İstanbul'un Esenler ilçesi Davutpaşa semtinde kaçak olduğu belirlenen bir maytap atölyesinde 2008 yılında meydana gelen patlamada iş yeri sahibiyle birlikte yaşamını yitiren 20 işçi aileleri tarafından, patlamanın olduğu yerde bir kez daha anıldı. Patlamada hayatını kaybeden Gülhan Çubuk'un eşi İdris Çubuk, "Çalmadığımız kapı kalmadı. Sesimiz yeterince duyulmadı. Yıllarca süren Davutpaşa Davası’nda sadece Zeytinburnu Belediyesi yetkilileri ve bina sahiplerine çeşitli cezalar verildi. Bütün temennimiz Davutpaşa Patlaması Davası’nda cezasızlık anlamına gelebilecek cezaların çıkmaması, davamızın başka iş cinayetlerinin olmasını engelleyecek bir kararla sonuçlanması. 15 yıldır sesimizin ulaştığı her yerde haykırdık. İş cinayetleri son bulana dek haykırmaya devam edeceğiz" dedi.
İstanbul'un Esenler ilçesine bağlı Davutpaşa Mahallesi'nde, 31 Ocak 2008 tarihinde Emek İş Hanı'ndaki kaçak maytap atölyesinde meydana gelen patlamada iş yeri sahibi ile 20 işçi hayatını kaybetmiş, 115 kişi ise yaralanmıştı. Bugün, hayatını kaybeden işçilerin aileleri patlamanın yıl dönümünde, patlamanın olduğu yerde anma gerçekleştirdi. İş hanının yer aldığı bölgeye hurda yığını döküldüğü görüldü. Hurda yığınının önünde basın açıklaması okuyan aileler, açıklamadan sonra karanfil bıraktı.
Basın açıklamasını, patlamada hayatını kaybeden Gülhan Çabuk'un eşi İdris Çabuk okudu. Çubuk, şunları söyledi:
"31 Ocak 2008’de Davutpaşa’da meydana gelen patlama ve yangında 20 işçi hayatını kaybetti. 115 kişi yaralandı. Emek İş Hanı’ndaki kaçak maytap atölyesinin sahibi de patlamada hayatını kaybetti. Bugün burada kaybettiğimiz canlarımızı anmak, 'başka Davutpaşalar olmasın' demek için toplandık.
Arslan Doğan, Enes Ömer Boyraz, Gülhan Çabuk, Hacıyev Sehriyar Recepoğlu, Halit Alkan, Hasan Akhun, Heybetullah Güleç, Hüseyin Tayranoğlu, Kadir Cesur, Kazım Nişli, Lezgi Şimşek, Mehmet Coşkun, Metin Erdoğan, Novroz Mamadov, Orhan Saday, Ömer Vural, Semra Bakkal, Sevdat Çelik, Yaşar Kara ve Zübeyir Bal şahsında sadece 2022’de ölen en az bin 840 işçiyi saygı ve rahmetle anıyoruz.
Bizler, Davutpaşalı Adalet Arayan Aileler olarak 15 yıldır adaletin yerine getirilmesi, bütün sorumluların yargılanması için mücadele ediyoruz. 35 hafta sadece ceza davası açılması için Taksim’de nöbet tuttuk. Davamız ancak bir buçuk yıl sonra açılabildi. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na, Meclis’e, Adalet Bakanlığı’na, Başbakanlığa, Cumhurbaşkanlığı’na gittik. Çalmadığımız kapı kalmadı. Sesimiz yeterince duyulmadı. Yıllarca süren Davutpaşa Davası’nda sadece Zeytinburnu Belediyesi yetkilileri ve bina sahiplerine çeşitli cezalar verildi. 'Bütün sorumlular yargılansın' istedik, ceza alan yetkililer bile bir gün olsun hapis yatmadı. Çıkan kararlara itiraz ettik. Bütün sorumluların yargılandığı etkin bir yargılamada ısrar ettik.
14 yıl sonra, sonunda Anayasa Mahkemesi 'yaşam hakkının ihlal edildiğine' karar verdi. Davamız artık yeni bir aşamada. Anayasa Mahkemesi’nin bozma kararını, hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi cezasızlık konularındaki vurgusu nedeniyle tüm iş cinayeti davalarına, Hendek Patlaması Davası gibi davalara etkisi olacak nitelikte emsal bir karar olduğu için önemini biliyoruz. Bugün anmamızdan sonra Anayasa Mahkemesi’nin bozma kararından sonraki ikinci duruşmamız görülecek. Sizleri duruşmamızda da yanımızda görmek istiyoruz.
Bütün temennimiz Davutpaşa Patlaması Davası’nda cezasızlık anlamına gelebilecek cezaların çıkmaması, davamızın başka iş cinayetlerinin olmasını engelleyecek bir kararla sonuçlanması. 15 yıldır sesimizin ulaştığı her yerde haykırdık. İş cinayetleri son bulana dek haykırmaya devam edeceğiz. Davutpaşa’yı Unutmadık. Davutpaşa’yı unutturmayacağız. İş kazası değil, iş cinayeti. Başka Davutpaşalar olmasın."
Ailelerin avukatı Berrin Demir, patlamanın olduğu noktanın, hayatını kaybeden işçiler anısına bir park alanına dönüştürülmesini talep ettiklerini söyleyerek şöyle konuştu:
"Aileler kendileri gelerek burayı düzenleyip ağaçlar dikmişti. 20 işçinin öldüğü, 115 işçinin yaralandığı bu katliam alanının unutulmaması için bir park haline getirmek için çok mücadele ettiler. Ama görüldüğü gibi burayı bir çöplük haline getirmişler. Bunu da ayrıca kınıyoruz ve belediyeden, önlemleri almadığı için bu kadar insanın hayatını kaybetmesine, yaralanmasına, sakat kalmasına, gözünü, uzuvlarını kaybetmesine neden olan belediyeden, bari hiç değilse bunun onlar için bir görev olduğunu, ailelere karşı yerine getirmek zorunda oldukları bir mecburiyet olduğunu tekrar hatırlatmak istiyoruz.
Ailelerin büyük acısına saygı, burayı bir park, onların anıldığı isimlerinin yazıldığı bir levhayla, bir park haline getirmek belediyenin görevidir. Vatandaşına saygısı, ailelerin büyük acılarına saygısı, hayatını kaybeden ve yaralanan insanlara saygı gereğidir. Bunu talep ediyoruz ve bekliyoruz." (ANKA)