İstanbul, İskoçya ve Bursa’da oyunlar yöneten, genel sanat yönetmenliği yapan Murat Daltaban, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde T24 ekranlarında Ayşen Güven’in sorularını yanıtladı.
Son 20 yılda sanat üzerindeki baskılara dikkati çeken Murat Daltaban "Siyaset sanatın taşlarını oynatmamalı. Hangi siyasi parti olursa olsun, siyasetin sanatın özgürlüğüne ket vurmamasına odaklandık" dedi.
Haziran 2021’den itibaren Bursa Nilüfer Kent Tiyatrosu'nun (NKT) Genel Sanat Yönetmenliği, DOT İstanbul ve DOT Arts and Theatre Edinburgh tiyatrolarının kurucu ortağı ve sanat yönetmenliği görevlerini sürdüren sanatçı tiyatronun sorunlarına dair çözüm önerilerini, öngörülerini dile getirdi. Hem DOT olarak hem de NKT bünyesinde ormanda tiyatro yapma geleneğinin başlatıcısı da olan Daltaban, devlet ve tiyatro ilişkisi konusunda fikirlerini açıklıkla paylaştı. Daltaban, tiyatro yapamaya devam ederken buldukları motivasyon noktalarından da bahsetti.
"Sanatı özgür bırakacaksınız ve özgürlük içerisinde üretecek, yaratacak, daha da büyüyecek, genişleyecek. Tiyatro, sanatı dalga dalga etrafına yayacak" diyen Daltaban, sanatın yüzlerce yıllık değişen "ahlak kurallarının üstünde" bir sistem olduğuna dikkat çekti ve "biz iyiliği ve insana faydalı olanı üretmek için çabalayacağız" dedi.
Daltaban şunları söyledi:
"Devletle ilişkili bir tiyatronun yönetilmesi ve şekillenmesi, bir biçime dönüşmesi farklı bir tecrübe gerektiriyor. Biz de kendi tecrübemizle, tiyatro referansı olarak bu işi çözmeye çalışıyoruz çünkü işin siyasi tarafı hiçbir zaman sanatın içinde bir takım taşları oynatmamalı. Özgürlüğünü kaybetmemesi gerekiyor. Son 20 yılda artan bir şey bu; siyasetin bir sürü şeye olduğu gibi sanata da müdahalesi çok ciddi ve sert bir şekilde oldu. Biz de bu işin içinden geçerken siyasetin; hangi parti olursa olsun, sanatın özgürlüğüne ket vuracak herhangi bir durum yaratmaması için özen göstermemiz gerektiği üzerinde çok odaklandık."
Sanat, siyaset ve popülizm arasındaki ilişkiyi de yorumlayan Daltaban şöyle konuştu:
"Bir sanatçının ağzından çıkan cümleyle, popülist liderin ağzından çıkan cümle arasında elbette çok büyük farklar var. Yani Shakespeare bir dünya değeridir, bir millete ve ulusa ait değildir. Popülist sistemler, popülizm her zaman daha kolaydır, basittir. Basit ve vasatla ilişkilendirilir. Basiti ve vasatı hareket ettirmek için o dilden konuşmak zorundasınızdır. O yüzden sanatın kıymetini popülizm ile karıştırmamak lazım. Bir pop şarkıcısının yaptığı işi sanat olarak değerlendirmek zaten yanlış. Bu ticaridir ve ticari kurallar içerisinde yapılır ve amaç çok satmaktır. O yüzden sanatçı dediğimizde aklımıza gelen isimlerin birçoğu sanatçı değil aslında ticaret erbabıdır. Ticareti aşağılamak için söylemiyorum ama ikisi farklı kulvarlar."