Kahramanmaraş'ta depreme yakalanan Ahmet- Mebruke Gönül çifti ile 3 kızları, oturdukları çöken 5 katlı binanın enkazından molozları elleriyle itip, sürünerek sağ çıkmayı başardı. Depremde beli kırılan ve Antalya'da tedavi gören Ahmet Gönül, "Kurtulmaya çalışırken artçı sarsıntılar oluyordu. Sonra delikten 1 metre kadar aşağı düştüm ama dışarı çıktım. Bütün binalar yıkılmıştı" dedi.
Kahramanmaraş'ta oturan Ahmet- Mebruke Gönül çifti ile kızları Hatice Rümeysa, Vildan Elif ve Gülcan Gözde, 6 Şubat'ta yaşanan ilk depremde oturdukları 5 katlı binanın çökmesiyle enkaz altında kaldı.
Enkazdan kendi imkanlarıyla kurtulmayı başaran Gönül çifti ile 3 kızları, Antalya'ya getirilerek, Falez Uygulama Oteli'ne yerleştirildi. Depremde beli kırılan Ahmet Gönül'ün ise hastanede tedavisi sürüyor.
Ahmet Gönül, deprem gecesi uyanık olduğunu, saat 04.00 civarı fırından ekmek alıp geldiğini belirterek, "O gece nedense uyku tutmadı. 04.13 gibi ekmeği alıp, geldim. Sonra oturdum, sallantı oldu. 3-5 aydır şehrimizde sallantılar oluyordu. Öyle bir şey zannettik. Vurdu, tekrar ikinciyi salladı. Durumun vahameti ortaya çıkmaya başladı. Çocuklar bağrışıyordu. Bizim binamız iki binanın ortasında, yandaki binalara vuruyor. İki çekyat var; o anda çocuklarla yanına kapandık. Çocuklar, o anda 'Allah'ım ne olur durdur' diye bağrışıyordu. Dördüncü sert vurmasında bina olduğu gibi üzerimize indi" dedi.
Binanın üzerlerine yıkılmasından bir süre sonra kendine geldiğini belirten Gönül, "Bir baba için çok zor, 'Hangisi gitti' diye düşündüm. Çocuklara, 'Bana ses verin' dedim, ses almak istedim. Hepsi tek tek ses verdi. Hanım, 'Ahmet deprem oldu, enkaz altındayız' dedi. Çocuklara sordum, 'Vücudunda herhangi bir ıslaklık olan var mı, kendinizi kontrol edin' dedim. Kızımın bedeni ile kafam molozların arasında sıkışmış vaziyetteydi, kımıldadıkça kafam acıyordu. Zifiri karanlıktı. Sağ tarafımı oynatamıyordum, belimden yaralandım. Dışarıda her yer zifiri karanlıktı. Çok sağanak yağmur vardı ve dışarıdan ışık gördük. 'Kendimizi çıkarırsak, bu delikten çıkarız 'dedik. Çocuklara, 'Siz kendinizi kurtarın beni burada bırakın' dedik. Divanın yanında bize yaşam alanı oluşmuş" diye konuştu.
Molozları elleriyle itip, sürünerek enkazdan çıktıklarını anlatan Ahmet Gönül, "Kurtulmaya çalışırken artçı sarsıntılar oluyordu. Sonra delikten 1 metre kadar aşağı düştüm ama dışarı çıktım. Bütün binalar yıkılmıştı. Hepimiz kurtulduktan sonra yorganlardan birini enkazdan çekip, üzerimize aldık. Üst kattaki komşunun da 3-4 yaşındaki çocuğunu amcası kurtarmış, bize verdi. Belimden ayakta duramıyordum. Benim 1993 model arabam vardı. Üzerinde enkaz yoktu ama bütün moloz tozu üzerindeydi. Arabanın altında beton bloklar vardı. Onları tek başıma çıkarttım, Allah bir güç verdi. Arka sol camını kırıp, kapıları açıp, herkes içine bindi. Molozları temizledikten sonra arabayı boşa alıp, aşağı doğru itekledim. Boşluğa gitti ve bir kaldırıma çarpıp durdu, açık alana indik" dedi.
Bir süre araçta beklediklerini aktaran Gönül, "Gün ışığı ortaya çıkınca inip, binanın arka tarafına gittim. Enkazdan, kıyafetlerden alabildiklerimi aldım. Yarım saat sonra tekrar enkaza döndük, tavan çökmüş, benim terzi masası tutuyordu. O riski göze alıp, çekmecedeki yedek anahtarı aldık. Arabayı çalıştırıp, baldızın yanına gittik. Caddede her yer yıkılmıştı. Sonra kızımın öğretmenleri aracılığıyla buraya geldik. 'Sıfırdan hayat kuracağız' diye buraya geldik. Milli Eğitim Müdürlüğü bizi hastaneye götürdü. Belimden MR çekildi, enkazda kırılmış. Doktor da 'Sen Maraş'tan buraya kadar böyle nasıl geldin' diyerek şaşırdı. Burada bütün ihtiyaçlarımızı karşıladılar" diye konuştu.