İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, 'Artagan' projesini tanıttı. İyi Parti'nin ekonomi alanına dair ortaya sunduğu Artagan projesi hakkında Akşener, "Bugün, Cesur adımlarla, Türkiye’yi gelişmiş ülkeler seviyesine, nasıl taşıyacağımızı açıklıyoruz. Bugün, siyasi tarihimizde, Türkiye adına en büyük kaynağı yaratacak projeyi: Artagan’ı açıklıyoruz. Sahip olduğumuz bu muazzam potansiyeli açığa çıkarmamız, bu zenginliği milletimize yaymamız mümkün" diye konuştu.
İyi Parti lideri Akşener, 'Artagan' projesini "Yolsuzluğu nasıl bitireceğimizi, Hak ve adaleti nasıl sağlayacağımızı açıklıyoruz. Bugün, Cesur adımlarla, Türkiye’yi gelişmiş ülkeler seviyesine, nasıl taşıyacağımızı açıklıyoruz. Bugün, siyasi tarihimizde, Türkiye adına en büyük kaynağı yaratacak projeyi: Artagan’ı açıklıyoruz. Vatanımıza ve milletimize hayırlı olsun!" diyerek başladığı konuşması ile tanıttı.
Akşener, Artagan projesi hakkında şunları söyledi:
"Değerli dava arkadaşlarım; Artagan, çok özel bir isim. Öz Türkçe’de, “bolluk ve bereket” anlamına geliyor. Ve adı gibi, memleketimizi, bolluk ve berekete kavuşturma yolunda, çok önemli bir kilometre taşını oluşturuyor. Projede emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Şimdi kendimize soralım: Türkiye, bu kadar zenginliğe sahip bir ülkeyken, nasıl oluyor da milletimiz, bu kadar düşük standartlarda bir hayat sürüyor? Türkiye, Avrupa’nın en büyük ülkesiyken, nasıl oluyor da yoksullukla, krizlerle boğuşmak zorunda kalıyor? Türkiye, binlerce yıllık devlet geçmişine sahipken, nasıl oluyor da devlet mekanizmasını bu kadar verimsiz işletiyor?"
"İşte Artagan’ı, tam olarak da bu sorulara cevap olarak, Türkiye’nin gerçek potansiyelini ortaya çıkarmak amacıyla hazırladık. Türkiye’nin çok büyük bir potansiyeli var. Güçlü, mutlu ve zengin bir Türkiye için, ihtiyacımız olan her şeye sahibiz. Asıl sorunumuz, köprü yapmayı, bina dikmeyi vizyon zanneden bu beceriksiz iktidardır. Asıl sorunumuz, geleceği kurgulamak yerine, geçmişte debelenen bu çapsız zihniyettir. Asıl sorunumuz, hızla gelişen dünyaya ayak uyduramayan, bu vasat siyasettir. Sorunu nasıl tanımlarsak tanımlayalım, Artagan nihai çözümü ortaya koyuyor. Sahip olduğumuz bu muazzam potansiyeli açığa çıkarmamız, bu zenginliği milletimize yaymamız mümkün. Ez cümle; “Artagan’la başka bir Türkiye, milletimize yakışır bir Türkiye mümkün!
Bugün yıkıcı inovasyon olarak adlandırılan ve toplumların yaşam biçimiyle birlikte, ticaretin de kurallarını değiştiren bir değişim sürecinden geçiyoruz. Bu öyle güçlü ve hızlı bir değişim ki, pek çok dünya devini, ticaret sahnesinden sildi. Ülkelerin milli gelirlerinden daha büyük ciroları olan, teknoloji şirketlerinin doğmasını sağladı. Hayatın her alanındaki bu yeni değer ve yöntemler, yıkıma götüren tehditlerle, zenginliğe açılan fırsat kapılarını aynı anda sunuyor."
