CHP’nin, belediyelerin kur farkı nedeniyle ortaya çıkan kaybının Hazine’den karşılanması için verdiği kanun teklifinin doğrudan gündeme alınması önerisi TBMM Genel Kurulu’nda reddedildi. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “11 büyükşehir belediyesinin kur farkı nedeniyle 2022 yılı bütçelerine binen ek maliyet 30 milyar lira. Bunun sorumlusu kim? Elbette belediye başkanlarımız değil, ülkeyi beceriksiz, liyakatsiz ellerde krizden krize sürükleyen saray iktidarıdır” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda, CHP’nin, belediyelerin kur farkı nedeniyle ortaya çıkan kaybının Hazine’den karşılanması için verdiği kanun teklifinin doğrudan gündeme alınması önerisi görüşüldü.
CHP’nin verdiği kanun teklifinin doğrudan gündeme alınması önerisi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.
Utku Çakırözer, Genel Kurul’da yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“İşsizlik, yoksulluk, hayat pahalılığı artık dayanması imkansız boyutlarda. 84 milyon yanıyor. Bu ekonomik buhran karşısında iktidar büyük bir duyarsızlık içerisinde. Önceliği beşli çete, önceliği rantiyeciler. Bu olumsuz koşullarda yurttaşlarımız, çağrı için yüzünü belediyelere çevirmiş durumda. Ancak belediyeler büyük bir sıkıntıda. Kur artışları ve enflasyon karşısında hepsi zorlanıyor. Örnekler vereyim; Edirne’de, belediyemizin yıllık mazot kullanımı 700 bin litre. Recep Gürkan diyor ki ‘2021 yılı karşılığı 5 milyon liraydı, şimdi 18 milyon lira. Asfalt için bitüm alıyorum, tonu bin 100 liraydı, bugün 10 bin lira.’
Ardahan; Başkan Faruk Demir diyor ki ‘Elimizi kolumuzu akaryakıt ile elektrik ile bağlıyorlar’. İşler o noktaya gelmiş ki yeni açtığı atık su tesisini sırf elektrik faturası nedeniyle bakanlığa devretmeyi düşünüyor. Fiyatlardaki belirsizlikler yüzünden belediye ihalelerine giren yok, girse de maliyetin çok üstünde fiyat veriliyor. Eskişehir’de Odunpazarı Belediyemiz, Yenikent mahallemize kültür merkezi ve kapalı pazar yapacak. Hesap yapıldı, 50 milyon lira bütçe ayrıldı ama bu bütçe bugün itibariyle 150 milyon liraya çıkmış durumda. Belediyenin elektrik borcu 11 ayda yüzde 296 artmış. Büyükşehirlerde ise dert aynı, rakamlar çok daha büyük.
Bizim Eskişehir’de 23 yıldır hemşerilerimize daha nitelikli, daha ucuz hizmet için her bir kuruşun hesabını yapan Yılmaz Büyükerşen Hoca’mız kaygılanmasın da ne yapsın? Bir yıl önce 487 milyon lira olan dış borcumuz, arada 187 milyon liralı ödeme yapılmasına rağmen 583 milyon liraya çıkmış. Geçen yılın ilk beş ayına göre, doğal gaz giderlerimiz yüzde 333, akaryakıt giderlerimiz yüzde 283 artmış. Tramvayların elektrik gideri geçen yıla göre yüzde 351 artmış, su ve kanalizasyon idaremizin bütçesinde elektrik faturaları dörtte bir bütçeyi alıyor.
Ankara’da Mansur Yavaş, kredi ile otobüs aldı. 623 milyon liralık borcu bugün 1 milyar 170 milyona çıktı. 545 milyon lira kur farkı sırtına yüklenmiş durumda. Hatay’da HATSU’nun kanalizasyon altyapısı için kullandığı borunun fiyatı bile beş ayda yüzde 80 arttı. İşte İzmir; Başkan Tunç Soyer diyor ki ‘Kurdaki her bir kuruşluk artış, İzmir Büyükşehir Belediyemizin borcunu 7 milyon lira artırıyor’. Ve İstanbul; Ekrem Başkan, İstanbul’da 2 milyar euro dış borç devraldı. Kur 6 lirayken 12 milyar lira ediyordu, şimdi kur 17 lira, sadece devralınan borç 35 milyar liraya çıktı. Kur farkından İstanbul bütçesine 23 milyar lira yük bindi. Bakıyorsunuz, Sayın İmamoğlu, İstanbul için 18 milyar liralık yatırım bütçesi hazırlamış; metrosu, parkı, altyapısı vesaire… Hatta İstanbul'da, tamamen kur artışı nedeniyle borçlanma kapasitesi heba olmuş durumda. Şimdi o yatırım bütçesi, hatta yüzde 25 fazlasıyla bir anda buharlaşmış oldu, yok oldu. Yazık değil mi?
11 büyükşehir belediyesinin kur farkı nedeniyle 2022 yılı bütçelerine binen ek maliyet 30 milyar lira. Evet, yanlış duymadınız 30 milyar. Bunun sorumlusu kim? Elbette belediye başkanlarımız değil, ülkeyi beceriksiz, liyakatsiz ellerde krizden krize sürükleyen saray iktidarıdır. Başka hangi ülkede böyle yüksek kur, böyle yüksek enflasyon var? 2019 Haziran’dan 2022 Haziran’ına kadar elektrik yüzde 295, motorin yüzde 356 artmış. Peki tüm bunlara karşılık belediyelerin gelirlerinde artış olmuş mu? Olmuş ama sadece yüzde 36; öz gelirleri azalıyor.
Eskişehir'de, metropol ilçe Tepebaşı Belediyemizde emlak vergisi ödeyenlerin oranı yüzde 60'lara kadar geriledi. İller Bankası’ndan Tepebaşı'na bu ay gelen ödenek 14 milyon lira, ama sadece personel maaş ödemesi 15 milyon lira. Bütçenin yüzde 60'ı ilk dört ayda bitmiş durumda. Belediyelerin borçlanma hakları ve limitleri var ama İller Bankası da kamu bankaları da borç vermiyor. Hatta İstanbul’da borçlanma kapasitesi heba olmuş durumda. Saray iktidarı ise kendi belediyelerine sağladıkları gelir olanaklarını, yardımları, hibeleri, Millet İttifakı belediyelerine tanımamakta.
Tüm bu zorluklara rağmen 11 büyükşehir, 10 il, 177 ilçe ve 50 beldede toplam 248 CHP’li belediye, 4 milyon 800 bin haneye gıda, ulaşım, barınma, eğitim gibi pek çok kalemde toplam 12,5 milyar lira tutarında sosyal yardımda bulundu. Enflasyonda, kurda yaşanan artışların getirdiği yük olmasa belediyeler vatandaşlara daha fazla ve daha ucuz hizmet verecek. Kur artışı ve enerji giderleri ellerini, kollarını bağlıyor. Bu tek adam yönetimi, kendi sebep olduğu, kendi yarattığı ekonomik krizlerin mali yükünü belediyelerimize yıkamaz. O nedenle bu kanun teklifinde verdiğimiz gibi, belediyelerimizin özellikle metro, tramvay gibi altyapı yatırımlarının kur artışı kaynaklı maliyetlerine Hazine destek olmalıdır.