Sahne sanatçısı Hadise’nin olaylı boşanma süreci, tartışmalı bir mahkeme kararıyla sona erdi.
Davanın jet hızıyla bitirilmesi, avukat camiasında tartışmalara neden oldu. 14 Eylül 2022’de açılan davanın 30 Eylül’de sonlanmış olması, özellikle avukatlar arasında homurdanmalara neden oldu.
Hatta aynı mahkemeden, 6 ay sonrasına duruşma günü alabildiğini söyleyip, mahkemenin tutumunu şaibeli olarak gösterenler oldu.
Kural olarak, evliliği bir yıldan az sürdüğü için Hadise’nin Anlaşmalı Boşanma Davası açıp, tek celsede boşanması mümkün değildi.
Nasıl olmuştu da, çekişmeli dava açtığı halde, benzer davalar için aylar sonraya tarih verilirken, Hadise’ye bu ayrıcalık tanınmıştı?
Gelişmeleri medya üzerinden haberdar olanlar farklı yorumlarda bulunmuş olabilirler.
Kimileri, bu ayrıcalığı Hadise’nin şöhretinden kaynaklandığına dair bahse bile girebilirler.
Bazıları ise, Hadise’nin avukatı tarafından gösterdiği performansın diğer meslektaşları tarafından kıskanıldığını düşünmüşlerdir.
Oysa benim avukatlık yaptığım dönemlerde, durumun aciliyeti konusunda hakim ikna edilirse, duruşma gününün erken bir tarihe çekilmesi olağan bir uygulama olarak görülürdü.
Konuyu, aynı yıllarda mesleğe başladığımız Avukat Ahmet Işık’a açtım, “ Ne değişti?” diye sordum?
Ahmet “ Eskiden olduğu gibi hakimlerle avukatlar arasında meslektaş dayanışması kalmadı. Bugün bir hakimin kapısını çalıp, ne bir şey sorabilirsin, ne de Hadise olayında olduğu gibi, özel bir durum nedeniyle duruşma tarihini öne almayı teklif edebilirsin? O eski hakimler yok artık. Hakimlere daha staj döneminde avukatlarla diyalog içinde olmamalarının tembihlendiğini duyuyorum. Bugün çoğu hakim ve savcı bizi meslektaş olarak görmüyorlar” diyerek, memleketin hali hazırdaki adliye manzarasını özetledi.
Hadise’nin boşanmasındaki jet hızı sorunca da, şunları söyledi:
“ Demek ki davanın her iki taraf avukatları birlikte hareket edip, bizim dönemimizden kalma bir hakimle konuşmayı becerebilmişler. Boşanmanın aciliyeti için öne sürdüklerin nedenlerin samimiyeti konusunda hakimi ikna etmiş de olabilirler. Duruşmanın erken tarihe alınması garip karşılanıyorsa, bu onların kabahati değil, böylesi hakimlerin hala var olabileceğine ihtimal vermediklerindendir”
Hülasa, Hadise’yle ilgili verilen kararla ilgili serzenişleri anlamak mümkün.
Yine de, her hakim ve avukat arasında olması gereken mesleki işbirliğinin bariz bir örneği olma ihtimalini de, göz ardı etmemek lazım.
Süper Lig’in 6. Şampiyonu olarak tarihe geçen Bursaspor’un otobüsüne haciz konulmuş. Medya haberlerinde “ Haciz konulmak istendi” diye geçiyor ama, bu çok inandırıcı görünmüyor.
Güya, Bursaspor Başkanı Ömer Furkan Banaz'ın girişimleri sonucunda Karacabey’de yapılmak istenen haciz işlemine izin verilmemiş ve kulüp otobüsü Bursa'ya gönderilmiş.
Haberde bir tuhaflık var gibi görünüyor, en azından eksiklik veya detay noksanlığı…Bir kulüp başkanı müdahale etti diye icra memurunun haczi durdurmasının ihtimali bile düşünülemez.
Çünkü bir icra mahallinde operasyon başlamışsa, bir memurunun işlemi durdurması için o sırada, mesela doğal afet yaşanması gibi, çok güçlü bir neden gerekir. Öyle bile olsa, memur olay yerinden kaçmadan önce durumu hemen tutanağa yazar.
Ki, icra memurlarının görevini ihmal etti diye şikayet edilmekten, deyim yerindeyse ödleri kopar. Bir daha hacze gitmekten alı konulmaları, teşbihte hata olmaz, onlar için ölümden beter bir sonuçtur. Her hacizden resmi görev yevmiyesi alırlar. Genelde, alacaklı tarafın bahşiş verdiği şekilde bir şayia varsa da, gözümüzle görmediğimiz için günahlarını almayız
Bu arada, haciz sırasında orada bulunan alacaklı taraf avukatının da armut topladığını düşünmemek lazım. Herhangi bir dış müdahaleyle icranın durdurulması halinde, tam anlamıyla yeri göğü birbirine katarlar.
Fakat haberden anlaşıldığına göre Bursaspor başkanının bir şekilde hacze karıştığı anlaşılıyor.İlk akla gelen, Bursaspor başkanının borcun bir kısmını ödeyip, geri kalanına şahsen kefil olması halidir.
Aksi halde, o otobüsü yediemin otoparkına çekilmesi dışında kimse yerinden kımıldatamaz. Çünkü, icra memuru sırada haciz mahallinin en büyük mülki amiri gibidir, ne derse, o olur.Haberdeki, maç sonrası futbolcuların Karacabey Belediyespor’un tahsis ettiği araçla Bursa’ya döndüğü bilgisi, bizim yediemin tahminimizi güçlendirmektedir.
Sonuç olarak o gün, Bursaspor için kara bir gün oldu.
Haciz olayı dışında, Ziraat Türkiye Kupası'nda Boyabat 1868'i karşılaşan Bursaspor maçtan 1-0 mağlup ayrılmakla kalmadı, kupaya da veda etti.