyayı Adalet Bakanlığı’na 24 Şubat 2009’da gönderdi. İstendikten 4 ay sonra Türkiye’ye gelen dosya Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletildi ve tercüme başladı.Mayısta bitti- 27 Şubat 2009’da başlayan dosyanın tercümesi 21 Mayıs’ta tamamlandı. 3500 sayfa belge elde edildi.- Tercüme bittikten sonra dosya üzerinde kısa inceleme yapan başsavcılık, aralarında eski RTÜK Başkanı Zahid Akman ve Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman’ın da bulunduğu 18 kişinin malvarlığına tedbir konulması talebinde bulundu.- Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi, talep doğrultusunda 6 Haziran’da şüphelilerin malvarlığına tedbir koydu.- Türkiye, ilk soruşturma dosyasına ilişkin girişimlere yeni başlarken, Frankfurt Eyalet Savcılığı, ikinci Deniz Feneri e.V. soruşturmasını başlattı. Alman savcılığı, Türkiye’den 16 kişinin ifadelerinin alınmasını ve malvarlıklarına tedbir konulmasını istedi. 20 Ocak 2009 tarihli adli yardım talebi, Alman makamları tarafından Türkiye’ye 24 Nisan 2009’da ulaştırıldı, 6 gün sonra da Ankara Başsavcılığı’na iletildi. - Adli yardım talebindeki tedbir istemi, böylece 6 Haziran tarihli kararla karşılanmış oldu. Ancak adli yardım talebindeki bazı eksiklikler nedeniyle Almanya’dan yeniden belge istendi.Tanık ifadeleri- Savcılık, tedbir kararından sonra tanık ifadeleri almaya başladı. Bugüne kadar Deniz Feneri e.V. ile bağlantılı olduğu iddia edilen şirketlerin sahipleri ve yöneticileriyle muhasebe görevlilerinin de aralarında bulunduğu 9 kişinin ifadeleri alındı.- Savcılık, ekim başından itibaren, dernekle bağlantılı olduğu öne sürülen şirketlerde arama yapılabilmesi konusunda hukuki hazırlıklara başladı. İstanbul’daki mahkemelerden gerekli kararlar alındıktan sonra dün düğmeye basıldı ve aramalar gerçekleştirildi.