DEVA Partisi Sözcüsü: Afganistan’da vuku bulan hadiselerin iktidar tarafından şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmadığı kanaatindeyiz
Hakan Aksay

Haberler

Hakan Aksay

Yükleniyor...

DEVA Partisi Sözcüsü: Afganistan’da vuku bulan hadiselerin iktidar tarafından şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmadığı kanaatindeyiz

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Sözcüsü İdris Şahin, Afganistan'daki gelişmelere ilişkin iktidara şeffaflık çağrısında bulunarak, "Düzensiz Afgan sığınmacılar konusunda özellikle iktidarın, 2015 yılında AB ile imzalanan göç mutabakatı sırasında yaptığı hataları tekrarlamayarak BM’nin öncülüğünde uluslararası toplumla iş birliğine gitmesi ve böylece krizin küreselleşmesi sağlanmalıdır" dedi. Şahin, "Afganistan’da vuku bulan hadiselerin iktidar tarafından şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmadığı kanaatindeyiz" düşüncesini dile getirdi.

DEVA Partisi Sözcüsü Şahin, partisinin Genel Merkez Başkanlık Kurulu’nun ardından yaptığı açıklamada, iktidarı Afganistan’da yaşananlar konusunda şeffaf olmaya çağırdı. Şahin, özetle şunları söyledi:

İktidara şeffaflık çağrısı

"Afganistan’daki son gelişmeler, Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu Başkanlığı’mız tarafından heyet üyelerimize aktarılmış olup, Afganistan’daki gelişmeler büyük bir titizlik ve ciddiyetle tarafımızca takip edilmektedir. Afganistan’da vuku bulan hadiselerin iktidar tarafından şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmadığı kanaatindeyiz. Düzensiz Afgan sığınmacılar konusunda özellikle iktidarın, 2015 yılında AB ile imzalanan göç mutabakatı sırasında yaptığı hataları tekrarlamayarak BM’nin öncülüğünde uluslararası toplumla iş birliğine gitmesi ve böylece krizin küreselleşmesi sağlanmalıdır. İktidara şeffaflık çağrısında bulunuyoruz."

"Getirilecek düzenlemeler, ifade hürriyetini daraltabilir"

İktidarın üzerinde çalıştığı sosyal medya düzenlemesini de değerlendiren Şahin, şöyle konuştu:

"İktidarın en sevdiği hadise, muhalefeti susturmak için her yolu denemek. Onlara bu imkânı vermeyeceğiz. Sosyal medyayı hükûmetin baskısına ve küresel dev teknoloji şirketlerinin insafına mahkûm etmeyeceğiz. Otokratik hükûmetler, dezenformasyonla mücadeleyi muhalefeti bastırmak için fırsat görebilir. ‘Vatandaşı yalan teröründen koruma’ söylemiyle getirilecek düzenlemeler, ifade hürriyetini daraltabilir.

"Neyin yalan olduğuna kim karar verecek?"

Düzenleme hangi odakla ve nasıl bir üslupla yapılıyor? Düzenlemeyi yapan idarenin hak ve özgürlükler karnesi nasıl? Neyin yalan olduğuna kim karar verecek? Dezenformasyon olduğunu değerlendiren bir haberi paylaşanların durumu ne olacak?

"Sosyal medya düzenlemesi muhalefeti susturmak için bir araç olarak kullanılacaktır"

Dezenformasyonla yalan haberlerle mücadele, sosyal medyayı baskılama için bir vesile olarak kullanılmamalıdır. Çözüm olarak, tüm paydaşları kapsayan katılımcı bir süreç işletilmeli. Evrensel standartlarda düzenlemeler yapılmalı. Sosyal medya okuryazarlığı yükseltilmeli ve sosyal medya üzerindeki baskılar kaldırılmalıdır. Bir tarafta İletişim Başkanlığı diğer tarafta Radyo Televizyon Üst Kurulu, iktidarın elinde muhalefetin tepesinde sopa gibi kullanıldığı bir ortamda bir de sosyal medya düzenlemesi muhalefeti susturmak için bir araç olarak kullanılacaktır. Bundan bizim şüphemiz yok. İktidarın bu yasaya dair somut önerileri henüz ortada yok. Bu halde söylentisinin bile muhalif sesleri endişeye soktuğu bir ortamda demokrasiden, ifade hürriyetinden ve özgürlüklerden bahsetmek mümkün değildir.”

D_Side_Content_300x250

İlgili İçerikler

Öne Çıkan Videolar