Elektrik faturalarında kademeli elektrik tarifesi kapsamında 150 kilovat üstüne getirilen zamlara yönelik muhalefetten ve vatandaştan yapılan itirazın ardından Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, zam uygulanacak üst limitin aylık 150 kilovattan 210 kilovata çıkarılacağını açıkladı.
2021 yılında yapılacak zamların yıllık enflasyonu etkilemesi için 2022'ye ertelendiğini ve yapılan zamların bu nedenle tüketicilere ağır bir yük bindirildiğini ifade eden uzmanlar, sorunların enerji politikalarından kaynaklandığını ve yeni bir enerji politikasına ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.
Elektrikteki zamların nedeni ne? Enerji sektöründe fiyatlar neden artıyor? Türkiye'nin enerji politikası nasıl? Kademeli elektrik tarifesi düzenlemesinin faydası var mı? Dağıtım şirketleri aradan çekilirse fiyatlar düşer mi? Tüketiciyi Koruma Derneği Başkanı Aziz Koçal ve Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Özdağ, Füsun Sarp Nebil'e yorumladı.
Gelen zamların tüketiciyi isyan ettirdiğini ve kendilerine çok fazla şikayet geldiğini söyleyen Tüketiciyi Koruma Derneği Başkanı Aziz Koçal, "Esas zamlı fatura Şubat'ta gelecek. Çünkü Ocak ayındaki faturanın yarısı Aralık ayında kullanıldı ve zamsız fiyattı. Şubat ayında bunun çok üzerinde bir fatura gelecek ve şikayetler çok daha fazla artacak" dedi.
Asgari ücrete gelen zam ile elektriğe yapılan zam arasında büyük bir fark olduğunu dile getiren Koçal, "Bu şu demektir. Tüketicinin alım gücü daha birinci ayda bitmiştir" diye konuştu.
Kademeli tarife uygulamasının neden getirildiğini anlamadıklarını söyleyen TÜKODER Başkanı Aziz Koçal, tepkiler sonrası açıklanan yeni tarife için kullanılan 'indirim' ifadesine de tepki göstererek "Sen zaten zammı yükselttin. Zaten zamlı alacaksın zamdan indirim mi olur? Yani indirimli fatura gelmeyecek tüketiciye. Bu indirim değil" ifadelerini kullandı.
Anayasaya göre yönetim erkinin vatandaşı ve tüketiciyi koruması gerektiğini belirten Koçal, "Halkın cebinden aldınız dağıtım şirketlerinin kasasına koydunuz. Güçsüz olan taraf tüketici. Ama maalesef biz şirketleri beslemek zorunda kalıyoruz. Bu özelleştirmenin tüketicinin sırtına yüklediği yüktür" dedi.
Koçal, yapılan zamların sosyal patlamalara da neden olabileceğini ifade ederek "Bunların önüne geçmek için ya zamlar geri alınmalı ya da ücretler zamların üstüne çıkarılmalı" diye konuştu.
Son 20 yılda elektrik enerjisinde çok büyük bir özelleştirme yapıldığını ve enerjide yapılan zamların temel nedeninin şirketlerin talepleri olduğunu söyleyen Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Özdağ, "2020 yılından sonra elektrik piyasası kanunu ve enerji piyasası kanunlarında yapılan değişiklikler torba kanun içine konularak TBMM'den geçiyor. Yani 2-3 yıldır bu enerji sektörünün uluslararası borçlarını finanse etmek üzere değişiklik yapıldı, bu şirketlerin kamuya olan yükümlülüklerini ya ertelendi ya affedildi. Bütün bunlar bizim enerji maliyetlerimizi arttırdı" dedi.
2013 yılında enerji piyasasındaki özelleştirmelerin bittiğini ve faturalardaki kalemlerin giderek arttığını ifade eden Özdağ, şöyle dedi:
"Dağıtım bedeli özelleştirmelerden sonra yüzde 500 artmış. Enerji bedeli yüzde 480 artmış. Bunlardan alınan vergiler de birinci kademe mesken için yüzde 240, ikinci kademe mesken için 425 artmış. Kamu şirketi EÜAŞ, aldığı elektriğin büyük kısmını toptan bir şekilde dağıtım şirketlerine satıyor. EÜAŞ'ın 2013'ten beri şirketlere sattığı elektrik yüzde 80 artmış. Kamu kurumu EÜAŞ'ın, dağıtım şirketlerine sattığı elektrik 31 lira 86 kuruş, vatandaşa ise birinci kademe 79 lira 46 kuruş, ikinci kademe mesken abonesine ise 100 lira 34 kuruş. Bize reva görülen enerji bedeli bu. Bizim cebimizden boğazımızdan kesilerek bir avuç dağıtım şirketine ve elektrik üretim şirketine sermaye transferinden başka bir şey değildir bu."