T24 Kültür Sanat
Türkiye'nin önde gelen karikatür sanatçısı ve T24 çizeri Tan Oral'ın eserlerinden oluşan ‘Gazete’ isimli sergi Karaköy Bankalar Caddesi Felek Sokak No: 1 adresindeki Schneidertempel Sanat Merkezi'nde açıldı. Oral, karikatür anlayışını anlatırken, “çizgi ile ikna etmek değil, tartışmak istediğinin” altını çiziyor.
Türkiye’nin dünyada da tanınan sanatçılarından Tan Oral’ın çizgisi son olarak, 11 Haziran 2021 tarihinde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin düzenlediği Türkiye Gazetecilik Başarı ödüllerinde, 2 Kasım 2020'de yayımlanan "Betonlaşmadan Yakınmak" karikatürüyle ödüle değer bulundu.
50 yıldır çizen Oral, günlük çalıştığı gazetelerde yayımlanan çizgileriyle bu sergide “gazete kâğıdını” selâmlıyor.
Türkiye’de şiire damga vuran ve İkinci Yeni akımında sembol isimlerden olan Cemal Süreya’nın en bilinen düz yazıları olan “portreler” serisinde Tan Oral da yer almış ve Oral’ın çizgileri için şu yorumu yapmıştı:
“Sanki Tan Oral çıkıyor, minareden aşağı bir çamaşır ipi bırakıyor. Yerçekimi de azalmış sanki. O ip nasıl oynar havada, işte öyle bir çizgi. Yumuşak, ama hiçbir zaman gevşek değil.”
Oral, Cemal Süreya’nın kendisi hakkındaki bu yorumunu ve 6 Şubat’a kadar görülebilecek olan yeni sergisi ‘Gazete’yi T24 için anlattı. Süreya’nın kendisine ilişkin gözlemini yorumlarlen karikatür anlayışını anlatan Tan Oral, şunları söyledi:“Karikatürde mükemmellik, resmin aksine aleyhinedir. Çünkü ikna etmeye başlar karşısındakini. Ben ikna etmek değil tartışmak istiyorum. O yüzden samimi olmalı. Bütün hatamla ve duygusal titreşimimle kâğıda geçmeli ki tartışmaya sebep olsun. Benim içimin titremesiyle kâğıda geçtiğinde onun arkasında rahatlıkla durabilirim; onunla ilgili bir tartışma olursa ne mutlu! Yandaş yaratmak, bir ikna problemi değildir çizgi. Cemal Süreya da bunu sezmiş…”
Cemal Süreya’nın kaleminden Tan Oral Türkiye’de şiire damga vuran ve İkinci Yeni akımında sembol isimlerden olan Cemal Süreya’nın en bilinen düz yazıları olan “portreler” serisinde Tan Oral da yer almıştı. Süreya’nın, 1988 yılında 2000’e Doğru dergisinde yazdığı, daha sonra “99 Yüz” kitabında toplanan portrelerinde, Tan Oral ve çizgisi için kullandığı bazı ifadeler şöyle: “Tan Oral ın çizgisinin altında çok derin bir araştırma çalışması var. Öbür sanatlarla, düşünce yapıtlarıyla, dille iyi beslenmiştir. Bu da o çizgiye usta işi olmanın ötesinde bir kıvam kazandırmıştır.Yumuşak çizgi. Sanki Tan Oral çıkıyor, minareden aşağı bir çamaşır ipi bırakıyor. Yerçekimi de azalmış sanki. O ip nasıl oynar havada, işte öyle bir çizgi. Yumuşak, ama hiçbir zaman gevşek değil. Gereğinde aynı çamaşır ipi kendini aşağıya bırakanın eline hızla dönecektir. Hem de, sözgelimi, kement kıvamına girmiş olarak. Tan Oral da nesneler ve kişiler benzer yanlarıyla baş döndürücü biçimde yan yana gelir. Modern hayat gereçleri, entelektüel nesneler sürekli çoğalıp durur. Turhan Selçuk’ta üçgen, Ferruh Doğan’da dörtgen, Semih Balcıoğlu’nda daire önemli. Tan Oral ın çizgisi bir çokgenin aile üyesidir. Belirsiz bir çokgen. Çeşitli geometrik biçimlere dönüşebilir.Tan Oral birkaç çeşit karikatürü birden yürütmekte. Zaman zaman gençlik yapıtlarını yayımladığına da tanık oluruz. Hepsinde damgası vardır. Yine de formülü çıkarılamaz. Bu yüzden taklidi de çok zor. Formülü çıkarılamayan bir sanatçı da Ali Ulvi. Onun en belirgin özelliği de desen gücü ve titizliği. Çamaşır ipinin cinsini de araştırır.” |