Dünyanın gelmiş geçmiş en gizemli kumaşı olarak tahtını kimselere bırakmayan denim, 1872 yılından beri hayatımızda. Levi Strauss ve Jacob Davis'in altın arayan işçiler için yarattıkları sağlam dokulu iş elbisesi, kot pantolona dönüşerek gümümüze kadar geldi.
Klasik kot pantolonun şekilden şekille girmeye başlaması, Punk ve Grunge akımlarının doğması ile hız kazandı. Daha önceleri yoksullukla eşleşen yırtık pırtık pantolonlar ise, zamanla kabuk değiştirerek "fakir görünümlü zengin" trendinin bir parçası oldu.
1960'lı yıllarda Paris'te doğan Marithé –François Girbaud markası, daha sonraları ekolojik faciaya yol açtığı için eleştirilere maruz kalacağı kot yıkama yöntemini hayata geçirerek, "eskitilmiş görüntülü jeans'' akımının tohumlarını atmış oldu.
1980'li yıllarda, ağırlıklı olarak İtalya'dan çıkan jeans markalarından biri olan Diesel, teknolojik olanaklarla birleştirdiği ilginç tasarımları ile moda dünyasında özel bir konum elde etmeyi başardı.
Markanın yaratıcısı Renzo Rosso'nun henüz 15 yaşında iken, evlerinin bahçesindeki beton zemine saatlerce sürttükten sonra, çamaşır makinesinde yüksek derecede yıkayarak eskittiği kot pantolonu, ileriki yıllarda kendisini başarıya götürecekti.
1978 yılında Renzo ve Adriano Goldscimidet ikilisinin yarattığı Diesel, zamanla kot tasarımlarına eklenen kadın erkek giyim ve aksesuar koleksiyonları ile dünyanın birçok şehrinde mağazaları olan bir markaya dönüştü.
Spor ayakkabıları ve saat koleksiyonları ile tüketici yelpazesini genişleterek ünlenen markanın son atılımı ise, Belçikalı tasarımcı Glenn Martens'i yaratıcı direktörlük koltuğuna oturtması oldu.
Moda dünyasında "Anvers Ekolü'' olarak tanımlanan akademik öğrenim anlayışından gelen Martens, güncel trendlerle geleceği, mizahi dokunuşlarla harmanlayarak yarattığı estetik tarzı ile alkışlanıyor.
Martens, geçtiğimiz hafta düzenlenen Milano Moda Haftası'nda sunduğu 2022 yaz koleksiyonu ile, marka yöneticilerinin beklentisini boşa çıkarmadı.
Denim ağırlıklı koleksiyonda, mikro eteğe dönüşen kemer, 2023 yılının ana trendlerinden biri olacağına inandığım ''barbicore'' esintili kıyafetler, slip dress ve kargo pantolonlar ilgi ile izlendi.
Greta Gerwing'in başrolde olduğu Barbie filmi, barbicore furyasının doğmasına neden olmuştu. Moda dünyası bu tarzın önümüzdeki yıl zirveye çıkmasını öngörüyor.
Diesel'in marka kimliği ile eşleşen "spor şık, isyankâr ve baştan çıkarıcı kadın'' kodlarını güncelleyerek basının beğenisini toplayan Belçikalı tasarımcının kış koleksiyonu için tasarladığı IDR çanta modeli ise, sosyal medya arama motorlarında Top 10'a girdi.
Martens'in Diesel'in yaratıcı ekibinin başına geçmesi, uzun zamandır klasikleşen ve monotonlaşan marka kimliğinin ivme kazanmasına yol açtığı aşikâr.
Mutlu hafta sonları.
Alex Akimoğlu kimdir? Alex Akimoğlu, 1976 yılında Fransa'ya giderek Sorbonne Üniversitesi Fransızca ve Joffrin Byrs Akademisi moda tasarımcılığı bölümlerini bitirdi. Aynı zamanda École Supérieure de Journalisme'de (Gazetecllik Yüksek Okulu) öğrenim gördü. Pierre Cardin, Jean Louis Scherrer ve Japon markası Hanae Mori'de tasarımcı olarak Paris ve Tokyo'da kariyerini sürdürdü. Radikal gazetesinde başladığı moda yazarlığına (1997-2007), Referans gazetesinde “Moda Ekonomi” köşesinde (2009 - 2010), İstanbul Life m.o.d.a İstanbul köşesinde (2010 - 2019), ELLE Türkiye dergisinde ELLE Son Bakış köşesi ile devam etti. 2020 yılından beri T24'te yazıyor. |