İstanbul Müzik Festivali' ne ilk davetini aldığı zaman oldukça mesafeli bir dille faks çekerek festival hakkında bilgi istemiş, o güne kadar katılan sanatçıların isimlerinin de bildirilmesini talep etmişti. O yıllarda internet , e-posta olmadığı için yazışmalar faksla yapılıyordu. Akabinde Joan Baez, daveti kabul etmiş ve Temmuz 1988 yılında konser konusunda festival yönetimiyle anlaşmışlardı. Konser haftası geldiğinde yola çıktım. Henüz otoban yoktu. İskenderun - İstanbul arası 1200 km idi. 52 kişilik otobüsle Taksim'e varış 20 saat sürüyordu. Üstelik otobüslerde sigara içmek serbestti. 20 saat bir duman bulutunu soluyarak vasıl olduk İstanbul'a.
Harbiye Açık Havanın önü konser öncesi 1970'lerin mitinglerini andıran bir ambiyans ve heyecan dalgasıyla konserin nasıl geçeceğinin habercisiydi adeta. Öyle de oldu, oturma yerleri dışında merdivenlerde bile omuz omuza oturularak 8 bin kişilik mekana 9 bin kişi sığıştı. Joan, son derece sade giysisi ve yazlık ayakkabılarıyla sahneye gülümseyerek çıktı çünkü Açık Hava yıkılıyordu. Şaşkınlığını, sevincini ve müteşekkir olduğunu jest ve mimikleriyle ifade etti. Zira İstanbul'a gelmeden Türkiye'yi ve İstanbul'u bilen arkadaşlarına sorduğunda, aldığı yanıt uyarı niteliğindeydi: "Türkiye' de pek tanınmıyorsun. İstanbul'da en fazla 2-3 bin kişi gelir konserine. Gelenlerin çoğunluğu da İstanbul'daki turistler olur. Bunu bil de sonra moralin bozulmasın ". Ama tribünleri ve coşkuyu görünce çok duygulandı Baez. Ayakkabılarını fırlattı sahnede ve elinde gitarıyla başladı konserine. İnanamıyordu, çünkü hemen her şarkısına 9 bin kişilik koro eşlik etti. Fakat asıl kıyamet bir şarkının ilk tınılarını gitarında seslendirdiğinde koptu. Seyirciler ayağa kalktılar, yaşlı gözlerle Joan'a eşlik edildi ve şarkı bitene kadar da kimse yerine oturmadı. Parçanın adı Biko idi. Peki neden böyle oldu ve Biko kimdi?
Seteve Biko, Güney Afrika beyaz ırkçı rejimine karşı şiddetsiz halk isyanının önderiydi. O sırada mücadelenin ilk lideri Mandela, 13 yıldır hapiste tutsaktı. Biko halk hareketinin militan lideri olarak davasına hayatını adamıştı. Bedelini de ödüyordu.
16 Haziran 1976'da, Soweto'da ırk ayrımına karşı protesto gösterisi düzenleyen 700 ortaokul ve lise öğrencisinin ırkçı beyaz rejim tarafından katledilmesinden sonra, çeşitli protesto gösterileri düzenlendi. Bu gösterilerde dikkat çeken Biko rejimin hedefi hâline geldi.
18 Ağustos 1977'de bir polis kontrol noktasında tutuklandı. Gözaltında başına ağır darbeler aldı ve bir gün boyunca zincirlenerek hücreye kapatıldı. Yaşadığı yerde cezaevi bulunmasına rağmen çıplak bir şekilde bir kamyonun kasasına konarak 1200 km uzaklıktaki Pretoria'ya götürüldü. Pretoria cezaevine ulaştıktan kısa bir süre sonra 12 Eylül 1977'de hayatını kaybetti.
Olay duyulunca dünyada büyük infial yarattı. Protesto gösterileriyle, çeşitli eylemlerle Biko ve mücadelesine destek verildi. Ünlü rock grubu Genesis'in solisti Peter Gabriel, o yüce insanın anısına Biko adlı bir şarkı yazdı. İşte Joan'ın söylediği Biko o şarkıydı.
Şarkı bitti, çok duygusallaşan ortamın teskin olmasını bekledi Baez ve ardından Asimbonanga şarkısına başladı. Bu şarkı da Nelson Mandela ve Güney Afrika siyah halk mücadelesi için yapılmıştı. Tribünlerde yine mistik bir sükunet atmosferi hakim olunca Joan durumu hemen anladı. Çok zekice bir müdahalede bulundu. "Sevgili dostlar, Bob Dylan buralara gelmez, ben size en iyisi onun taklidini yapayım'' diyerek boynunu tıpkı Dylan gibi sola doğru büktü ve sesine zımpara gibi bir ton vererek Blowing in the Wind'i söyledi. Şarkı bittikten sonra kendisi de çok güldü, izleyiciler üzerine çöken ağır hüzün havası da dağıldı.
Bu güzel gecenin ertesi günü Joan Baez, Amerika'ya dönmeden hemen önce verdiği mülakatta seyircinin sevgisinden ve coşkusundan çok etkilendiğini bunu hiç beklemediğini ve çok müteşekkir olduğunu vurgulayarak, "Türklerle aşka düştüm " dedi ve ülkesine döndü.
