Ankara’da hayatını tek başına sürdüren emekli vatandaş emekli maaşlarında yapılan artışa; “Kısaca, net olarak söylemem gerekirse; emekliler ölsün, gençler sürünsün, biz koltuğumuzda oturalım, bizim yerimiz sağlam olsun, biz cebimizi dolduralım, saraydaki zat-ı muhterem koltuğunu korusun ama ülke ne olursa olsun” tepkisini gösterdi.
Ankaralı emekliler, emekli maaşlarında yapılan artışı değerlendirdi. Emeklilerin temel gıda maddelerinden yoksun olduğunu belirten bir emekli yaşadıklarını, şöyle anlattı:
“Enflasyon rakamlarının doğru olduğunu düşünmüyorum. Çarşıya, pazara yansıyan rakamlara bakarsanız açıklananın daha üstünde, çok çok üstünde olduğunu düşünüyorum. Çünkü, çarşıya pazara çıktığınızda, emekliler et yiyemiyor, emekliler temel gıda maddelerinden yoksun. Bir kilo domatesin 12 lira, 13 lira olduğu bir ülkede siz asgari ücretin altında olan emekliler, ne yiyecek, yani nasıl beslenecek?
Ben tek başıma bir insanım. Emekliyim. Ben o kadar zorlanıyorum ki geçinmekte… Malulen emekliyim. Ben borcu borçla kapatarak, geçinmeye çalışıyorum. Ama Allah diyorum yardım etsin, çok çocuğu olana, evlenmemiş gençlere, evlenmeyi düşünen insanlara… 1 gram altının bin lira olduğu bir zamanda. Yani ne diyebilirim içler acısı bir durum.
Kısaca, net olarak söylemem gerekirse; emekliler ölsün, gençler sürünsün, biz koltuğumuzda oturalım, bizim yerimiz sağlam olsun, biz cebimizi dolduralım, saraydaki zat-ı muhterem koltuğunu korusun, ama ülke ne olursa olsun. Yani siyaset bu, yapılan işler böyle. Ben geleceğimizin aydınlık olduğunu hiç düşünmüyorum. Gençler adına çok üzülüyorum."
Geçimini güzellik merkezinde çalışarak sağlayan Ayhan Rustaii, emeklilerin yaşadıklarına dair şunları söyledi:
“İnsanlar beş lira ucuzuna, iki lira ucuzuna almak için bir yerden bir yere… Allah’tan yaşlılara otobüs kartı var bedava gidiliyor da insanlar ucuz alabilecekleri yerleri tek tek arıyorlar. Sabah çıkılıyor, akşam eve geliyorlar."
Sokakta ayakkabı boyayarak geçinmeye çalışan Ali ismindeki vatandaş, hakkını helal etmediğini belirterek şöyle konuştu:
“Sayın Bülent Arınç; emekli olacak, televizyonda demeç veriyor. Diyor ki, ‘Bizden önceki vekillerin atı, katı, yatı, çiftliği vardı’ diyor. Bize de iyi bir zam verilsin’ diyor sayın Bülent Arınç. Bu millet ahmak, aptal diye, üç gün konuşurlar unuturlar diyor. Çok doğru söylüyor. Biz ahmak ve aptalız. Kısaca şunu da söyleyeyim, hepsine hakkım haram olsun. Benim vergilerimle maaş alıyorlar. Biz de burada sokaklarda sürünüyoruz. Sabah altıda kalkıyorum, Halk Ekmek sırasına gidiyorum."
Bakmak zorunda olduğu yaşlı annesi olan emekli Sema Yazıcı, sürekli kısıntı yapmak zorunda olduklarını belirterek şöyle konuştu:
“Gelen zamlar, zaten belimizi büktü. Sürekli evin alışverişini ben yapıyorum. Gittiğimde fiyatlar, her gün daha farklı oluyor. Onları bir tarafa bırakıyoruz. Sabah elektrik zammı, doğal gaz zammıyla uyanıyoruz. Ona göre aidatlar artıyor. Benim yaşlı bir annem var, ben ona bakıyorum aynı zamanda mesela yaşlılıkta, emeklilikte insanların daha iyi yaşaması gerekir. Çünkü, mücadele gücü azalıyor, daha sağlıklı beslenmesi gerekir. Ama bir şey alırken, yanında ötekini almak biraz zor oluyor. Yaşam koşulları çok ağır, gerçekten her gün daha da zorlaşıyor. Şimdi iyi su kullanmayıp çeşme suyundan yararlanmaya çalışıyoruz. Çünkü suya da zam geliyor her gün.”
Kaynak: ANKA