HDP Muş Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin görüşmelerinde, “2022-2023 yılında zorunlu ihtiyaçlar, bir ilkokul öğrencisi için 2 bin 840 lira, bir ortaokul öğrencisi için 3 bin 180 lira, lise öğrencisi için ise 3 bin 270 lira. Asgari ücretle geçinen, 6-7 bin lira kira vermek zorunda kalan ve gerçekten bir kilo elmanın 20-25 lira olduğu bir ülkede insanlar nasıl bu masrafları karşılayacaklar Sayın Bakan, size sormak istiyorum? Dün biz Eğitim Sen’in eylemindeydik ve öğretmenler şunu diyor; ‘Öğrencilerimiz sınıfa geldiklerinde diyorlar ki öğretmenim midem bulanıyor, başım ağrıyor’. Neden? Çünkü çocuk aç ya aç” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bugün Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı’nın bütçeleri görüşülüyor. Komisyonda söz alan HDP Muş Milletvekili Gu¨lüstan Kılıç Koçyiğit, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e hitaben şunları söyledi:
“AKP hükümeti, 2002’den beri, özellikle de eğitim, sağlık gibi hiçbir şekilde alınıp satılmayan kamusal hizmetleri özelleştirmeye vakıf olan bir hükümet olarak tarihe geçti. Milli Eğitim Bakanlığı’nın yıllardır eğitimde nasıl özelleştirmeleri hızlandırdığını, eğitimi nasıl piyasalara açtığını, aslında devletin asli görevi olan eğitime her yurttaşın eşit ulaşma hakkını nasıl geri çektirdiğini, gasp ettiğini görüyoruz. Bugün bir eğitim sistemini ve bir eğitim bütçesini konuşuyorsak öncelikle bunun mantığına dönük eleştirimizi ortaya koymamız gerekir. Tamamen devletin; demokratik, laik sosyal devlet ilkesinin erozyona uğratıldığı ve eğitimin piyasaya açıldığı, piyasalaşırken de devletin kaynaklarının, yani biz yurttaşların vergilerinin özel okullara, özel teşviklere harcandığını, ama bu sırada devlet okullarına giden gariban yurttaşın çocuğunun nasıl sıvı sabuna, peçeteye, onu da bırakın temiz suya, temiz bir tuvalete bile erişiminin olmadığı bir yerden eğitimi konuşuyoruz… Sunumunuzda OECD ortalamalarını vermişsiniz, öncelikle şunu söyleyelim; Türkiye’de eğitime ayrılan bütçe, OECD ortalamasının yarısı bile değil.
Türkiye nitelikli eğitim gücünü açığa çıkarabilmiş midir? Bunların hepsi havada kalıyor. Niye? Çünkü biz eğitime çok az bir bütçe ayırmıyoruz. Ayırdığımız bütçenin büyük bir çoğunluğunu personel giderlerine, SSK giderlerine, cari süreçlere ayırıyoruz. O yüzden yıllar içerisinde eğitimde niteliği artırmaya, yatırıma dönük kalemlerin gittikçe azaldığını görmememiz gerekiyor… Sınıfların mevcudunun azaltıldığını söylediniz. Hiç de öyle sınıf mevcudu az değil, 30'ların üzerinde. Bölgesel eşitsizliğe değinmemiş olmanız da büyük bir kayıp.
Bütçenizde kısmi artış var demiştim, bu enflasyon oranına göre aslında hiçbir şey değişmiyor. Türkiye’de eğitim yükü bütün velilerin üzerinde. Bir yıllık eğitim masrafını ben size söyleyeyim: 2022-2023 yılında zorunlu ihtiyaçlar, bir ilkokul öğrencisi için 2 bin 840 lira, bir ortaokul öğrencisi için 3 bin 180 lira, lise öğrencisi için ise 3 bin 270 lira. Asgari ücretle geçinen, 6-7 bin lira kira vermek zorunda kalan ve gerçekten bir kilo elmanın 20-25 lira olduğu bir ülkede insanlar nasıl bu masrafları karşılayacaklar Sayın Bakan, size sormak istiyorum? Dün biz Eğitim Sen’in eylemindeydik ve öğretmenler şunu diyor; ‘Öğrencilerimiz sınıfa geldiklerinde diyorlar ki öğretmenim midem bulanıyor, başım ağrıyor. Neden? Çünkü çocuk aç ya aç. Çocuk bildiğiniz aç.” (ANKA)