Boğaziçi Üniversitesi akademisyeni Prof. Tınaz Ekim, akademisyenler atanmış rektör Naci İnci'ye ve Boğaziçi'ne dayatılan anlayışa karşı direnişlerinde taviz vermeyeceklerini söyledi. Önceki atanmış rektör Melih Bulu’nun görevden alınmasının ardından Boğaziçi’ndeki direnişin neden hala devam ettiğine ilişkin sorular aldıklarını söyleyen akademisyen Ekim, kendileri için önemli olanın sadece üniversitenin desteğini alan bir ismin rektör olarak atanması olduğunu söyledi. Ekim, şimdiki rektör Naci İnci'nin daha önce yaptığı icraatleri hatırlatarak "Biz Naci İnci’yi tanıyoruz ve istemiyoruz. Bunun için de çok geçerli sebeplerimiz olduğunu düşünüyoruz" dedi.
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz diyerek 166. kez arkalarını rektörlük binasına döndü. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2 Ocak'ta Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü'ne atanan Prof. Dr. Melih Bulu'nun 6 ay sonra görevden alınmasının ardından rektörlük görevine bu kez Prof. Dr. Mehmet Naci İnci atandı.
Boğaziçi'nde Cumhurbalşkanlığı tarafından yapılan atamalara karşı, üniversite bileşenleri d yeni rektör seçilmesi için seçim süreci başlattı. Çalışanlar, öğrenciler ve mezunların yüzde 50'sinden fazlasını desteklediği 3 isim öne çıkarken, Bulu'nun yardımcıları Gürkan Kumbaroğlu ve Naci İnci'ye karşı oy verildi. Boğaziçi Üniversitesi'nde akademisyenlerin rektörlüğe arkalarını dönme eylemi ise 166. günde devam ediyor.
Üniversitedeki son durumu ve yaşananları Boğaziçi Üniversitesi akademisyeni Prof. Tınaz Ekim, Murat Sabuncu'ya anlattı.
Önceki atanmış rektör Melih Bulu’nun görevden alınmasının ardından Boğaziçi’ndeki direnişin neden hala devam ettiğine ilişkin sorular aldıklarını söyleyen akademisyen Ekim, kendileri için önemli olanın sadece üniversitenin desteğini alan bir ismin rektör olarak atanması olduğunu söyledi. Melih Bulu’nun yerine atanan Naci İnci’ye karşı çıkma nedenlerini anlatan Ekim, “Melih Bulu geldiğinde tanımıyorduk. Şimdi Naci İnci rektörlük görevine getirildi ama onu da tanıyoruz, icraatları ile tanıyoruz. Bu sefer biz hem Naci İnci’nin atanma şekline hem de kendisine karşıyız” dedi.
Yeni rektör Naci İnci’nin üniversitede en az destek alan isim olduğunu belirten Prof. Tınaz Ekim, rektör atanma yönteminin öncelikle Anayasa’ya aykırı olduğunu, bu yöntemle Anayasa’da belirtilen ‘Üniversiteler özerktir’ ilkesinin ihlal edildiğini söyledi. Bütün bu ihlale rağmen yine de kendilerinin üniversite bünyesinde bir seçim yaparak bir isim belirlemek istediklerini ve en azından bu şekilde en çok destek gören isimler arasından bir atama yapılabileceğini söyleyen Ekim, “Elini taşın altına koyup sorumluluk alan adaylarımızı desteklemek istedik. Bunun için bir oylama yaptık ve bütün rektör adaylarına ‘hangi ismin rektör adaylığına karşısınız’ diye sorduk. Belli bir oyun altında alanları desteklemediğimizi diğerlerini desteklemediğimizi söyledik. Bu süreç sonucunda en az yüzde 30 oy alan 17 dayımızı destekledik ve bunlardan bir ismin rektör olarak atanmasını istedik. Bu 17 isim asgari bir müşterekte buluştuğumuz adaylardı. Akademik özerklik prensiplerine sahip çıkacak, Boğaziçi'ne 8 ayda verilen tahribatı düzeltmek için çalışacak ve orta vadede yönetim sistemini daha demokratik hale getirecek dedik. 17 adayımızı bu şekilde belirledik. Ama buna rağmen yüzde 95 in ‘hayır’ dediği Naci İnci atandı”
Yaptıkları seçime yüzde 82 gibi bir katılım oranı olduğunu ve bu seçim sonucunda en az oy alan isimlerden birinin Naci İnci olduğunu belirten Prof. Ekim, İnci’nin önceki rektör Prof. Melih Bulu’nun yardımcı iken ve Bulu’nun görevden alınmasının ardından rektör vekili olarak yaptığı icraatlarden ve aldığı kararlardan dolayı istemediklerini belirterek şöyle dedi:
“8 ay rektör yardımcılığı görevinde daha sonra vekaleten rektörken yaptığı icraatler var. Biz buradan tanıyoruz Naci İnci’yi. Kapatılan dersler var, işten çıkarılan hocalarımız var. Bunlar gerekçesiz ve bölümlerin isteğine karşı gelerek yapıldı. Öğrencilere karşı açılan disiplin soruşturmalarında Naci İnci’nin ön ayak olduğunu biliyoruz. Hatta öğrencilere ceza kesmek için hocalara çeşitli baskılar yaptı. Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu vardı. Örnek alınacak çalışmalar yapan bir komisyon iken bunu işlevsiz hale getirdi. Seçilmiş isimler varken dekanlıklara rektör yardımcıları kendi kendini buralara atadı. Bütün bunlar demokratik ve özerk yönetim anlayışımıza ters. Yani biz Naci İnci’yi tanıyoruz ve istemiyoruz. Bunun için de çok geçerli sebeplerimiz olduğunu düşünüyoruz.”
Prof. Ekim, yönetişim ile ilgili büyük bir anlayış farkı olduğunu ifade ederek, seçilmiş isimlerin seçenlere hesap verdiğini ancak tepeden atanan isimlerin kendisini atayan kişiye hesap verdiğini belirterek, rektörlerin kararları aşağıdan yukarıya doğru yürürlüğe koyması gerekirken atanmış isimlerin tepeden alınan kararlarla danışmadan karar aldıklarını dile getirdi. Ekim, “Bu yöntem değişene kadar direnmeye devam edeceğiz. Değişmese de biz bunu söylemeye devam edeceğiz. Bildiğim tek gerçek bu. Hukuk yolları ile devam edeceğiz. Bu değişmek durumunda, dünyanın hiçbir yerinde böyle bir yöntem yok” dedi.