Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş, 21 Kasım'da 3 işçinin ölümünün ardından tekrar gündeme gelen, ruhsatsız işletilen kaçak made ocaklarıyla ilgili olarak değerlendirmede bulundu. Bektaş, "Kaçak maden ocaklarında ölmek; işçilerimizin, insanımız kaderi olamaz. Buna 'kader' diyorlar. Adam dinamitle patlata patlata gidiyor, ocağın havalandırması yok. Bu, nasıl bir kaza? Bu, kaza olmaz. Bu, bile bile lades demek. Kimsenin hayatını göz göre göre feda etmesine göz yumamayız" dedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, başbakanlığı döneminde Soma'da meydana gelen ve 301 kişinin hayatını kaybettiği maden faciasıyla ilgili olarak, "Bunlar sürekli olan şeyler, bu işin fıtratında bu var" demişti.
Karaelmas Gazeteciler Derneği Yönetim Kurulu ve üyeleri, 7 Kasım'da göreve başlayan Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş'ı ziyaret etti. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Vali Bektaş, 21 Kasım'da 3 işçinin ölümünün ardından tekrar gündeme gelen, ruhsatsız işletilen kaçak ocaklarla ilgili gerekli mücadelenin yapılacağını söyledi. Bektaş, 3213 sayılı 'Maden Kanunu' kapsamında ruhsatsız üretim yapanlara 3 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 20 bin güne kadar adli para cezası verildiğini ayrıca infazın tamamlanmasından itibaren 10 yıl boyunca madencilik faaliyeti yapamayacaklarını açıkladı.
Kaçak ocaklarla ilgili çalışma yapacaklarını kaydeden Vali Bektaş, "Kaçak maden ocaklarında ölmek; işçilerimizin, insanımız kaderi olamaz. Buna 'kader' diyorlar. Bu işin kaçak olmayan yollardan yapılma şekli var ve getirisi az değil. Madencilik iyi bir iştir. Devletimiz yeterince fedakarlık yapıyor. Burada belli maliyetleri sübvanse ediyor. Burada birtakım boşluklardan yararlanarak, hayatımız pahasına ruhsatsız, hiçbir tedbir almadan madencilikte ısrar etmek çok makul bir iş değil. Ona müsaade etmemek için ne gerekiyorsa yapacağız" diye konuştu.
Vali Bektaş, ruhsatsız ocakların, yasa gereği gerekli şartlar yerine getirilmediği için kaçak duruma düştüğünü ve böyle üretim yapıldığını söyledi. Devletin yasalara uyan ruhsatlı ocaklara izin verdiğini dile getiren Vali Bektaş, şunları söyledi:
"Ne demek kaçak? Ruhsat yok. Niye? Ruhsat almak için gerekli şartları yerine getirmiyor. Nedir bu şartlar? İşçi güvenliği için gerekli şartlar. Yani diyor ki 'Ocağa hava bir yerden girip diğer yerden hava çıkması lazım'. Yani havalandırma bacası olması lazım. Yapmamış. Ondan sonra orada ölmüş. Ondan sonra ne diyoruz? 'Takdir-i ilahi' diyoruz, 'Kader' diyoruz. Hayır. Öyle bir şey yok. Neyin kaçağı? Tedbirin kaçağı. Yani tedbirin sağladığı gerektirdiği işleri yapmamanın maliyetinin kaçağı. Devlet ruhsatlı ocağa müsaade ediyor. Her türlü sistemi kurmuş. Üretilen ürünün alıcısı var. O zaman herkes kuralına uyacak. Biz bu işin üzerine düşeceğiz. Düşmemek vebaldir. Düşmek görevimizdir. Kaza her yerde olabilir ama bu bahsettiğimiz kaza değil ki. Buna 'kaza' demiyoruz biz. Adam dinamitle patlata patlata gidiyor, ocağın havalandırması yok. Bu nasıl bir kaza? Bu, kaza olmaz. Bu, bile bile lades demek. Kimsenin hayatını göz göre göre feda etmesine göz yumamayız." (DHA)