"Üstelik yıkıcı inovasyon, sadece şirketleri değil, devletleri ve dolayısıyla milletlerin hayat standartlarını da etkiliyor. Çağın gerektirdiği değişimlere ayak uyduran devletler, hızla zenginleşirken, bu değişimi ıskalayan bizim gibi ülkeler ise, inovasyonun yıkıcı etkilerine maruz kalıyor. 84 milyonun refahından sorumlu olan devletimiz, Ak Parti iktidarının, beceriksiz ellerinde, inovasyon, teknoloji ve bilişim alanındaki, baş döndürücü değişimlere ayak uyduramıyor. Bu yüzden de her yıl, trilyonlarca liralık kayba uğruyoruz. Günümüzde para trafiği, insan eliyle, insan gözüyle kontrol edilemeyecek kadar büyüdü. Teknolojideki gelişmeleri yakalayamayan, mali denetim organlarımız, her gün gerçekleşen milyonlarca parasal işlemi, hakkıyla denetleyemiyor. Bunun sonucunda ise, ekonomik değerlerimizi koruyamıyor ve kayıplar yaşıyoruz. İşte bu kaybın büyüklüğünü ve nedenlerini kavrayabilirsek, Türkiye’yi bekleyen zenginliğin resmini de net olarak çizebiliriz."
"Değerli milletvekilleri; Artagan’ın sağlayacağı kazançlar, emsalsiz bir bereketin kapılarını aralıyor. Şimdiye dek hiç yaşamadığımız bir para bolluğuna sahip olacağız. Mevduat açığı sebebiyle, yurt dışından borç bulmaya çalışan bankacılık sistemimiz, mevduat fazlası veren ve büyümenin fitilini ateşleyecek kurumlara dönüşecek. Kredi faizleri, yakın tarihimizin en düşük seviyelerine gerileyecek. Üretim artacak, tüketim geniş kitlelere yayılacak. Kaynak yetersizliği sebebiyle, gerçekleştiremediğimiz tüm atılımlar için ihtiyacımız olan finansmana sahip olacağız.
Artagan, devletimizin bütçesine, 300 milyar liranın üzerinde bir kaynak sağlarken, finansal sistemimize de 500 milyar liranın üzerinde ek mevduat sağlayacak. Türkiye’nin 2021 yılı bütçesinin, 1.1 trilyon lira gelir hedeflediğini düşündüğümüzde, bu rakamların, ne kadar büyük bir zenginlik anlamına geldiğini daha iyi kavrayabiliriz. Artagan kesinlikle bir mucize reçete değil. Bu zenginliği açığa çıkarmak için, mucizelere ihtiyacımız yok. Sadece birkaç yıl içinde Türkiye’yi, iktidarın, hayallerinin bile yetmeyeceği noktalara taşıyacak, bu dönüşümü gerçekleştirmek için, ihtiyacımız olan tek şey, vizyon, güven ve akıl."
"Aziz milletim; Artagan, değeri 2 trilyon lirayı aşan bir büyük sorunu çözüyor. Bu öyle bir sorun ki; Yolsuzluğun temelinde bu sorun var. Rantın temelinde bu sorun var. Yoksullaşmamızın temelinde bu sorun var. Borçlarımızın artışının altında bu sorun var. Paramızın pula dönmesinin arkasında yine bu sorun var. İşte bu hayati sorun; gün geçtikçe artan kayıt dışı ekonomi ve finansal sistemin dışında kalan paradır. OECD’nin verilerine göre, Türkiye Ekonomisi’nin yüzde 28,72’si kayıt dışı. Yani Türkiye, en yüksek kayıt dışı ekonomiye sahip ülke durumunda. Bu ne demek? Türkiye, adeta bir kayıt dışı cenneti demek. Vergilendirilmeyen, sisteme dahil edilemeyen, çok büyük bir kazanç, doğrudan bazı ceplere giriyor demek. Rantçılara, yolsuzluk yapanlara, her imkân sağlanırken, kayıt altındakiler eziliyor demek. Kayıt dışılık yüksek olduğu için, ülkemizde gelir vergileri yüksek. Sigorta primleri yüksek. Dolaylı vergilerde, dünya şampiyonuyuz.
Düşünün; 83 milyon vatandaşımızdan, sadece 21 milyonu sigortalı. Bizimle aynı nüfusa sahip Almanya’da, bu rakam yaklaşık 45 milyon. Yani Türkiye’de bütün yük, kayıtlı çalışanların üzerinde. Yani; 83 milyonun sağlık giderlerini, 13 milyon emeklinin maaşını, 4 milyona yakın sığınmacının giderlerini, bu 21 milyon sigortalı vatandaşımız ödüyor."
