İyi Parti Bursa yöneticilerinin ziyaret ettiği bir evde, bir kadın; “Çocuklar et yiyemiyor. Sütü unuttular. Süt içmiyorlar. 5 lira küçücük bir tane süt. Yumurta yemiyorlar, sebze yiyemiyorlar. Ben bu çocukları nasıl besleyebilirim? Asgari ücreti artırmışlar, bana ne faydası var? 10 bin lira da olsa ben geçim yapamayacağım ki… Alamadıktan sonra, ben bu çocukları besleyemedikten sonra… ‘Keşke olmasalarmış diyecek’ şeye geldim” dedi.
İyi Parti Bursa İl Kadın Kolları, 3 ay içinde 37 binden fazla haneyi ziyaret etti. Yapılan ziyaretler hakkında bilgi vermek amacıyla, Bursa’nın Osmangazi ilçesi Sırameşeler mahallesinde daha önce ziyaret edilen bir evde açıklama yapıldı.
Konuşmasına ilk olarak kendilerine hanesini açtığı için ev sahibine teşekkürle başlayan İyi Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, "Biz bugün burada İYİ Parti Bursa İl Teşkilatı Kadın Politikaları Başkanlığımızın Bursa genelinde hane ve ev kadınları ziyaretleri kapsamında 37 bin hanenin ziyareti tamamlandı. Bu ziyaretler neticesinde Bursa’daki ev kadınlarımızdan bu ziyaretlere giden partili kadın arkadaşlarımıza hem iletmiş oldukları sorunları, proje neticesinde ortaya çıkan hasılayı değerlendirmek üzere toplandık. Bu hane ziyaretlerinin gerçekleşmiş olduğu bir hanede bunu yapmanın daha anlamlı olacağını düşündük ve o nedenle buradayız" dedi.
"Evler tam takır kuru bakır"
Ziyaretlerde gözlemledikleri tabloya dair konuşan Türkoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Meselenin özü şu; aslında topyekûn bütün sıkıntılarda biz şunu gördük, küfe ev kadınlarının omuzunda. Akşam olduğunda tencereyi kaynatmak zorunda olan ev kadınları, çocuklarına bakmak zorunda kalan ev kadınları, onları okula yollarken ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalan ev kadınları ve biz bu 37 bin haneyi gezdiğimizde Bursa’da ağırlıklı olarak ortaya şöyle bir tablo çıktı, evlerin binlercesi tam takır kuru bakır. Ekonomik sıkıntıların en çok vurduğu ve acısının en çok yaşandığı yer haneler ve onların da sorumluları olan ev kadınları olduğunu gördük. 37 bin hane ziyaretimizde kadınlarımız köylerden tutun Bursa’nın bütün mahallelerinde ziyaretler yaptılar, gittiler sorunlarını dinlediler. Sadece ekonomik krizden de ziyade sosyal anlamda ev kadınlarının aslında bir hapis hayatı yaşadıklarını da görmüş olduk. Ekonomik zorluluklar bunu en fazla tetikleyen konulardan bir tanesi. Ev kadınlarına yönelik yeterli sosyal alanların olmayışı, onların sorunlarının çözümüne yönelik sosyal güvence problemi en önemli sorunlardan bir tanesi ve bu konularda adım atılmaması ciddi manada problem olarak karşımıza çıktı. Biz ulaşılamayan her yerde olmaya İYİ Parti olarak devam edeceğiz. Birinci önceliğimiz bunları dinlemek, ilgili yerlere iletmek, Türkiye’de gündem olmasını sağlamak, olmazsa olmazımız devletin ve milletin temeli olan, aileyi ayakta tutan kadınlarımızın problemlerini bir nevi yerinde izah etmek için toplandık."
"Pazar arabası dolmuyor"
Türkoğlu’nun ardından konuşan ev sahibi Pınar Hanım, çocuklarının dikkat dağınıklığı tedavisi gördüğünü ve aynı zamanda okula da gittiklerini söyledi. Kendisinin sağlık sorunları nedeniyle çalışamadığını dile getiren Pınar Hanım, “Eşimin bir maaşıyla bazen pazar arabasını dolduramıyoruz. Benim de sağlık sorunlarım var o nedenle işlere de gidemiyorum. Tek bir maaş da yetmiyor. Yetiştirmeye çalışıyoruz ama yetmiyor. Kasaba aylardır gidemiyoruz" dedi.
"Çocuklar sütü unuttular"
Ziyaret sırasında hanede bulunan bir kadın komşu da kasap dükkânlarının önünde geçemediklerini ve çocuklarının et yiyemediklerini, sütü de unuttuklarını söyledi. Biri anasınıfı diğeri de 5’inci sınıf öğrencisi iki çocuğu olduğunu söyleyen kadın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çocuklar et yiyemiyor. Sütü unuttular. Süt içmiyorlar. Çocuğum anasınıfına gidiyor. 5 lira küçücük bir tane süt. İki tane çocuğum var biri anasınıfına diğeri 5’inci sınıfa gidiyor. Anasınıfına yazdırdım, özel diye geçiyormuş aylık ücret istiyorlar. Ben bunu gönderemedikten sonra, neye yarar? Bir tane küçük süt beş lira. Ben bunun beslenme listesini gösterebilirim. Çocuğa günlük en az 10 lira, 15 lira harcamam gerekiyor. Diğer çocuğuma da aynen öyle. Günlükleri 50 TL. Süt içmiyorlar, yumurta yemiyorlar, sebze yiyemiyorlar. Ben bu çocukları nasıl besleyebilirim? Ailelerimiz bizi yetiştirebilmiş ama şu anda geçim asla yok. Ben geçinemiyorum. Kıyafet için sosyal yardıma gidiyorum. Diyorlar ki, ‘Neden almadınız?’ Diyoruz ki, ‘Neden başvuru yaptık, çıkmadı?’ ‘Eşiniz sigortalı çalışıyor.’ Sigortalı çalışıyor da benim karnımı mı doyuruyor sigorta. Asgari ücreti artırmışlar, bana ne faydası var? 8 buçuk lira (8 bin 500 lira) olmuş. Olsun. 10 bin lira da olsa ben geçim yapamayacağım ki… Alamadıktan sonra, ben bu çocukları besleyemedikten sonra keşke olmasalarmış diyecek şeye geldim…” (ANKA)