Zeytinlik Yasası'nda AKP'de ayrışma; Beşir Atalay'la başlayan tepkiler devam ediyor

Zeytinlik Yasası'nda AKP'de ayrışma; Beşir Atalay'la başlayan tepkiler devam ediyor

Hükümetin 23 ayrı kanunda 76 madde olarak getirdiği ve zeytinliklerin ve kıyıların fabrika yapımına açılmasını öngören "Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı"nın ardından AKP içinde ortaya çıkan muhalif tepkiler sürüyor. AKP Van Milletvekili Beşir Atalay, başkanlığını yaptığı Milli Eğitim Komisyonu'nda karşı çıktığı düzenlemeye AKP’li üyelerden dün de tepki gelmesi dikkati çekti.

Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'ndaki görüşmelerde AKP Balıkesir Milletvekili Ali Aydınlıoğlu, kanun teklifi tasarıdan çıkarılmıyorsa düzenlemeler yapılabileceğini söyledi. Bazı  önerileri de komisyonla paylaşan Aydınlıoğlu, "Zeytin arazilerinde, birinci olarak söylediğim bu ağır metal, kimyasal atık bırakacak fabrikaların kurulmasına engel olalım" dedi.

MHP : 100-150 bin verimli zeytin ağacı yok olacak  

CHP’den kalabalık katılımla itiraz edilen düzenlemeyen MHP’den de çok sert tepki geldi. Sanayi Komisyonu'nun MHP’li üyesi Ahmet Kenan Tanrıkulu, söz konusu tasarıyla 100-150 bin verimli ağacın yok olmasına neden olacak bir düzenle olduğuna dikkat çekti.

Sanayi Komisyonunu tasarı görüşmelerini sürdürüyor. Tutanaklara dün yansıyan bazı konuşmalar şöyle:

Ali Aydınlıoğlu (Balıkesir) – Geçtiğimiz hafta sonu Edremit’te, Sayın Mustafa Bey, bizim Ticaret Odamızda -Burhaniyeli Yahya Ağacık var, zeytin, zeytinyağı tanıtım, UZZK’nın Yönetim Kurulunda- UZZK Başkanımız, Edremit Meclis Borsamız, zeytinyağı dernekleri, birlikleriyle, bunlarla bir toplantı yaptık, aşağı yukarı 15-20 kişi vardı. Dedim ki: “İlle bu kanun tasarısı tamamen çekilsin yerine somut bir şeylerle gidelim arkadaşlar, ne yapabiliriz?” Hatta önerileri de ben aldım, Sayın Bakanımıza getirdim. Dedim ki: “Sayın Bakanım, özellikle sıkça zeytin ağacının çok olduğu bölgelere, aman, Allah aşkına, ağır sanayi, metal, kimyasal atıklar içeren şeyleri getirmeyin. Gerçekten verimi düşmüşse, çok seyrek ağaçları filan varsa bunlar belki zeytinlik vasfından çıkarılıp oralarda yapılabilir ama bu da her türlü atık getiren sanayi tesisleri olmasın; turizm olabilir, işte konut belki olabilir, eğitim olabilir. O konularda bir çalışma yapalım.” Sayın Bakanımızın da gerçekten bu konuda çok hassas olduğunu biliyorum. Bizim oradaki görüşmemizden sonra şöyle şeye biz karar aldık: “Sayın Bakanım, mümkünse bu zeytin ağacı sayısını kaldıralım yani bir 15’le falan sınırlamayalım.”

Mehmet Tüm (Balıkesir) – 15 yok ki zaten. Dekar başına 15 var mıydı? Yoktu.

Ali Aydınoğlu (Balıkesir) – Bu sayıyı ben kaldırmanızı teklif ediyorum. Bir de mümkünse Sayın Bakanım bu kurul var ya valilikler bünyesinde kuracağımız kurul; o kuruldaki sivil toplum kuruluşlarının sayısını artıralım . Mesela borsaları, ticaret odalarını, sanayi odalarını da bu kurula dâhil edebiliriz, o da aklımıza gelen önerilerden birisiydi. Onun dışında, zeytin arazilerinde, birinci olarak söylediğim bu ağır metal, kimyasal atık bırakacak fabrikaların kurulmasına engel olalım, ben de bunları söylemek istiyorum.

Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir) – İyi niyeti muhafaza etmek istiyorum. Gerçekten üretimin artırılmasına ihtiyaç var, o noktada bütün Komisyon üyelerinin katıldığı duygu ve düşüncelere ben de katılıyorum yani üretimi artırmamız lazım ama bunu yaparken de böyle bu birtakım mahzurları olan tasarıdan da vazgeçmemiz gerekir diye düşünüyorum.

Şimdi, geliyorum çok önemli konuya yani –çok özür dilerim- "Zurnanın zırt dediği" diye bir tabir vardır, Komisyonumuzdan da özür diliyorum. Zeytincilik Yasası’nın 20’nci maddesi, bakın, Sayın Bakanım, siz de geçenlerde söylediniz, bayağı da umutlandık, “Bu maddeyi çekebiliriz.” diye bahsettiniz. Şimdi, 7’nci kez gündeme gelen bir hadiseyle karşı karşıyayız. Sizden önce de birçok Sayın Bakan 6 kez bu konuyla ilgili değişiklik teşebbüsünde bulundu ve bir sürü hadiselerle karşılaşıldı. 3573 sayılı Yasa’da, gerçekten, Türkiye’de baktığımız zaman yaklaşık 750 bin aile bu işten geçimini sağlıyor yani işin bir nafaka kısmı var, geçim kısmı var; bir de işletilen tarım alanlarının yüzde 3,5’u gibi çok önemli bir hadiseyi konuşuyoruz burada.

Şimdi, buradaki hadiseye baktığımız zaman, “Efendim, 100 milyon ağaç vardı,170 milyona çıktı.”yla kurtaramayız meseleyi. O zaman ben size sorarım: “Üretimi ne oldu bu işin?” Yani ne kadar üretim ve ne kadar verimlilik yaptık? Sadece ağaç dikmekle zeytincilik meselesini çö zmüş olmuyoruz ki yani o işin bir başka meselesi. Üretime aynı oranda yansımadı Değerli Bakanım, sayının bu kadar artması. Ha, bir diğer konu, bakın, buradaki hadiselerin içerisine girdiğiniz zaman zeytinlikle ilgili: Dekar başına 15 ağaç meselesini söyl üyorsunuz. Şimdi, çok enteresan bir şey -ben de zeytincilik yapılan bir bölgenin çocuğuyum, zeytin ağacı altında büyüdüm- yani dekar başına 15 ağacı binlerce yıldır üretici akıl edememiş, 10-12 ağaçta kalmış, “Bir gün birisi bir kanun tasarısı getirecek, bunu 15’e çıkaracak.” diye düşünememiş zavallı insanlar ve 10-12 ağaçta kalmışlar. Şimdi, 100 ila 150 bin verimli ağacın yok olmasına sebep olacak bir değişikliğe gidiyoruz Değerli Bakanım. Bakın, yani burada siyaset ötesi bir şeyi konuşuyoruz, farklı bir şeyi konuşuyoruz.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü (Düzce) – Değerli arkadaşlarım, sizin ifade ettiğiniz gibi, yani buradaki sayın milletvekili arkadaşlarımın ifade ettiği gibi, zeytin ağaçlarının kesilmesi, talan edilmesi, yağmalanması… Bakın, en ufak bir şüphem olsa bu yasayı derhâl geri çekerim. Asla ve kata böyle bir şey söz konusu değil. Yani, öyle şeyler söylüyorsunuz ki yani bir yağma var, bir talan var. Bakın, size az önce söyledim, 100 milyon zeytin ağacını 170 milyona çıkaran bir siyasi iktidar yani bu ağaçları niye keselim arkadaşlar biz, yani niye talan edelim, niye yağmalayalım?

AKP’liler geçtiğimiz hafta Milli Eğitim Komisyonu’nda tasarıya karşı çıkmıştı

Sanayi Komisyonu’nda başlayan "Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” geçtiğimiz hafta  tali komisyon olarak Milli Eğitim  Komisyonu görüşülmüş ve Komisyon Başkanı Beşir Atalay,  Kocaeli Milletvekili Mehmet Akif Yılmaz, Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıç, zeytin düzenlemesinin tasarı metninden çıkarılmasını istemişti.

Milli Eğitim Komisyonu’nun geçtiğimiz hafta yapılan toplantısından tutanaklara yansıyan bölümler şöyle:

Komisyonu Başkanı Beşir Atalay - Zeytinliklerle ilgili de Komisyon raporumuzda yazacağız biz yani Eğitim Komisyonu olarak kendi konumuz değil ama başından beri gündeme geliyor bu maddenin çıkarılması için raporumuzda yazacağız, onu da size ifade etmek isterim.