"İşte bu yüzden, asgari ücretteki vergi yükü yüzde 50’yi buluyor. İşte bu yüzden, elektrik faturalarında 5 kalem vergi ödüyoruz. İşte bu yüzden, bir araba aldığımızda, bir tane de devlete alıyoruz. Mali sistemimiz o kadar bozuk ki dünyanın en yüksek vergilerini uygulamamıza rağmen, vergi geliri üretemiyoruz. Gelir vergileri yüksek. Sigorta primleri yüksek. Dolaylı vergiler, daha da yüksek. Buna karşın, OECD ülkeleri arasında, en az vergi geliri toplayan beşinci ülkeyiz. Oysa bize göre devlet, topraklarımızı koruduğu gibi, bu topraklarda oluşan, ekonomik değeri de korumakla yükümlüdür. Alın terini de korumakla yükümlüdür. Milletimizin refahını belirleyen, Türk Lirasını da korumakla yükümlüdür. Bizim Devlet anlayışımız da budur, milliyetçilik anlayışımız da budur.
Dava arkadaşlarım; Türkiye ekonomisi, hepimize yetecek kadar derinliğe sahip, koca bir havuzdur. Ancak maalesef, bu havuzun dibinde, suyu boşaltan delikler var. Ak Parti iktidarı, delikleri kapatmak yerine yurt dışından kovayla su taşıyarak, havuzu dolu tutmaya çalışıyor. Oysa delikleri kapatmadan, sadece borçla refah sağlanamaz, en fazla zaman kazanılır. Nitekim bu çapsızlığın sonuçlarını 19 yıllık iktidarlarının son dönemecinde, milletçe hep birlikte yaşıyoruz."
"Türkiye Avrupa’nın yüzölçümü, jeopolitik konum ve tabii kaynaklar açısından en zengin ülkesi. Ama aynı Türkiye, kişi başına düşen milli gelirde, Avrupa’da 34’üncü sırada yer alıyor. Krizden başını kaldıramayan ve iflaslarıyla ünlü Yunanistan’da bile kişi başına düşen milli gelir, 19 bin 500 dolar. Yani bir Yunan vatandaşı, bir Türk vatandaşından iki kat daha zengin. Bu örnekleri, ülkemize dair karanlık bir tablo çizmek için vermiyorum. Tam tersine, elimizden alınan zenginliğin ne boyutlarda olduğunu anlatmak için veriyorum. Yaşanacak bir zihniyet değişikliğinin, yani bir iktidar değişikliğinin, Türkiye’yi hangi noktalara taşıyabileceğini göstermek için veriyorum. Türkiye’nin köklü bir değişime, yapısal reformlara ihtiyacı var. Türkiye’nin cesur insanların atacağı, cesur adımlara ihtiyacı var. Türkiye’nin İyi Parti’ye Türkiye’nin Artagan’a ihtiyacı var.
Değerli dava arkadaşlarım; İnsan eliyle düzen sağlamanın mümkün olmadığı bir çağa doğru adım atıyoruz. Her gün, kredi kartı ve banka kartlarımızla 40 milyona yakın işlem gerçekleştiriyoruz. Dijital bankacılık ve atm’ler olmasa, bugün yaptığımız işlemleri yapmak için banka şubeleri önünde kilometrelerce kuyruk beklememiz gerekirdi. Bugün dijital bankacılık, toplumumuzun yaklaşık yüzde 50’si tarafından kullanılıyor. Banka kartlarımızla, her ay, 100 milyonun üzerinde nakit çekim yapıyoruz.
