Niğdeli besici: Sabaha kadar koyunun kuzu doğurmasını beklerdim, şimdi doğmasını istemiyorum çünkü doyuramıyorum
Hakan Aksay

Haberler

Hakan Aksay

Yükleniyor...

Niğdeli besici: Sabaha kadar koyunun kuzu doğurmasını beklerdim, şimdi doğmasını istemiyorum çünkü doyuramıyorum

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yem fiyatlarındaki artıştan etkilenen Niğdeli besicilerle görüştü. Kenan Yılmaz Akpınar, "Koyuna üç sene önce bakmamla bugün bakmam farklı. Üç sene önce, sabaha kadar koyunun kuzu doğurmasını bekliyordum. Kuzu üşümesin diye kucağımda bakıyordum. Şimdi kuzunun doğduğunu istemiyorum. Çünkü kuzuyu doyuramıyorum. Aldığım yemin parasını zor ödüyorum" dedi.

Ömer Fethi Gürer, Niğde'de besicilik yapan köylülerin sorunlarını dinledi. Gürer’e dert yanan besiciler, yem fiyatlarındaki artışın ciddi mağduriyet yarattığını belirtti. Besici Kenan Yılmaz Akpınar, geçen yılki yem fiyatlarıyla bu yılki yem fiyatları arasındaki farkı rakam vererek anlattı.

Geçen yıl tonu bin lira olan yonca samanının bu yıl 2 bin 500 liraya, bin 500-2 bin lira arasındaki mısırın bu yıl 5 bin liraya, 250 lira olan toklu (1 yaşında erkek koyun) yeminin 600 liraya, 80 lira olan süt yeminin ise 260 liraya çıktığını belirten Akpınar, fabrikalar özelleştirilmeden ücretsiz verilen pancar küspesinin ise özel şeker fabrikaları tarafından çiftçiye 500 liradan satıldığını söyleyerek şöyle devam etti:

“Bu köyde çok sayıda hayvancılıkla uğraşan vatandaş, başta yem olmak üzere girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle hayvancılığı bırakmak zorunda kaldı. Biz ise mısır ve yoncayı dededen kalma tarlalarda yetiştirerek hayvan yemi yaptığımız için bir nebze olsun masrafları düşürmüş olduk. Maliyete kendi işçiliğimizi katmıyoruz. Kendimiz üretmez isek dışarıdan parayla yem alıp hayvancılık yapmak çok zor. Bu haliyle kazanamıyoruz. Büyümekten vazgeçtik küçülüyoruz da. Biraz daha yavaş küçülelim diye uğraşıyoruz. Bu da dedelerimiz, babalarımızdan kalan araziler sayesinde oluyor. Bu düzeni bugün kurabilme, sürdürebilme, bugünün şartlarında imkanı yok. Yeni bir şey katamıyoruz. Koyuna üç sene önce bakmamla bugün bakmam farklı. Üç sene önce, sabaha kadar koyunun kuzu doğurmasını bekliyordum. Kuzu üşümesin diye kucağımda bakıyordum. Şimdi kuzunun doğduğunu istemiyorum. Çünkü kuzuyu doyuramıyorum. Aldığım yemin parasını zor ödüyorum. Ha ne oluyor, kuzunun başında sabaha kadar sen mi kalıyorsun, kaldığın yanına kar kalıyor. Köyde üniversite mezunu bilinçli çiftçilik yapan var. Arazilerimiz geniş ancak hayvancılık yapan çiftçilik ve esnaflık da yapmazsa ayakta kalması zor.”

Kenan Yılmaz Akpınar, 4 yıl önce Tarım ve Orman Bakanlığı’nca Köye Dönüş Projesi kapsamında köyüne dönüş yapan her köylüye 300-400 koyun verileceğinin söylendiğini anımsatarak, bu projenin kısa sürdüğünü, 7 seneliğine düve kredisi çekenlerin ise projenin henüz ikinci yılında düveleri kesime gönderdiğini anlattı.

Ömer Fethi Gürer ise yaptığı açıklamada, hayvancılığın zorluğuna işaret ederek, “Hayvancılık günün 24 saati ilgi gerektirir. Tatili yok, bayramı yok. Hayvancının gününün yarısı ahırda geçer. Hayvancılıkta yem giderleri toplam giderin yüzde 70’ini oluşturuyor. Yem maliyetinin mutlaka düşürülmesi gerekiyor. Raftaki süt ve et ile mamul ürün fiyatları artıyor. Bu artış, hayvancılık yapanın gelirinin artmasını sağlamıyor. Besici ve süt inekçiliği yapan, yaptığı masrafı çıkaramıyor. Besici, hayvanının kesime verdiği fiyatın nerede ise iki katına tüketiciye ulaşmasını, ‘Biz emek veriyoruz aracı kazanıyor’ diye yorumluyorlar. Büyükbaşta, küçükbaşta, bakıp beslediği hayvana verdiği yemin parasını üretici kazanamıyor” diye konuştu.

Kaynak: ANKA

D_Side_Content_300x250

İlgili İçerikler

Öne Çıkan Videolar