Joan Baez, 9 Ocak 1941'de New York, Staten Island'da dünyaya geldi. Babası Albert Baez, Meksika'da doğdu; Brooklyn, New York'taki cemaatlerde hem İspanyolca hem de İngilizce olarak vaaz veren Metodist bir papazdı. Annesi Joan Chandos Baez (evde "Büyük Joan" olarak bilinir) bir rahibin kızıydı. Joan, çiftin üç çocuğundan ikincisi ve kardeşleri Pauline Marden ve Mimi Fariña idi. Margarita Mimi Baez Fariña ayrıca müzisyen ve aktivist olarak tanınırdı. Baez ailesi, Joan çocukken Quaker dinine geçti ve inancın şiddet içermeyen ve ilerici aktivizme yaptığı vurgu, onun düşüncesi üzerinde güçlü bir etkiye sahip oldu. On yaşındayken aile Kaliforniya'ya taşındı ve on üç yaşında teyzesinin onu Pete Seeger'ın konserine götürmesiyle folk müziğiyle tanıştı. 1956'da radyoda duyduğu ritim ve blues şarkılarını ukulele ile çalmayı öğrendikten sonra ilk gitarını aldı. Ertesi yıl, bir hava saldırısı tatbikatı sırasında okulunun boşaltılmasına katılmayı reddederek ilk kez sivil itaatsizlik eylemine katıldı. Aktivizmi kök salmaya oradan başladı.
1958'de liseyi bitirdi Baez. Albert, Massachusetts Institute of Technology'de bir öğretmenlik pozisyonunu kabul ettikten sonra ailesi, Belmont, Massachusetts'e taşındı. Boston ve Cambridge'de gelişen folk müziği ortamını araştırmaya başladı ve Boston Üniversitesi'ne kaydoldu, ancak müziğe olan tutkusu akademisyenlere olan ilgisini bastırdığı için kısa süre sonra okulu bıraktı.
1961'de Bob Dylan ile tanıştı. O yıl New York's Folk City'de John Lee Hooker için açılışı yaptığında. Baez, Dylan'ın şarkı yazımının ilk favorilerinden biri oldu ve 1965'te sona eren, romantik bir aşk ilişki yaşadılar.
Baez kapsamlı bir şekilde turneye çıktı ve Sivil Hak hareketi yükselirken, ayrılmış izleyicilerin önüne çıkmayı reddedeceği konusunda ısrar etti. 1962'de, Washington'da Sivil Haklar yürüyüşüne katıldı ve başta Pete Seeger olmak üzere sol görüşlü bir geçmişe sahip sanatçıları kara listeye alan Hootenanny televizyon dizisinin boykotuna dahil oldu.
Baez, 1969'da Woodstock Müzik ve Sanat Fuarı'nda hayatının en büyük seyircisinin önünde performans sergiledi. Baez ayrıca İtalyan draması Sacco ve Vanzetti'nin film müziğine bir şarkıyla katkıda bulundu. Sacco ve Vanzetti ABD' de mesnetsiz suçlamalarla 7 yıl hapiste tutulduktan sonra 1927 yılında idam edilen iki İtalyan göçmeni anarşistti. Suçsuz oldukları idamlarından 50 yıl sonra 1977 yılında ABD resmi makamlarınca kamuoyuna bir itiraf söylemiyle duyurulmuştur.
Aralık 1972'de Baez, Amerikan Savaş Esirlerine hediyeler ve mektuplar dağıtan aktivist bir hayır kurumunca Vietnam - Hanoi'ye davet edildi. Hanoi'de bulunduğu süre boyunca, şehir ABD güçleri tarafından büyük bombalama baskınlarına maruz kaldı ve onun deneyimi, bir sonraki LP'si olan, Neredesin Şimdi Oğlum? İçin esin kaynağı oldu.
1987, And a Voice to Sing With New York Times'ın en çok satanlar listesine giren otobiyografisinin yayınlandığı yıldı.
Ulusal Kayıt Sanatları ve Bilimleri Akademisi, 2007 Grammy Ödülleri'nde Baez'e Yaşam Boyu Başarı Ödülü verdi ve sonraki dokuz yılını turneye, yardım performanslarına ve toplumsal sorunlarla ilgili aktivizme adadı.
Nelson Mandela'nın 28 Haziran 2008 tarihinde Hyde Park'da düzenlenen 90'ıncı yaş günü kutlamalarına katıldı.
Baez, 2016 yılında 75. yaş gününü New York'taki Beacon Theatre'da özel bir konserle kutladı. Emmylou Harris, Judy Collins, Richard Thompson ve Jackson Browne gibi yıldızlardan oluşan bir müzisyen kadrosunun katıldığı gösteri, gelecek nesiller için kaydedildi ve 75. Doğum Günü Kutlaması olarak yayınlandı. 2017'de Rock & Roll Onur Listesi'ne alındı. 2018'de veda adını verdiği son konser turnesini yaptı.
Joan bu Ocak ayında 82 yaşına girdi. Buruk bir sevinç duyuyor insan. Çünkü artık ileri bir yaşta. Böyle düşünürken peş peşe Jeff Beck ve David Crosby vefat ettiler. Joan için duyumsadığım buruk sevinçten geriye burukluk kaldı.