Gazeteci Ahmet Altan, Prof. Dr. Mehmet Altan ve gazeteci Nazlı Ilıcak'ın haklarında verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının Yargıtay tarafından bozulmasının ardından yapılan yeniden yargılamada karar açıklandı. Buna göre Mehmet Altan beraat ederken, kardeşi Ahmet Altan “örgüte üye olmamakla birlikte bilerek yardım” suçundan 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı, suçun niteliği ve tutuklulukta geçirdiği süre gözetilerek tahliyesine karar verildi.
Prof. Dr. Mehmet Altan, T24 Manşet'e yaptığı konuşmada kendi durumuna ilişkin;"Gözaltına bile alınmaması gereken birisine 'Ağırlaştırılmış müebbet' verebilecek bir ilk derece mahkemesi, bir bölge mahkemesi var" dedi. Altan, "yaşadığı sürecin kendisini üzdüğünü fakat bu durumun Türkiye açısından daha fazla üzücü olduğunu" söyledi.
Altan, "Mahkemeyle ilgili benim bu son üç yıldır yaşadığım süreç, Türkiye'de hukuk güvenliğinin kalmadığını gösteriyor" dedi.
Gazeteci Ahmet Altan'ın yaşadığı sürece de değinen Altan,"Ahmet Altan'ın da sadece yazıdan, düşünceden ve ifadeden bu kadar uzun süre hapishanede tutulması, 10.5 yıl gibi bir cezaya çarptırılması da bu dönemin nihai olarak henüz ortadan kalkmadığını ama o istikamette olumlu bir iki adım atıldığını gösteriyor" diye konuştu.
"Düşüncenin suç sayıldığı bir dönemden geçtiklerini" vurgulayan Altan, "Anayasa'nın 38. maddesi ve Türk Ceza Kanunu'nun 2. maddesinde 'Tanımsız suç olmaz' ifadesi vardır. Ama bunun çok dışında, keyfi olarak bir takım kriterler konarak onların suçmuş gibi davranıldığı bir dönemden geçtik. Düşünce suç sayıldı. İstenmeyen fikirler terör olarak ilan edildi. Korkunç bir sürecin içinden geçtiğimiz bir dönem bu. Benim aslında gözaltına bile alınmamam gerekirken ağırlaştırılmış müebbete mahkûm olmam, sonra bunun Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve sonunda Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından düzeltilip normal bir hukuk devleti çizgisine getirilmesi durumu gösteriyor" diye konuştu.
Altan,"Ahmet Altan'ın tahliye edilmesine çok sevindim ama Türkiye'nin bu kabus dönemi bir an önce bitirmesini; ifadeyi, düşünceyi, siyasal iktidarın istemediği konuları terörmüş gibi sunmayı bitirmesini diliyorum" diyerek sözlerini tamamladı.