Federal Meclis'te yaptığı hükümet açıklamasında Türkiye ve AB arasında planlanan anlaşmanın ayrıntılarını açıklayan Merkel, Türkiye'ye yeni mali yardımların aktarılmasının planlandığını, ancak AB üyeliğinin gündemde olmadığını söyledi. Almanya Başbakanı ayrıca beş yüz milyonluk Avrupa'nın sığınmacıların paylaşılmasında bu kadar sorun yaşamasının kıtanın 'onuruna' yakışmadığını kaydetti. Frankfurter Allgemeine Zeitung konuyla ilgili şu yorumu paylaşıyor okurlarıyla:
“Merkel'in bu suçlamasının hedefi Almanya, İsveç ve Avusturya'nın aksine bugüne kadar sığınmacı almaya pek yanaşmayan ve bu çizgisini değiştirmemekte kararlı olan ülkeler. Ancak Merkel'in planının başarıya ulaşması için bu dengelerin değişmesi gerek. Türkiye ile varılan Geri Kabul Anlaşması, AB’nin Ankara’dan önemli sayıda mülteci kabul etmesini öngörüyor. Zira Türkiye, aynı ‘hayallerin ülkesine’ kaçış güzergâhı üzerindeki diğer ülkeler gibi ‘kayıp ruhlar için bir kampa’ dönüşmek istemiyor. Ama bugüne kadar sığınmacı almak istemeyenler şimdi Merkel’in sözünü dinlese bile, tüm sorunlar çözülmüş olmayacak. Zira sığınmacılar Polonya’nın doğusunda veya Kuzey Romanya’da bir hayat hayaliyle yollara düşmüyor. Ne olacak peki? Buraya gelmiş olan sığınmacılar, mühürlenmiş trenlerle in cinin top oynadığı uzak köşelere mi gönderilecek?”
Nürnberger Zeitung adlı gazetenin yorum sütununda ise şu satırları okuyoruz:
“Merkel'in hükümet açıklamasında ‚Biz bunu başarırız‘ ifadesi geçmiyordu hiç. Başbakan bunun yerine Avrupa’nın ortak bir çözüm bulması gerektiğine vurgu yaptı ve özellikle de dış sınırların güvenliğini öne çıkardı. Bugüne kadar kendisinden bu yönde bu kadar net ve açık bir açıklama gelmemişti. Merkel, Avrupa içindeki sınırların pratikte artık kapalı olduğu ve Bavyera'nın dış sınırlarında da hummalı bir şekilde kontrol ve kayıtların yapıldığı konularına değinmedi bile. Özetle söylemek gerekirse, Merkel Merkel ile arasına mesafe koydu.”
Süddeutsche Zeitung ise yorum sütununda sığınmacı krizini ve bugün başlayacak olan AB-Türkiye zirvesini ele alıyor:
“Sığınmacı akını pratikte durdu. Tabii bunda Merkel’in isteğinin aksine Balkan Güzergâhı’nın kapatılması etkili oldu. Avusturya Başbakanı Faymann şimdi Merkel’in çizgisini değiştirmesini ve, tüm sığınmacıların Almanya’ya gelemeyeceği, sığınmacıların sadece bir AB ülkesine sığınma hakkına sahip olacağı yönünde bir sinyal vermesini bekliyor. Ancak bu zaten epey zamandır Avrupa'nın siyasi hedefi, fakat bu hedefe ulaşılamamasında sorun Almanya değil, sığınmacı almayı reddeden üye ülkeler. İşte tam burada bir rota değişikliği gerekiyor.”
AB-Türkiye zirvesine ilişkin Neue Osnabrücker Zeitung adlı gazetenin yorumu ise şöyle:
„AB-Türkiye zirvesi başarıya ulaşmak zorunda gerek, aksi takdirde insani felaketin boyutları büyümeye devam edecek. AB'nin Türkiye'ye çok fazla taviz verip vermediği, hatta Türkiye tarafından şantaja uğrayıp uğramadığı sorusu yanıltıcı, zira Ankara'nın talepleri çok da utanmazca değil. Neden çoğu AB vatandaşı Türkiye'ye vizesiz girerken, Türklere vize zorunluluğunda ısrar edilsin? Neden Ankara'nın sadece teselli edilmesi yerine gerçekten üyelik müzakereleri yeniden başlatılmasın? AB'nin sığınmacılar konusunda bir türlü gerekli adımları atmaması yüzünden Balkan devletlerinin kendi başlarına sınırları kapama kararı alması yeterince kötü bir durum zaten. Şimdi güvenlikli kaçış güzergahları ve adil dağılım konularının masaya gelmesi gerek, sınırların daha da sıkı kapatılmasının değil.”