Artvin’de icra dairesince yapılan ihaleden satın aldığı otomobil çalıntı çıkan kişinin açtığı dava 10 yıl sonra sonuçlandı. Mahkeme, satıcının aracın motor ve şase numaralarına bakma yükümlüğü olmadığı gerekçesiyle vatandaşı suçlu bulurken, 10 yıl geriye dönük mahkeme masraflarının ödenmesine de karar verildi.
Artvin'de özel sektör çalışanı Cengiz Okur (40), kanser hastası iki ağabeyinin Trabzon'a kemoterapiye rahat taşıyabileceği bir araç almak için 10 yıl önce Artvin İcra Müdürlüğünün açtığı ihaleye girdi.
Artvin İcra Müdürlüğü'nde 2012 yılında satışı yapılan, 2004 model otomobili 21 bin 500 lira ödeyerek alan Okur, aracın temiz kağıdını alarak trafiğini yolunu tuttu. Aracın ruhsat işlemleri sırasında polis memurları aracın motor ve şase numarasının farklı olduğunu ifade etti. Bunun üzerine yapılan incelemede aracın çalıntı olduğu ortaya çıktı.
Otomobili polise teslim etmek zorunda kalan Okur, ihaleyi gerçekleştiren İcra Dairesi ve Adalet Bakanlığına aleyhine dava açtı. Artvin Asliye Hukuk mahkemesinde görülen davada çıkan kararda, araç için harcanan paranın faiziyle geri ödenmesine ilişkin karar verildi. Bu kararın üzerine temyize gidilirken, 10 yıl süren davada, Yargıtay yerel mahkemenin verdiği kararı bozdu. İhaleye girdiği araçtan olan ve parasını geri alamayan Cengiz Okur, mahkemeyi kaybetmenin yanı sıra, 10 yıl geriye dönük mahkeme masraflarını da kendi ödemesi kararını görünce neye uğradığını şaşırdı.
Artvin İcra Dairesi’nde aldığı aracın çalıntı çıktığını ifade eden Cengiz Okur, “Şuan hayatta olmayan kanser hastası iki ağabeyimi Artvin'de kemoterapi olmadığından dolayı sürekli Trabzon'a götürüyordum. Daha rahat edebilmeleri için hafif ticari dedikleri bir otomobil almak istedim. Artvin İcra Müdürlüğü’nün açtığı ilanı gördüm. Ağabeylerimin rahat seyahat edebilecekleri bir araçtı. Fiyatı da uygundu. İhaleye girdim ve kazandım. İcra Müdürlüğü, ‘git aracı satın al’ diye bana temiz kaydını verdi. Trafikte Müdürlüğü’nde aracın kaydını alacağım esnada aracın çalıntı olduğunu öğrendim. Evrakla yazılanla, araçtaki motor ve şase numarası farklı olduğu ortaya çıktı. Polis memurları biraz daha araştırma yapınca aracın çalıntı olduğunu söylediler. Sonra gittim hemen İcra Müdürlüğü’ne paramın iadesini istedim, ne parayı ala bildim ne arabayı. Bu dava 10 sene sürdü. En sonunda davayı kaybettim, şuanda benden mahkeme masraflarını da geri istiyorlar” dedi.
Mahkeme sürecinde kendisinden bilir kişi raporu istendiğini kaydeden Okur “Bilirkişi raporunda, aracın benim kontrol edipte öyle almam gerekiyormuş. Normalde bana verilen süre 5 dakika, aracın sadece etrafına geze biliyorum. Aracın kaputunu açıp içine bakma gibi bir şansım yok. Komik olduğu kadar benim için üzücü bir olay. Devletten satın aldığım araç, şahıstan satın alsam kendimi suçlu hissedeceğim. Devlet bana çalıntı araba sattı, şimdi hiçbir şekilde sahip çıkmıyor. Bu aracı bağlayan polis bağladığı anda aracın çalıntı olduğunu anlamamış. İcraya çıkartan icra müdürü bu aracın çalıntı olduğunu anlamamış. Ben aracın ruhsatını üzerime alırken aracın çalıntı olduğu ortaya çıkıyor. Ve şu anda arkamda hiç kimse durmuyor. Parasını ödediğim otomobile bir kez bile binmek nasip olmadı” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA