CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “AKP’li siyasetçilerin acilen psikoloğa gitmesine ihtiyaç var. Başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere. Türkiye’de uzman psikolog çok. Mutlaka gözükmesi lazım.” dedi.
Ağbaba başkanlığındaki CHP Esnaf Masası, vatandaşların sorunlarını dinlemek için Ağrı’ya gitti. Ağbaba ve 16 milletvekili, Ağrı’daki yurttaşların sorunlarını dinledikten sonra sırasıyla Iğdır, Kars, Ardahan’a gidecek.
Ağbaba şu ifadeleri kullandı:
“Ağrı, milli gelir ortalamasının üçte birini almakta. Türkiye’de milli gelir, maalesef 7 bin dolarların altına düştü. 2002’deki rakamların daha altındaki milli gelir ile karşı karşı olduğumuzu ifade etmek isteriz. CHP olarak, İstanbul’da ne söylüyorsak Ağrı’da aynı şeyleri söylüyoruz. Birileri gibi Diyarbakır’da farklı, İstanbul’da, Çankırı’da farklı konuşmuyoruz. İktidar partisi gibi Erbil’de, Diyarbakır’da farklı konuşmuyoruz. 2013’te de bugün de söylediğimiz bir şey var. Türkiye’deki temel meselelerin çözüleceği yer TBMM’dir. Kürt sorunu için de adres TBMM’dir. 2013 yılında devam eden kimine göre barış süreci, kimine göre çözüm süreci zamanında da ifade etmiştik. ‘Bu sorunun çözümü TBMM’dir, muhatapları da TBMM’de bulunan tüm siyasi partiler’ demiştik. Bugün de aynı noktada olduğumuzu bir kez daha belirtmek istiyoruz ve altını çiziyoruz.
Tabii bir ekonomik buhrandan söz ettik. Çöküşten söz ettik. Birkaç rakamı paylaşmak istiyoruz. Bir ülke nasıl iflasa sürüklenir? Bir ülke nasıl üretimden kopartılır? Tarımında dışa bağımlı nasıl hale getirilir bir ülke? Türk parası nasıl değersizleşir, dünyanın en değersiz para birimlerinden biri olur? Türkiye, kıtlığı, yoksulluğu nasıl yaşar? AKP ve Cumhur İttifakı, yeni sistemde 2018’den bugüne bize gösterdi. Bize nasıl yoksullaşacağımızı, işsizliğin iki kat artacağını, Türk lirasının nasıl değer kaybedeceğini bize gösterdi. Artık kuyruklar başladı. Hep AKP’nin kullanmış olduğu bir söylem var. 1980 öncesi kuyrukları söyler. Eskiden kuyruk vardı ama ürün yoktu, para vardı. Şimdi ürün var, para yok. Farkı, Türkiye, akşamları lüks araçların LPG, benzin kuyruklarına çıktığını görüyoruz.
Geniş tanımlı işsiz sayımız 2 milyon 317 bin kişi artmış durumda. İş bulmaktan ümidini kesenlerin sayısı yüzde 193 artarak 1 milyon 523 bin kişiye ulaşmış. Yeni bir deyimimiz oluşmuş. ‘Ev hanımı’ diye bir deyimimiz var. Şimdi ‘ev genci’ diye bir deyimimiz var. İstihdamdan umudunu kesenler, eğitimden umudunu kesen, evde anne ve bakanının eline bakan Türkiye’de 5 milyon 700 bin gencimiz var. Aradan geçen 41 ayda, 2018 Ağustos’undan bugüne kadar çift haneli enflasyonumuz var. Başkanlık sistemi dedikleri, onların ‘tek kişilik hükümet sistemi’ olarak ifade ettiği, bizim ‘tek adamlık’ dediğimiz sistemde ekmeğin fiyatı yüzde 86, ayçiçek yağının fiyatı yüzde 125, yumurtanın fiyatı yüzde 93, tavuk etinin fiyatı yüzde 92, domates fiyatı yüzde 88, tavuk ve bebek mamasının fiyatı yüzde 114 artmış durumda. Dünyada 12’nci enflasyona sahibiz. Kenya, Tanzanya, Nijer gibi Afrika ülkelerinden daha yüksek enflasyona sahibiz.
Türk lirası karşısında 2018 Temmuz’undan bugüne dolar yüzde 148, Bulgar levası yüzde 118, Rumen lehi yüzde 106 değer kazanmış durumda. Türkiye tarihinin, Türk lirasının en değersiz günlerini yaşıyoruz. Türk lirası, maalesef dünyanın en yüksek enflasyonuna sahip Arjantin’in para birimi karşısında değer kaybetmekte. Afganistan, Sudan para birimi karşısında değer kaybetmekte. Türkiye, şu anda birileri için güzel bir ülkedir. Kimin için? Ağrı’daki insan için değil. Bulgaristan’ın Sofya’sında yaşayan insan için Türkiye güzel bir ülkedir. Bakın duruma, Bulgaristan’dan Türkiye’ye, Bulgar levasının yükselmesiyle Bulgaristan’dan insanlar Türkiye’ye gelip alışveriş yapmakta. Türkiye, mutlu bir ülke, ama içinde yaşayan insanların mutlu olduğu bir ülke değil.
2018 yılının mart ayında Ağrı’ya geldik. Ağrı Şeker Fabrikası önünde basın açıklaması yaptık. Dedik ki ‘Şekeri satmayın. Şekeri satarsanız, stratejik üründür, para bulamazsınız. Şekeri satmak, vatanı satmaktır’. Maalesef şekeri de sattılar, vatanı da sattılar. Şekere yüzde 25 zam geliyor. Bu ihanetten dolayı şekere ulaşabilme olanağımız her günden daha az olmaya başladı.
Tarım kötü. Asgari ücret; şu anda Avrupa’da en düşük çalışanına asgari ücret veren ülke biziz. Bizim asgari ücretimiz 223 euroya indi. Arnavutluk’tan bile daha az asgari ücret veriyoruz. ‘Milliyim, yerliyim’ diyenlere bu utanç yeter. Türkiye ne diyor? Yalan bol, laf bol. Türkiye 20’nci büyük ekonomiyken bugün 21’inci ekonomi olmuş. Hedef oldu, 15’ten 20’ye, 20’den 21’e. Hayırlı olsun. Yoksul sayımız 20 milyonu aşmış. 7 milyon 585 bin insanımız, aylık bin 197 lira, yanı asgari ücretin üçte biriyle geçimini sağlamakta. Bu veriyi nereden, TÜİK’ten alıyoruz. 2018’den bugüne kadar iflas eden esnaf sayısı neredeyse Ağrı’nın nüfusu kadar; 346 bin 52. 346 bin 52 esnafımız Temmuz 2018’den bugüne kadar kepenk kapatmış. Temmuz 2018’den bugüne kadar iflas eden şirket ve gerçek kişi sayısı ise 127 bin 642.
Çiftçinin bankalara olan borcu 153 milyar TL’ye çıktı. Vatandaşın bankalara olan kredi ve kredi kartı borcu 980 milyar TL’ye çıkarak ülke rekorunu kırdı. 30 milyon 538 629 kişi, iki günde bir düzenli olarak sofrasına et, balık ya da tavuk koyamadı. 30 milyon kişi ise evini yeteri derece ısıtmadı. Artan döviz kuru nedeniyle çiftçilerimiz topraktan koptu. ?DAP gübresinin bir yıllık artış oranı yüzde 165. ?Üre fiyatının bir yıllık artış oranı yüzde 256. ?Mazot fiyatındaki bir yıllık artış (bugün gelen zam hariç) yüzde 30. Tohum fiyatlarındaki bir yıllık artış yüzde 60, yem fiyatlarında yaşanan artış yüzde 100, un fiyatlarında (50 Kg’lık) yaşanan artış bir yılda yüzde 122 oldu.
Fransa gıda enflasyonu yüzde 1. Almanya’da gıda enflasyonu yüzde 4,4. Yunanistan’da gıda enflasyonu yüzde 3. Türkiye’de ise gıda enflasyonu yüzde 27,5. Almanya’da asgari ücret bin 586 euro, Fransa’da bin 549 euro, Yunanistan’da 758 euro, Türkiye’de ise 222 euro. Fransa’da bir asgari ücretle aylık 237 kg. tavuk, Almanya’da bir asgari ücretle aylık 226 kg. tavuk, Yunanistan’da bir asgari ücretle aylık 217 kg. tavuk alınabiliyorken Türkiye’de bir asgari ücretle aylık sadece 141 kg tavuk alınabiliyor.
Fransa’da bir asgari ücretle bin 811 kg un, Almanya’da bir asgari ücretle bin 50 kg. un, Yunanistan’da bir asgari ücretle aylık bin 10 kg. un alınabiliyorken Türkiye’de bir asgari ücretle aylık sadece 470 kg un; Fransa’da bir asgari ücretle bin 925 litre süt, Almanya’da bir asgari ücretle aylık bin 760 litre süt, Yunanistan’da bir asgari ücretle aylık 631 litre süt alınabiliyorken Türkiye’de bir asgari ücretle sadece 404 litre süt alınabiliyor.
Bunlar yaşanırken Türkiye’deki siyasetçiler aklımızla alay etmeye devam ediyor. Ekonomimizi bozdular. Kendi kimyaları da bozulmuş durumda. AKP’li siyasetçilerin acilen psikoloğa gitmesine ihtiyaç var. Başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere. Türkiye’de uzman psikolog çok. Mutlaka gözükmesi lazım. Kendinin psikolojisini bozulması önemli değil ama ülkenin psikolojisini bozmaya devam ediyor. Adeta Türkiye’de yaşamıyorlar. Ne diyor aksakallı Binali Bey: ‘Amerika’dan daha iyi koşullarda yaşıyoruz. Daha fazla arabamız var. Daha fazla et yiyoruz.’ Binali Yıldırım’a göre Amerika’dan daha iyi durumdayız. Ağrı’daki çiftçilerimiz görse tırmıkla kovalarlar. Binali Bey’in de temel eğitimden geçirilmesi lazım. Örneğin matematiği gözden geçirmesi gerekiyor. Adete aklımızla alay eden bir siyasetle karşı karşıyayız.
Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı ne diyor, ‘20 yıl önce Türkiye ne haldeydi, giydiğimiz kıyafet, içtiğimiz su değişti’. Malatya Milletvekili, ‘Eskiden böcek uçuyordu, şimdi uçak uçuyor’ diyor. Bakın, yakında derlerse ki ‘Ağrı’dan İstanbul’a katırla gidiyordunuz; treni, otobüsü biz getirdik’ derse inanın. 20 yılda, Nurettin Nebati, 2002’de asgari ücret kaçtı, şimdi asgari ücret kaç? 2002’deki asgari ücretten daha gerideyiz. Bunlar yakında ‘Biz tarihimizin en yüksek dolar kuruna sahibiz’ derlerse şaşırmayın. ‘Türk lirasını düşürdük’ diyemezler ama. Tarım Bakanı diyor ki ‘Eskiden İngiltere bize 8 gol atıyordu. Şimdi barajımız, havalimanımız var’. Onun da gözükmesi gerekiyor. Allah akıl fikir versin.
Türk lirasından 6 sıfırın atılmasını sağlayan Merkez Bankası Başkanı Serdengeçti diyor ki ‘Yeni bir sıfırımız oldu’. Doların artışını bile güzelleştiren bir siyaset ile karşı karşıyayız. Allah milletin aklına hakim olsun. Kısa sürede bunlar buradan gidecek, milletin daha fazla aklıyla oynamadan. Kendi psikolojiniz bozulmuş, aklınızı yitirmişsiniz. Doktora gitseler ‘cezai ehliyeti yoktur’ diye rapor alırlar. Derhal bir erken seçimin yapılması gerekiyor." (ANKA)