Bu ülkede bir Başbakan yok mu?..
Var, diyorsanız, ona sorulmaz mı?..
Sayın Davutoğlu uzun süredir iktidarın parçasısınız, bir yıldır da başbakan olarak sorumlu bir mevkidesiniz. Göreve geldiğiniz günler ile bu gün arasında, toplumun ve düzenin aleyhine bozulan huzur ve varılan karmaşa ortamı ile seçim sonrası başlatılan savaşın ve artan kayıpların sorumlusu, başbakan olarak, siz değil misiniz?.. Yanıtınız evet ise, bu başarısızlık sizi görevi başkasına bırakmaya götürmüyor mu?..
Hayır sorumlu değilim diyorsanız, sorumlu olan kim?.. Onu açıklayıp kenara çekilmeniz gerekmiyor mu?.. Her iki durum da, sizce geçerli değilse, o zaman ne?.. Her koşulda, ne olursa olsun, gözyaşları içinde iktidarda bulunmaya devam mı? Neden?.. Ne adına?.. Bunu bize söyler misiniz?..
“Bir insanın hayatı, bütün iktidarlardan daha önemli ve değerlidir! ” Bu cümleyi siz ve sözcüleriniz her gün tekrarlayıp durmuyor mu?..
İyi güzel de, hadi bakalım görelim, demiyelim mi?..
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gelince… Seçilip orada yemin etmiş beşyüzelli vekilimiz var, ne yapıyorlar?.. Sanki haklarında son karar kesilmişcesine öylece duruyor, bekleşiyor ve hiç bir şey yapamıyorlar, n'oldu meclisin yüceliğine, diye sormayalım mı?..
Dokunulmazlığınız, toplaşmanıza ve özgürce konuşmanıza güvence vermiyor mu?..
Böylesi bir görevinizin ve toplumsal etkinliğinizin varlığına inanmıyor musunuz?..
Yararına inandırıldığımız demokratik mekanizmalar yalan mıydı?..
Mecliste çoğunluğu oluşturan siz vekiller, üstelik başbakanın partisinden de değilsiniz, varlığınızı duyurmak için daha ne istiyorsunuz?.. Güven oyu kullanma şansınız yok, ama hâlâ milletvekilisiniz, yasa yapma hakkınız da mı yok?.. Ne bekliyorsunuz?.. Gerçekten yapabileceğiniz hiçbir şey yok mu?..
Ağırlığınızı ve bunu borçlu olduğunuz insanların ağırlığını dünyaya duyurma fikri, yüreğinize ve aklınıza gelmiyor mu?.. Seçimlerden ve tekrarından umut kesilmesi ihtimali gibi bir tehlike, sizi hiç ürkütmüyor mu?.. Meclis'te muhalif çoğunluğu sağlayan partilerin saygıdeğer parti başkanları, bir araya gelemeyecek kadar da mı güçten düştünüz?.. Sizleri hep umut bildik, sizin başka umudunuz var da biz mi bilmiyoruz?..
Bunu bize söylemeyecek misiniz?..