Kredi kartlarımızla, 4 milyara yakın işlem yapıyoruz. Bu kadar yoğun bir para trafiğini, güvende tutmak için bankalar, akıllı yazılımlar üretmek zorunda kalıyor. Mesela, kredi kartınızı, aynı gün içinde, iki farklı şehirde kullandığınızda, banka tarafından şüpheli işlem gerekçesiyle, otomatik olarak aranıyorsunuz. Mesela, yurtdışından veya internetten, yüklü bir işlem yaptığınızda, banka tarafından, otomatik olarak aranıp, bu harcamaları doğrulamanız isteniyor. Ez cümle; bankalar, müşterilerini, hissedarlarını ve itibarlarını korumak adına, her türlü teknolojik yatırımı yapıyorlar. Peki, onlar her türlü yatırımı yaparken, iktidar, 83 milyon vatandaşı için ne yapıyor? Cevap ortada: Hiçbir şey yapmıyor. Tam tersine, sistem o kadar bozuk ki, herkesi kayıt dışına itiyor. Birçok işletme, varlık mücadelesi verdiği için birçok işletme de daha fazla kazanma hırsıyla, kayıt dışına yöneliyor. Mali sistemimiz, o kadar verimsiz ki herkes, batan bir gemideki filikaya ulaşma içgüdüsüyle, kendini kurtarmaya çalışıyor. Bunun sonucunda ise, en büyük işletmeden en küçüğüne, yasal ticaretten, yasadışı faaliyetlere kadar, kayıt dışılık, toplumun tüm hücrelerine yayılıyor. İşte o nedenle, değişimin tam da bu noktada başlaması gerekiyor."
"Aziz milletim; Türkiye’nin zenginleşme reçetesi Artagan, nakitsiz topluma dayalı, yeni bir ekosistemdir. Adil ve kayıpsız bir ekosistemdir. Artagan, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 21. yüzyıldaki adıdır. Artagan, tüm mali kayıt ve denetimin, yapay zekâ aracılığıyla yapılmasını sağlayan, özerk bir mali denetim ağıdır. Artagan, içinde, binlerce yazılım ve vergi uzmanının bulunduğu, korunaklı bir kampüste yer alır. Kampüsün altındaysa, ülkemizdeki tüm para trafiğini derleyen, bir sunucu tarlası bulunur. Finansal kurumlar ve Artagan arasında kurulacak veri paylaşım ağıyla,kKredi kartı işlemleri, para transferleri, döviz alım satım işlemleri, menkul yatırım hareketleri, yurt dışı para transferleri, Çek-senet gibi, vadeli alacak/vereceklerin verileri Artagan’a ulaşır ve kapalı devre bir blok zinciri ile kayıt altına alınır. Artagan bu verilerle 83 milyon vatandaşımızın, ve milyonlarca işletmenin anlık olarak mali tablolarını oluşturur. Mali tablonun oluşması, o kişi ya da işletmenin, ekonomik durumunun çok net bir şekilde, değerlendirilmesini sağlar. Peter Drucker’ın dediği gibi; “Ölçemediğiniz hiçbir şeyi, yönetemezsiniz.
Artagan gerçekleştiğinde; tüm finansal veriler, “ölçülebilir” formata dönüştürülerek, mali suçlar da, eksik beyan edilen gelirler de kayıtlarda yapılan hatalar da, algoritmalar tarafından izlenebilir hale gelecek. Bu sayede, kayıt dışı ekonomiyi besleyen, tüm hortumların kesileceği gibi çoğu suç veya mali hatalar, daha oluşmadan engellenebilecek. Ekonomide, yüzlerce milyarlık kayba yol açan kalpazanlık, kaçakçılık, naylon fatura, sahte beyan gibi, pek çok mali suç tarihe karışacak."
