Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) dahil olan çiftçilere bu yıl dekar başına verilecek mazot desteği, yetiştirdiği ürüne göre 9- 36 TL arası değişirken; verilecek gübre desteği da 4 lira olarak açıklandı. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Atalık yaptığı açıklamada sağlanan ödeneklerin yetersizliğine dikkat çekti. Atalık, "Sağlanan destek, dışa bağımlılığı da bitirecek cinsten değil” dedi.
Birgün'de yer alan habere göre Bakanlar Kurulu Kararı dün mükerrer sayılı Resmi Gazete`de yayımlandı. Bu kapsamda dekar başına; - Buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale için 13 TL,
- Çeltik ve pamuk için 36 TL,
- Yağlık ayçiçeği, soya, dane mısır ve patates için 17 TL,
- Aspir, nohut, mercimek ve kuru fasulye için 11 TL,
- Fındık, yem bitkileri, çay, kuru soğan, kanola ve diğer ürünler için 9 TL,
- Nadas alanları için 5 TL mazot desteği verilecek. Bu desteklerin çiftçinin maliyetini karşılamaya yetmeyeceğini anlatan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, “Verilecek mazot destekleri yüzde 50’yi değil, yüzde 30’u ancak karşılıyor. Çiftçi, mazot harcaması için yıllık 10 milyar lira vergi ödüyor. Bir tek mazotta ödediği vergiyle aldığı desteği iade ediyor. Kaldı ki, Türkiye’de son 14 yılda 17 milyon dönüm buğday arazisi ekilmez oldu. 4-5 milyon ton buğday ithal eder olduk. Sağlanan destek, dışa bağımlılığı da bitirecek cinsten değil” dedi. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Atalık'ın açıklaması şu şekilde: "Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü (TEPGE) yayınlarında da yer alan, mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü`nün Türkiye`de Üretilen Tarım Ürünlerinin Üretim Girdileri Rehberi`nde 1 dekar buğday üretiminde 6,54 litre mazot kullanıldığı, bu miktarın çeltikte 20,40 litre, pamukta 20,76 litre, ayçiçeğinde 7,50 litre, mısırda 11,88 litre, patateste 23,28 litre, fındıkta 5,40 litre olduğu belirtilmektedir.
Mazotun Türkiye genelinde ortalama litre fiyatını 4,60 TL kabul edersek, 1 dekar buğday üretmek için harcanan mazotun değeri 30 TL`dir. Bu değer çeltikte 94 TL, pamukta 95 TL, ayçiçeğinde 35 TL, mısırda 55 TL, patateste 107 TL, fındıkta 25 TL`dir. Verilen desteğin gerçekte harcanan mazota oranı ise buğdayda yüzde 43, çeltik ve pamukta yüzde 38, ayçiçeğinde yüzde 49, mısırda yüzde 31, patateste yüzde 16, fındıkta yüzde 36 olmuştur. Görüldüğü üzere önemli pek çok üründe mazot desteği yüzde 50`nin altında kalmıştır. Tarımsal girdilerin desteklenmesi, çiftçinin üretim maliyetlerinin aşağıya çekilmesi ve halkımızın tarım ürünlerine daha ucuz bir şekilde ulaşabilmesinin en önemli araçlarından biridir. Mazot bu konuda güzel bir örnektir. Çiftçi traktöründe yılda ortalama 3,5 milyar litre mazot kullanmaktadır. Parasal değeri yaklaşık 16 milyar TL`dir. Siyasilerimizin de sık sık beyan ettikleri üzere mazot fiyatının yaklaşık %65`ini vergiler oluşturmaktadır. Bu noktada çiftçinin tek bir girdi olan mazota ödediği vergi yılda 10,5 milyar TL`dir. Tarımsal desteklemeler için 2017 yılı bütçesinden 12,8 milyar TL ayrılmıştır. Görüleceği üzere çiftçiye ödenen desteğin neredeyse tamamı, kullandığı girdilerden sadece biri olan, mazot vergisi adı altında geri alınmaktadır. Türkiye pek çok tarım ürününde giderek artan bir şekilde ithalata bağımlı hale gelmiştir. 2003 yılından Haziran 2017`ye kadar 44 milyon ton buğday ithalatına 12,2 milyar dolar, 11 milyon ton pamuk ithalatına 18,3 milyar dolar, 22 milyon ton ayçiçeği tohumu, yağları ve küspesinin ithalatlarına 14,4 milyar dolar, 28 milyon ton soya fasulyesi ve küspesinin ithalatına da 12,2 milyar dolar ödenmiştir.
Resmi Gazete`de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı çerçevesinde üretimde verimi ve kaliteyi artırmaya yönelik destekleri incelediğimizde; - Organik tarım ile iyi tarım uygulamaları desteklerinin geçen yıl ile aynı kaldığını,
- Prim desteği verilen yağlık ayçiçeği, soya, kanola, aspir, buğday, arpa, yulaf, tritikale, çeltik, kuru fasulye, nohut, mercimek, zeytinyağı ve çay desteklerinde geçen yıla göre bir değişme olmadığı,
- Her yıl 500 bin ton ile 1,5 milyon ton arasında ithal ettiğimiz mısırın prim desteğinin 3 kuruştan 2 kuruşa düşürüldüğünü,
- Sadece pamuktaki prim desteğinin 75 kuruştan 80 kuruşa çıkarıldığını görmekteyiz.
Kendi tarımımızı desteklerken son derece cimri davranan, ancak ithalata milyarlarca dolar akıtan böyle bir anlayışla tarımımızı, istihdamı ve refahımızı geliştirmek, bitkisel üretimde artış sağlamak mümkün değildir.
Uygulanan politikalar çiftçinin tarlasını boş bırakmasına, ekilen alanların daralmasına, tarım arazilerinin amaç dışı kullanılarak betonlaşmasına neden olmaktadır. Tarım Yasası`nda tarıma verilecek desteklerin milli gelirin %1`inden az olamayacağı hüküm altına alınmasına rağmen verilen desteklerin bir türlü %0,5`i geçememesi gibi mazot desteğinde de çiftçiye verilen söz tutulmamıştır.
Yapılması gereken günübirlik politikalar yerine uzun vadeli politikalarla tarımımıza yön verilmesi, çiftçilerin kooperatif çatı altında faaliyet göstermesinin teşvik edilmesi, ürünün bu çatılar altında işlenerek tüketiciye ulaştırılması, bu yolla aracıların sayısının azaltılması, üretici ve tüketicinin memnun edilmesi, üreticinin ekmekten vazgeçtiği Belçika yüzölçümüne eş değer tarım arazimizin tekrar üretime yönlendirilmesi olmalıdır.