Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, 'Mafyadan 10 bin dolar maaş alan siyasetçi' tartışmalarıyla ilgili "Soylu, Sayın Cumhurbaşkanı'na mesaj veriyor" dedi. İnce, "Mafyadan 10 bin dolar maaş alan siyasetçi' sözünü İçişleri Bakanı söyledi, 'dahası da var' dedi. Kişiyi açıklamıyor sayın Soylu, sayın Cumhurbaşkanına 'Beni korumazsan açıklarım' diyor. Ben böyle okuyorum" diye konuştu.
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Habertürk TV'de Veyis Ateş'in moderatörlüğünde gazetecilerin sorularını yanıtlıyor.
İnce'nin açıklamalarından satır başları şu şekilde:
"Mafyadan 10 bin dolar maaş alan siyasetçi sözünü İçişleri Bakanı söyledi, 'dahası da var' dedi. 'Ben savcıya söylerim' size söylemem diyemez İçişleri Bakanı. Bu söyledikleri sayın Bakanın dokunulmazlık kapsamına girmez. Sayın Soylu burada sanık değil tanık. Savcılar pekala Süleyman Soylu'nun ifadelerine başvurabilirler. Bunu saklayamaz. Kişiyi açıklamıyor sayın Soylu, sayın Cumhurbaşkanına 'Beni korumazsan açıklarım' diyor. Ben böyle okuyorum. Yürekli bir savcı arıyorum. 'Saraydan para alıp parti kuranlar var' dendi. Mafyadan veya saraydan para almak ahlâksızlıktır. CHP yönetimi 'Biz İnce'yi kast etmedik' dediler. Yetmez. Tamam İnce kurtuldu ama başka partiler de var. Onlar töhmet altında. Sayın Kılıçdaroğlu ve sayın Soylu'ya sesleniyor. Bizim 3 milletvekilimiz var. Yarın arkadaşlarımız imzaya açacaklar. Saraydan para alanlar, mafyadan para alanları bu komisyon araştırsın. Temiz siyaset isteyenlere sesleniyorum. Memleket Partisi'nin 3 milletvekilinin yarın imzaya açacağı temiz siyaset için, kirlilikten kurtulmak için. Saraydan para alıp, parti kuranı da, mafyadan bağış alanı Meclis araştırsın."
"İddialar var, itiraflar, ithamlar var. Bunu çözmemiz lazım. Temiz siyaset istiyorsak bu tuğlayı çekmemiz lazım, altında kim kalırsa kalsın. Siyaset kurumu çekecek, yargı çekecek. Altında İnce kalacaksa İnce kalacak. Cumhurbaşkanı veya Kılıçdaroğlu kalacaksa kalacak. Veya hepimiz kalacağız. Eski Başbakanın oğlu ile iddialar var. Ben yapmıştır iddiasında bulunmuyorum. Bunların araştırılması lazım. Türkiye'de temiz eller operasyonu yapılmalıdır. Bizinm sayımız yetmiyor. Bu iktidarla bu muhalefet ortak olduklarını göstermişlerdir. HSK'da birbirine ortaklık yaptılar. Bir hemşehrini üye yapabilmek için gidip anlaşma yaptın. Cumhur İttifakı'nın seçtiği 4 üye kuraya girecekti. Anlaştıkları için Cumhur İttifakı'nın 4 üyesini seçme garantisi verdiler anlaşarak. 118 kişi müracaat etti HSK'ya. Meclis'e geldi. Karma Komisyon bunları 21'e düşürdü. Bir CHP milletvekili, Ankara Milletvekili sayın Levent Gök bir araştırma yaptı. Yaptığı iş 118 yargıcın sosyal medyalarını taradı. Yasalar açık, siyasi yanlarının olmaması lazım. 25 üyenin siyasi paylaşımlar yaptığını görüp rapor yazmış. CHP'ye hakaretleri var. Raporu partisine sunmuş. Bu 25 kişiden birisi Cumhur İttifakı'nın seçilen o 4 kişisinden birisi. 400'ün üzerinde oyla seçildiğine göre partilerine hakaret eden hakimlere, CHP milletvekillerine oy verdirdiler. Ortaklığı görüyor musunuz?"
"HSK'ya 13'te 1'e razı oluyorsanız. Elma şekeri siyasetidir bu. Meşruiyet kazandırıyorsunuz. 1 üyeye razı gelerek HSK seçimini meşrulaştırmış oluyorsunuz. Şimdiden sonra muhalefetin, Millet İttifakı'nın Türkiye'de yargıya tek laf etme hakları yoktur. Salı günü seçim oldu. Pazartesi günü kimin seçileceğini öğrenmedik mi? Anayasa'ya uygun değil bu seçim. Ayrıca en önemli kısmı meşruiyet kazandırma. AK Parti yanlış iş yapıyor, yargıyı siyasallaştırıyor, CHP ve İYİ Parti buna öncülük ediyor. 'Kenardan bir tanecik bana ver' diyor. Kendisini siyasallaştıran, kendisine hakaret eden yargıca oy verdiler. Şimdiden sonra CHP ve İYİ Parti'nin ekranlara çıkıp 'Türkiye'de yargı siyasallaştı' deme hakkı yok. Kendi elleriyle yaptılar bu işi."