"Ez cümle; Artagan ile Gücü yetenin devleti dolandırdığı bu adaletsiz düzen sona erecek. Devletin vergi geliri, artık ücretli çalışanın sırtına yüklenmeyecek.Dava arkadaşlarım; Türkiye’nin vergi sistemi, maalesef adaletsiz. Yüzde 15’le, yüzde 40 arasında değişen, gelir vergisi oranları uygulanıyor. Bu oranlara karşın, Türkiye’nin gelir üzerinden elde ettiği vergi oranı, Gayrı Safi Yurtiçi Hasılamızın sadece yüzde 5.9’u.Bu oranla, 36 OECD ülkesi arasında, 35’inci sıradayız. Kayıt dışı ekonomiyi, yüzde 8’in altına gerileten ABD’deyse, aynı oran yüzde 48 seviyesinde.Maaşlardan, kaynağında kesilen, gelir vergisini de katarak hesapladığımızda, gelir vergisinin toplam vergiler içindeki payı, Türkiye’de yüzde 15 seviyesindeyken, ABD’de yüzde 80’lerde. Bu çerçeveden baktığımızda, Artagan bize, gelire dayalı ve adil bir vergi sistemine geçiş fırsatı sunuyor.Mevcut durumda, dolaylı vergiler, dar gelirliden de, zenginden de aynı oranda alınıyor.Artagan hayata geçtikten sonra ise, herkes geliri üzerinden adil bir şekilde vergi ödeyecek.Ne var ki, Artagan’ın bunları sağlayabilmesi için, tüm para hareketlerinin, dijital ortamda gerçekleşmesi gerekiyor.Oysa bugün, sıklıkla nakit para kullanıyoruz.Döviz bürolarından döviz alıp bozduruyoruz.Senet imzalıyoruz, çek alıp veriyoruz, ve bular, bir ödeme aracı gibi, her gün el değiştiriyor. Bu engeli aşmak için, nakit paranın, çek ve senet gibi değerli kağıtların tamamını, dijital ortama aktararak, ölçülebilir hale getirmek zorundayız.Bu sebeple, Artagan’ın ilk aşaması, Türkiye’deki tüm para akışını, dijital sistemlere taşıyarak, nakitsiz toplum sürecine hazırlanmak olacak.Milletimizden yetkiyi aldığımızda,bu hazırlıkları, eşzamanlı adımlarla süratle hayata geçireceğiz.Bu adımların sonunda ise, nakit para geri çağırılarak, Türkiye’nin nakitsiz topluma geçişi başlayacak. Artagan hayata geçtikten sonra oluşacak ekosistemde, tüm harcamalar, kayıtlı finansal sistem üzerinden geçecek. Seyyar satıcılar, market alışverişi, otopark, otobüs, dolmuş, taksi gibi, günlük hayatımızı sürdürmemiz için gerekli olan, mikro harcamalar, Konut, otomobil alımı gibi, makro harcamalar,Borç verme, harçlık verme, hizmet ödemesi gibi, tüm para transferleri,Altın, gümüş, döviz, hisse senedi, kripto para gibi, yatırım enstrümanlarının alım satımı,dijital ortama taşınacak.Çek senet gibi, ileri tarihli ödemeler için kullanılan değerli kağıtlarsa, akıllı sözleşmelere dönüşecek."
"Değerli dava arkadaşlarım,Artagan’la ortaya koyduğumuz vizyon, hiç de uzak değil.Pek çok ülke, nakitsiz topluma geçişte yol aldı. Biz ise sadece izliyoruz.İsveç, Norveç gibi İskandinav ülkeleri, önümüzdeki 5 yıl içinde nakitsiz topluma geçecekler.Hindistan, yüksek değerli banknotları piyasadan çekerek, nakit kullanımını sınırlandırıyor.Tüm dünyada mobil ödeme yöntemleri, büyük bir hızla yaygınlaşıyor. Mesela Çin’de, mobil ödeme kullanan kişi sayısı, 1 milyara yaklaştı.Dünya hızla dönüşürken, kendimize sormamız gereken soru şudur:“Türkiye bu dönüşümün takipçisi mi olacak, yoksa öncüsü mü olacak?
Biz iddialıyız.İyi Parti olarak, bu soruya cevabımız da çok net.Artagan, bu dönüşümün öncüsü olacak bir Türkiye’nin hazırlığıdır.Sanayi devrimini, geriden takip ettik. Sanayi 4.0 dönüşümünü, geriden takip ediyoruz. Teknoloji üretiminde, geriden geliyoruz. Ancak bu dönüşümü, geriden takip etmeyeceğiz. Bu defa, öncüsü olacağız. Bu defa, aslan payını biz kapacağız.Türkiye, bu dönüşüm için hazır. Avrupa’nın en ileri dijital bankacılık sistemine sahibiz. Avrupa’nın en genç nüfusuna sahibiz.Biz bu inançla hareket edeceğiz.Seçime kadar, Artagan’ın altyapısı ve mevzuatı hazır olacak.
İktidara geldikten sonra, 2 yıl içinde ise, bu değişimi gerçekleştireceğiz."
"Bir katkısı da Türkiye’de güven iklimini hakim kılması olacak"
"Değerli dava arkadaşlarım,Artagan her bir bireyin, ekonomik durumunu, kayıpsız bir şekilde ortaya çıkaracak.Kişi çalışıyor mu?Ne kadar maaş alıyor?Ek geliri var mı?Üzerine kayıtlı menkul yatırımlar ve gayrimenkuller ne kadar?Bu gayrimenkullerden kira geliri var mı?Kredisi bulunuyor mu?Evli mi?Çocuğu var mı?Eş ve çocukları çalışıyor mu? Hanenin toplam geliri ne kadar?Aylık birikim yapabiliyor mu?83 milyon içinde, refah düzeyi açısından kaçıncı sırada?Kredi limiti ne kadar?Bütün bu verilerden derlenen mali tablolar; sosyal destek, istatistik, göçle mücadele gibi, pek çok alt başlıkta, Türkiye’nin sorunlarını çözmesine imkan sağlayacak. Mesela, pandemi döneminde, Artagan işliyor olsaydı,açıklanacak destek paketleri, birkaç saniye içinde, 83 milyona, adil bir şekilde dağılmış olacaktı.Türkiye’deki 83 milyon bireyin ve milyonlarca işletmenin, mali tablolarının, Artagan’da toplanması, Türkiye’deki ekosistemin verimliliğini artırmak adına, bize çok değerli bilgiler sunacak.TÜİK istatistik yöntemiyle veri sağlıyor.Yani, geliri artanlarla, işini kaybedenleri bir sepete koyup, “Türkiye büyüdü” masalı anlatıyor.Artagan’sa, çok daha büyük ve gerçek verilerle, ekonominin fotoğrafını çekecek.Markete bile gidecek parası olmayanlar, büyüyen Türkiye masallarında kaybolmayacak.Artık Türkiye’de kimse aç ve açıkta kalmayacak.Hiçbir babanın başı öne eğilmeyecek. Devlet, her bir vatandaşının derdini bilecek, kimseyi darda bırakmayacak.İşsizlik verileri, enflasyon verileri, hane halkı verileri, kesin ve tartışmasız olacak.Bu veriler ışığında,Oluşabilecek krizler, aylar öncesinden tespit edilecek.Krizden muaf bir ekonomide, yatırım iştahı da artacak.Bu yönüyle, Artagan’ın ekonomiye sağlayacağı en büyük katkılardan biri de, Türkiye’de güven iklimini hakim kılması olacak.Değerli dava arkadaşlarım,Artagan, daha düşük vergi oranları ve daha düşük sigorta primleri vadediyor.Yaptığımız hesaplamalar, Artagan’ın daha düşük vergi oranları ve daha düşük sigorta primlerine karşın, devlet bütçesine, en az 300 milyar liralık bir katkı yapacağını öngörüyor.Bu rakama, artacak tüketim dahil değil.Bu rakama, Türkiye’ye dönecek sermaye dahil değil.Bu rakama, israf kalemlerinden elde edilecek tasarruf dahil değil.Bu 300 milyar lira, sadece Artagan’ın sağlayacağı kaynaktır.Ve 300 milyar lira, Türkiye açısından öyle büyük bir kaynak ki, bu iktidarın yanına bile yaklaşamadığı pek çok adımı rahatça atabileceğiz."