Mehmet Akif Yılmaz (Kocaeli) – Başkanım, teşekkür ediyorum.

Tasarıda genel itibarıyla sanayinin geliştirilmesi öngörülüyor, yaygınlaştırılması öngörülüyor, üretimin desteklenmesi öngörülüyor ama Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda yapılan değişiklik… Bu, maalesef sırıtıyor, bu reform paketine biraz gölge düşürüyor. Bu maddeyle, özellikle alternatif alan bulunamaması ve Zeytinlik Sahaları Koruma Kurulunun uygun görmesi şartıyla, bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış yatırımlar gelirse zeytin sahalarında yatırım yapılmasına izin verilebilecek. Az önce bahsedildi, zeytin ve ağaçları korumada , iktidarımız on beş yıldır bitkiyi, doğal olanı, ağacı korumada… Dünyada ciddi sıralardayız, orman üretiminde. Zeytin özel bir bitki, bizim için, hepimiz için özel bir ağaç türü. Bunun ileride büyük, ciddi sıkıntılar vereceğini düşünüyorum ve bu üretimi ciddi manada destekleyecek, sanayiyi geliştirmede ciddi açılımlar sağlayacak bu reform paketinde bu maddenin sırıttığını ve açıkça, bir iktidar milletvekili olarak da bu maddenin kanundan çıkarılması gerektiğini Sayın Bakanımıza arz ediyorum.

İmran Kılıç (Kahramanmaraş) – Bütün gelir getirici ağaçlara önem verilmeli, zeytin, bağ, portakal, fındık vesaire, nerede hangi ağaç ve bitki varsa oralarda o bitkiler, o ağaçlar azami şekilde korunmalı. Şehir, sanayi, baraj, havaalanı kurularak çok verimli araziler yok edilmiştir. Kahramanmaraş Ovası bu konuda bir örnektir. Şehir, sanayi, bara j, havaalanı, yılda üç verim alınan birinci kalite ovamızın yarısını yok etmiştir. Ovada ne denli zararlara ve çevre sorunlarına yol açtığı bir araştırma konusudur ve araştırılmalıdır, içler acısı bir felaket yaşanıyor orada. Eğitimimiz işsizler ordusu üretmiştir. Bir tarafta, iş arayan diplomalı işsizler her gün kapımızı aşındırmaktadırlar; diğer yönde, nitelikli eleman arayan esnaf ve sanayiciler. Meslek eğitimine hem de vasıflı e lemanlar yetiştirecek şekilde aciliyetle el atılmalıdır.

Her konuda üretim ve üreticilik, verimlilik bir zihniyet sorunudur. İnsanımız üretimden uzaklaşmış ve eğitim bir tüketim toplumu oluşturmuştur. Bu zihniyet sorunu çözülmeden, halledilmeden diğer sorunlar çözülemezçünkü bütün sorunlar yumağının temelinde bu zihniyet yatmaktadır.

Emek, alın teri, hak, hukuk, haram, helal, temel insani değerler eğitimin öncelikle konuları olmalıdır. Kalite değil reklamlarla özendirme öncelik almıştır.

Kahramanmaraş Yeni Organize Sanayi örneği, bir tarafta kırsal alana ağaç dikiliyor, yılda birkaç gün askeriyenin atış alanı olarak kullanılan yerler yıl boyu boş yatıyor; diğer yandan vatandaşın ekip biçtiği birinci kalite topraklar sanayi bölgesi olarak belirlenmiş, hem toprak kaybı var hem de istimlak sorunları söz konusu, devletin bütçesine yük getirecek. Aynı zamanda da sanayinin kurulması bu sebeplerden dolayı gecikmektedir. Kırsal alan bir tarafta boş yatıyor, diğer tarafta verimli alanlar sanayi bölgesi olarak belirlenmiş. Buranın incelenmesi ve bu sorunumuzun çözülmesi için bir el atılması gerekiyor ve konu yerinde görülmeli.

İsmet Uçma (İstanbul) – Hocam, hiçbir iktidar kendisine miting yapmaz, on beş yıldır çözseydin, niye çözmedin?

İmran Kılıç (Kahramanmaraş) – Ben, bir buçuk yıllık milletvekiliyim, bu acıyı da yıllar yılı vatandaşımla beraber yaşıyorum Sayın Hocam.