Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, Cumhurbaşkanı AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın rektör olarak Prof. Dr. Melih Bulu'yu atamasının ardından başlattıkları nöbet eyleminin 75'inci gününde, "Bizler kampüsümüzün canlı ve çoğulcu sosyal ortamını korurken atanmış rektörlüğün yıkmaya çalıştığı katılımcı yönetim kültürümüzü ve pratiklerimizi de yaşatmaya devam ediyoruz" açıklamasını yaptı. Yayınlanan haftalık basın bülteninde şu ifadeler kullanıldı:
"Bugün 16 Nisan Cuma. Direnişimizin 103., nöbetimizin 75. günündeyiz. Sizlere yine basının ve mezunlarımızın alınmadığı, çevresinde polisin ağır silahlarla devriye gezdiği kampüsümüzden sesleniyoruz. Geçen haftadan itibaren özel güvenlik, hocalarımızın misafirlerinin özellikle Güney Kampüs'e girişine engel oluyor. Atanmış rektörlüğün pandemiyi bahane eden bir duyurusunun ardından başlayan bu yeni uygulamayla, hocalarımızla halihazırda ortak çalışma yürüten ve bu akademik dönemin başına kadar üniversitemizde ders veren hocalarımızın dahi üniversiteye girişi engelleniyor. Öte yandan atanmış rektörlüğün misafirleri serbestçe üniversiteye girebiliyor. Üniversiteye girişlerdeki bu ayrımcı kısıtlamaların kaldırılmasını ve HES kodu ile, her zaman olduğu gibi mezun ve misafirlerimizin okula girmesini talep ediyoruz. Boğaziçi Üniversitesi emekli, emeritus, yarı zamanlı hocalar, öğrenciler ve mezunlarındır, bizlerin olmaya da devam edecektir.
13 Nisan Salı, gayrimeşru rektör atamasına karşı başlattığımız direnişin yüzüncü günüydü. Kararlı ve uzun vadeli direnişimizin bu önemli dönüm noktasını, tüm Boğaziçi bileşenlerinin katılımıyla gerçekleştirilen renkli bir şenlik ortamında yaşadık. Mezunlarımızın ve misafirlerimizin kampüse girişlerine konulan engellere, öğrencilerimizin hazırladığı afişlere el konulmasına rağmen 100. gün etkinlikleri, Boğaziçi Üniversitesi’nin çoğulcu, özgürlükçü ve yaratıcı sosyal ortamının canlı bir ifadesi oldu. Gün boyunca öğretim üyesi ve öğrencilerin ortaklaşa gerçekleştirdiği atölyeler, performanslar ve konserlerle süren etkinlikler akşam yeryüzü iftarıyla son buldu. Direnişimizin 100. günü tüm baskılara, yaşanan tüm zorluklara rağmen Boğaziçi’nin gülen yüzünün, barışçıl, yapıcı ve kapsayıcı atmosferinin tüm bileşenlerince korunduğunu, ümitle ve kararlılıkla da korunacağını gösterdi.
Bizler kampüsümüzün canlı ve çoğulcu sosyal ortamını korurken atanmış rektörlüğün yıkmaya çalıştığı katılımcı yönetim kültürümüzü ve pratiklerimizi de yaşatmaya devam ediyoruz. Atanmış yönetim tarafından askıya alınmış olan Fen Bilimleri Enstitüsü seçimleri geçen hafta öğretim üyelerinin özgür inisiyatifiyle gerçekleştirildi. Öğretim üyelerimiz kendilerine dayatılan ve iradelerini çiğneyen, kurumumuzun oturmuş teamül ve demokratik geleneklerine ters düşen yönetici belirleme modelini kabul etmediler. Yıllardır etkin bir şekilde uygulanagelen ve senatomuz tarafından kuralları tanınmış olan seçim sürecini işleterek, Sosyal Bilimler Enstitüsü örneğinde olduğu gibi, Fen Bilimleri Enstitüsü’nde de yeni müdürü belirlediler. Atanmış yönetimin üniversitemizin kurumsal bütünlüğüne ve gerçekleşmiş olan meşru seçim sürecinin sonuçlarına saygı duymasını bekliyoruz. Fen Bilimleri Enstitüsü’ne bağlı tüm bölüm mensuplarının özgür iradesiyle ve oy çoğunluğuyla seçilmiş olan Prof. Naz Zeynep Atay’ın enstitü müdürlüğüne atanmasını talep ediyoruz.
Bu bülteni kaleme almadan birkaç saat önce ise Yabancı Diller Yüksek Okulu (YADYOK) müdürü olarak Aysun Balkan'ın atandığını öğrendik. YADYOK hocaları ile hiçbir istişareye gerek görülmeden yapılan bu atama, bölümlere bildirilmesine rağmen YADYOK hocalarına hâlen resmen duyurulmadı. Okulumuzun temelini oluşturan YADYOK ve hocaları meselenin birincil muhataplarıdır. Onların iradelerine yapılan bu haksız müdahaleyi kınıyoruz.
Özerk ve demokratik üniversite mücadelemiz beşinci ayına yaklaşırken kurumsal bütünlüğümüzü korumaya, ve katılımcı ve çoğulcu kampüs hayatımızı geliştirmeye dair kararlılığımız ve umudumuz her geçen gün artıyor.
Atanmış Melih Bulu, Gürkan Kumbaroğlu, Naci İnci, Fazıl Önder Sönmez ve bir gecede kurulan Hukuk Fakültesi’ne atanmış Selami Kuran’ın istifasını bir kez daha talep ediyoruz.
Kabul etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz."