Çocuk işçiler sadece ekonominin zalim kapsayıcılığını değil belki zaten yine öncelikle bir ekonomik birim olan ailenin de en çıplak gerçeğini ortaya koyuyor: En ucuz, dirençsiz ve itaatkâr işgücüdür çocuk.
Hayat boyu karşılaşılacak bütün adaletsizliklerin öncelenmiş, öne çekilmiş, öne alınmış halidir çocuk işçiler.
Kapitalizmin acelesi, sömürünün iştahıdır. Oysa dünyayı çocuklara alıştıra alıştıra vermek gerekir. Hafif ellerle zerk etmek.
Dünyadan ciğerlerine dolan o ilk soluğun çığlığını duyduktan sonra, önce bir durup beklemek lazımdır.
Evet, kapitalizmin bu dünyada insana görece ucuza vereceği, insanın dünyadan görece ucuza alıp alabileceği pek de bir şey yoktur o soluktan başka.
Evet, dünya, çocuğun hayalindeki gibi bir yer olmayacaktır, olmaz bir gün… Ancak tam da çocuğun tahayyül ettiği gibi bir yer olmadığı, olmayacağı içindir ki dünya, işte o dünyada çocuksu imgelere ihtiyaç vardır, çocuksu vizyonlara.
O imgelerin içinde dünyanın kayıp masumiyeti saklanır çünkü. O vizyonlarda heba edilmiş imkânları dünyanın…
O çocuk o imgeler sayesinde önce dünyaya bağlanmayı öğrenecekti. Ekonomiye değil. Dünyaya bağlanınca da bir kere, katlanacaktı ekonomiye de. Katlanabilecekti.
Çocuk işçi daha dünyaya bağlanamadan, dünyanın o kayıp ya da saklı masumiyetini bir an bir yerde hissedip de güçlenemeden ekonomiye bağlanmış insandır.
Çocuk işçi ekonomi için dünyası elinden alınmış insandır.
Çocuk işçinin masumiyeti katledilmiştir, dolayısıyla dünyanın da.
Bir sonraki adımında ne yapacağını çok iyi bildiği, iradesiyle biçimlendirdiği, kuralını koyduğu ya da zarar görmeden çiğnediği; kahramanı, öznesi, aktörü, eylemcisi olduğu oyununun yerine paranın onu araçsallaştıran, denetleyemediği, yasalarından bihaber olduğu, çiğnediğinde zarar gördüğü, ceza aldığı akışı geçmiştir artık. Paranın delici aksiyomu. Kapitalizmin beliti.
Çocuk işçi oyunun özgüveninden işin, patronun, ustanın tahakkümüne savrulmuş insandır.
Oysa çocuk parayı karşılıksız verilen bir şey sanmalıdır. Dünyayı, ihtiyaçların karşılıksız sağlandığı bir yer. Bir süre.
Çocuk işçi masumiyeti karşılıklılıkla, bedel ile, ücret ve yevmiye ile kırılmış kırgın insandır.
Çocuk, dünyayı kendi büyütüp kendi küçültebilmelidir. Kendisini de ona göre. Ters orantılı.
Ama işlikler, fabrikalar, makineler hep büyüktür. Yetişkinlerin cüssesine göredir.
Çocuk işçi için dünya hep büyük, kendisi ise küçüktür.
Çocuk işçi, daha baştan kaybettiği, yenildiği, daha işin başında, o ilk gün makinenin başında öğretilmiş insandır.
Çocuk işçi ailenin sevgi, evin yuva olmadığını hemen öğrenmiştir. Kendisi rehine, evi ise bir yatakhanedir. Bir ailesi olmasının bile bir bedeli olduğunu bilir artık.
Çocuk işçi kan dolaşımına sermayenin serbest dolaşımının zehri karışan, daha sigortası yapılmadan emekliliğinden yıllar çalınan, hayatı değil ama erken ölümü güvence altına alınan, emeklilik primlerini hazineye miras bırakan bir hayırseverdir devlet için. Kapitalizmin en hayırlı kölesi.
Çocuk işçi patronun en sevdiği işçi tipidir. Kol gücü sömürülen, ama o sömürülenden fazla da kol gücü olmayan işçi. Kol gücü olmayan bir kol gücü yani. Makineyi çalıştırmaya yeter de kolunun gücü makineye el koyamaz, koyamayacak, gerekirse tahrip de edemeyecektir grevin, direnişin, isyanın saati çaldığında.
Çocuk işçi kapitalizmin içinde iki türlü temsildir. Hem kapitalizmin öncesindeki ve erken kapitalizmdeki kölelik biçimlerini hem kapitalizmin bugünündeki yabancılaşmayı temsil eder. Boğaz tokluğuna ve statüsüz çalışmanın her paydosunda yasal ve töresel mülksüzlüktür ona kalan. İş hukuku da velayet yasası da onu sömürmeye yarar. Ürettiği artı-değer patronun kasasına, onun payına düşen artık ise ebeveynin cebine girer.
Çocuk işçi asla bir çırak değildir. Çırak bile değildir çocuk işçi. Ona meslek öğretilmez, oyunda öğrendikleri unutturulur. Çocuk işçi çocuk olduğu unutturulan insandır.
Yetişkin işçilerin cüssesine göre tanzim edilmiş, düzenlenmiş işliklerin, işyerlerinin ona büyük geldiği, ama yetişkinlerin tıkayamadığı, giremediği gedikleri doldurmaya yarayan uçtur o, fabrikada, atölyede.
Makinenin ve ekonominin en küçük, en keskin, en sivri uzantısıdır o.
Ekonomik örüntüde insani bir gedik, makinelerin sisteminde kaçacak bir aralık bırakmaz çocuk işçilik.
Herkese olur da bir kendine faydası olmaz çocuk işçinin.
Bir gün bir yerini keser, bir başka gün bir yerine batar. Kendisinin.
Çocuk işçi kapitalizmin gözüne batmış mutluluktur.
Çocuk işçi: Güne, işe, her şeye erken başlayıp, bir hayata, bir dünyaya daha o yaşta geç kalandır.
(Not: 2018 yılında Türkiye’de 23’ü 14 yaş altı 67 çocuk işçi iş cinayetlerinde öldü. Bu kayıtlı rakamdır.)