"300 milyar liranın ne anlama geldiğini anlatabilmek için, birkaç örnek vereyim.Mesela;EYT’li kardeşlerimizin sorunlarını çözmenin yıllık maliyeti, 15 milyar lira.Otomobilde ÖTV’nin kaldırılması, yıllık 17 milyar lira.İki milyon ihtiyaç sahibi gence, aylık 750 lira gençlik maaşının toplamı, yıllık 24 milyar lira.Milyonlarca öğrenciye, aylık 500 lira karşılıksız bursun, yıllık maliyeti, 24 milyar lira.Akaryakıttaki ÖTV oranının yarıya düşürülmesinin, yıllık maliyeti, 30 milyar lira.Düşük gelirli vatandaşlarımıza, indirimli doğal gaz ve elektrik temin etmenin, yıllık maliyeti, 10 milyar lira.Daha bitmedi;Her yıl, 2 yeni büyük altyapı projesi:Üstelik öyle geçiş garantili de değil. Peşin parayla ve millete yük bindirmeden, iki mega projenin maliyeti, 20 milyar lira.100 bin yeni öğretmen kadrosuyla, büyük bir eğitim seferberliğinin yıllık maliyeti, 8 milyar lira.Her yıl 5 bin girişime, 1 milyon liralık hibe sermaye sağlamanın, yıllık maliyeti 5 milyar lira.Bakın, buraya kadar 300 milyar liranın yarısını bile kullanmadık.300 milyar lira, işte öylesine büyük bir kaynak.Artagan bu 300 milyar liranın yanında, finansal sisteme de, 500 milyar liranın üzerinde bir mevduat hacmi sağlayacak.Bunun sonucunda, Türkiye’de faizler, ilk kez gelişmiş ülkelerin seviyelerine gerileyecek.Kira öder gibi, ev satın almak mümkün olacak.Bir asgari ücretli bile, araba sahibi olabilecek.Tüm şirketlerimizin faiz giderleri, vergi giderleri azalacak. Yatırım iştahı artacak ve Türkiye’den kaçan yerli ve yabancı sermaye, geri dönecek.Ona buna çökme devri, artık sona erecek.Dava arkadaşlarım;Artagan’ın yapısı, İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in omurgasını oluşturan, kuvvetler ayrılığına dayanıyor.Yani, insan eliyle bozulamayacak kadar sağlam, adaletli bir ekosistem oluşturmayı hedefliyoruz. Bu sebeple Artagan’ı, özerk bir kurum olarak tasarladık.Artagan, siyasetin bile el süremeyeceği, kimsenin emrine girmeyecek, tarafsız bir kurum olacak.Bu çerçevede, öncelikle, milletimizin yeni sisteme güvenmesini sağlayacağız.Kimsenin aklında, “acaba izleniyor muyum?” diye bir şüphe olmayacak.Kimsenin aklında, “birileri çıkıp bu verilerle oynar mı?” diye bir şüphe kalmayacak.Artagan, bu şüphelerin tamamını ortadan kaldıran, benzersiz bir teknolojiyle kurgulandı.Bu özelliğiyle, nakitsiz toplumun çok daha ötesinde bir değere sahip.Bu güveni sağlamak için, Artagan’da yer alan tüm veriler, kişisel veri gizliliği esas alınarak, şifreli olarak korunacak. Artagan’ın yapay zekası haricinde, hiç kimse bu verilere erişemeyecek. Yapay zekanın işleyişiyse, farklı kurumlara dağıtılacak anahtarlarla sağlanacak.Böylece, hiçbir kişi ya da kurum, Artagan’ı milletin ortak çıkarları dışında kullanamayacak."
"Aziz milletim;Artagan, bambaşka bir Türkiye vadediyor.Sayın Erdoğan ömrünü, tüm gücü kendinde toplamak için harcadı.Biz, o gücü yeniden millete teslim etmek için çalışıyoruz.Artagan, bu ülkeye bırakacağımız en önemli mirastır.Bundan 3 buçuk yıl önce, bu topraklara yeni bir siyasi anlayışın tohumlarını ektik.İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, işte bu tohumların meyvesidir.Artagan, yine bu tohumların meyvesidir.Ve o tohumlar, daha nice meyveler verecek.Bundan kimsenin şüphesi olmasın.Dava arkadaşlarım;O kutlu gün geliyor, İyi Parti iktidara yürüyor.Memleketin dört bir yanından haberler geliyor;Millet Bizi Çağırıyor!Varsın onlar, dedikodu siyaseti yapsınlar.Varsın onlar, koltuk siyaseti yapsınlar.Varsın onlar, saray sefası sürmeye devam etsinler.Biz somut çözümler sunmaya, milletimize umut olmaya devam edeceğiz.Milletimiz için çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz.Çünkü bizim yolumuz hak yoludur, hakikat yoludur, millet yoludur.İktidarın suyu artık ısındı.Bunu artık kendileri de kabul ediyor.O sandık elbet gelecek, milletimiz İyi Parti diyecek.Milletimiz yetkiyi verecek, biz de Türkiye’yi düze çıkartacağız.Hak ettiğimiz, güçlü, mutlu ve zengin bir Türkiye’yi milletimizle el ele inşa edeceğiz.Bu kutlu yolda, Allah, yar ve yardımcımız olsun.Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun"