Almanya da Türkiye gibi nev-i şahsına münhasır bir ülke. Türkiye’de çok şey tepeden belirlenirken, Almanya’da her şey en ince ayrıntısına kadar tartışılıyor. Mesela neredeyse bir yıldır konuşulan enfeksiyondan korunma yasası nihayet değiştirildi ve merkeze yani Federal Hükümet’e, alınan kararlara uyulması konusunda daha fazla yetki verildi. Uygulamaya bugünden itibaren başlanıyor. İnsidans sayısına, yani son bir haftada her yüz bin kişiden kaçında enfeksiyon tespit edildiğine göre, farklı önlemler alınması kararlaştırıldı.
Son derece karışık olduğu ve sürekli yeni ayrıntılar ortaya çıktığı için detaya girmeyeceğim. Ama şunu söylemeliyim, Federal Hükümet her şeyi insidans sayısı ile matematiğe dönüştürmüş durumda, öyle ki artık vatandaşın bu kavramı duymaya mecali kalmadı. Yasanın değiştirilmesi ile de sorun henüz çözülmedi, çünkü liberaller değişiklik mecliste kabul edilir edilmez sokağa çıkma yasağı konusunda Anayasa Mahkemesi’ne gideceğini duyurdu. Sadece liberaller değil, bireylerin de mahkemeye başvuracağından adım gibi eminim.
Bir başka ateşli tartışma da sinema ve dizi camiasında yaşanıyor. Önceki gün Almanya’nın ünlü 51 oyuncusu, korona önlemlerini eleştirmek için “her şeyi kapatın” Hashtag’i ile alaycı bir video dizisi yayınladı. Sanatçılar aslında, önlemlerin kültür ve sanatı nasıl baskı altına aldığını ironik bir dille vurgulamak, bazı siyasetçi ve bilim insanları ile medyayı yine aynı ironi ile eleştirmek isterlerken, bilmeden aşırı sağcıların ekmeğine yağ sürmüş oldular. Çünkü videoların ardında yatan ironiyi herkes doğru anlamadı. Hükümet bunu ifade özgürlüğü olarak değerlendirdi ancak başka oyuncular, meslektaşlarını adeta eleştiri yağmuruna tuttular. “Salgın gibi bir felakette ironi ne kadar gerekli?” tartışması hala devam ediyor. Bazı sanatçılar videolarını silerken bazıları özür dileyip, aşırı sağcı düşünce ile aralarına mesafe koyduklarını belirtmek zorunda kaldılar.
Almanya önlemleri arttırmayı, özellikle sokağa çıkma yasaklarını tartışadursun, bazı AB ülkeleri açılmaya başladı. Bulgaristan’da futbolseverler pazartesi gününden itibaren stadyumda maç izleyebilecekler. Stadyumların sadece %30’unu dolduracak kadar kişiye izin verilecek. Slovakya, yine pazartesi gününden itibaren gastronomiyi ve spor stüdyolarını açıyor. İnsidans sayısı Almanya’dan yüksek olan Avusturya da açılma planlarını açıkladı. 19 mayıstan itibaren oteller lokantalar, cafe ve barlar açılacak, kapalı alanda 1500, açık alanda 3000 kişilik aktiviteler serbest olacak.
Temmuzdan itibaren var olan kurallar biraz daha esnetilecek. Mayıs sonuna kadar da “Yeşil Pasaport” adı verilen, aşılanmış, negatif test edilmiş kişilere serbestlik sağlayan belgelerin kullanılmaya başlanması bekleniyor. Avusturya gazetelerindeki yorumlar, hükümetin üçüncü dalga ile çok daha iyi başa çıktığı yönünde. İskandinav ülkeleri de hızlı aşılama ile birlikte kısıtlamaları azaltma yolunda. Tabii İsveç’in dışında. Enfeksiyon oranı hala çok yüksek olan İsveç başından bu yana seçtiği özel yolda, sapmalar olsa da ilerliyor. Diğer Avrupa ülkeleri de İsveç’i eleştirmeye devam ediyor. Hindistan mutasyonu tespit edilen Belçika’da ise durum vahim. Yoğun bakım üniteleri dolu, sağlık çalışanları sınırda, hastaların bir kısmı Almanya’ya sevk edilmeye hazırlanıyor.
Bu arada Rus aşısı Sputnik V’ye talep Avrupa’da giderek artıyor. Almanya 30 milyon doz ısmarladı, ilaç ajansı EMA izin verir vermez tedarik başlayacak. Rusya aşısını, enfeksiyon sayıları giderek artan Arjantin’de üretim yapmak için laboratuvar kuruyor. Latin Amerika’ya buradan aşı pazarlamayı planlayan Rusya ülkeye hem ham madde yollayacak hem de üretimi denetleyecek. Öte yandan BioNTecH’in aşısını üretmek için Çin ile yapılan pazarlıkta ilerleme olduğu belirtiliyor. Şirketin sahibi Profesör Uğur Şahin’in geçen hafta Şangay’da olduğu iddia ediliyor. Şirket iddialara yanıt vermezken, üretim izninin haziran ayında alınacağı tahmin ediliyor. Son olarak şunu söylemeliyim, herkesin gözü kulağı dün rekor sayıda ölü sayısı kaydedilen Hindistan’da. Dünyanın eczanesi sayılan Hindistan’ın bu durumda olması en çok, aşıyı Hindistan’dan tedarik eden yoksul Afrika ülkelerini endişelendiriyor. Çünkü aşı önceliğini değiştiren Hindistan tedariği durdurdu.