Otomobil dünyasının "Kral" markası, uzun zamandan beri flört ettiği moda dünyası ile hayatını birleştirdi! Kadın, erkek, çocuk hazır giyim ve aksesuar ürünlerinden oluşan Ferrari koleksiyonu, sosyal medyada tanıtılan kısa metraj filme paralel olarak, İtalya'da gerçekleştirilen bir defile ile görücüye çıktı.
Bir süre önce, markanın yeni stratejileri doğrultusunda kreatif direktörlük koltuğuna oturtulan Rocco Iannone'nin imzasını taşıyan koleksiyondaki ürünlerin büyük bölümünün "unisex" esintilerle tasarlanmış olduğu gözleniyor.
Spor giyim kodlarının ön plana çıkartılarak, "lüks marka meraklısı" genç kadın ve erkeklerin beğenisine sunulan modellerin, "kalite" kriterlerine sadık kalınarak hazırlanmış olması ise marka stratejisinin başka bir paragrafını oluşturuyor.
Kullanılan kumaşlardaki teknik özelikler bir hayli ilgi çekici. Yağmur ve rüzgâra dayanıklı olarak üretilen ve "organze" kumaşı hafifliği taşıyan trench-coatlar ve lüks arabaların iç döşemelerinde kullanılan karbon lifinden tasarlanmış modeller moda dünyası için yenilik olarak kabul edilebilir.
Ferrari kırmızısı dışında, elektrik mavisi, sarı, turuncu gibi canlı renklerin kullanıldığı ve marka logosunun kumaş deseni ve aksesuar olarak ön plana çıkarılmış olduğu gözlenirken, ünlü gözlük üreticisi Ray-Ban tarafından özel olarak tasarlanan gözlük modelleri dikkat çekici.
Ferrari yöneticilerinin bu projedeki en büyük övünç kaynağının tüm ürünlerin sadece İtalya'da üretilerek "Made in Italy" olgusuna sadık kalınacağı kararı olduğu ifade ediliyor.
İtalya'nın en kıdemli markalarından Armani'nin atölyelerinde üretilecek olan hazır giyim koleksiyonuna, İsviçre'nin önde gelen saat markalarından Richard Mille imzalı özel saat koleksiyonu ve "Ferrari Shoes by Puma" basket pabuçları eşlik ediyor.
Enzo Ferrari'nin 1947 yılında kurduğu, Modena kentinin Maranello bölgesindeki lüks otomobil fabrikasında gerçekleştirilen defilede, dekor olarak kullanılan retrospektif sergi niteliğindeki spor otomobil koleksiyonu dikkat çekici.
Araba tutkunları tarafından müze ile eş anlam taşıyan fabrikada kurulan podyumda, başta Natalia Vodianova olmak üzere ünlü mankenler boy gösterdi.
Apple'ın anlı şanlı tasarımcısı Jony Ive, Formula 1 starlarından Carlos Sainz ve Charles Leclerc ile Airbus 320'nin iç mimarı Marc Newson'un pandemi kuralları nedeniyle kısıtlı tutulan davetliler arasında bulunduğunu not etmek gerekir. Kadın ikonlardan çok erkeklerin davet edilmiş olması ise lüks ürün bulmakta zorlanan erkek tüketiciye yönelik bir jest olsa gerek.
Enzo Ferrari'nin eski Türk filmlerini aratmayacak nitelikteki dram ve başarı dolu hayat öyküsüne gelince; savaşlar, salgın hastalıklar, ölümlerle geçen ancak pist pilotu olma tutkusundan doğan bir imparatorluğun ilginç hikâyesi olarak özetlemek mümkün.
1920 yılında genç bir araba tutkunu olarak Alfa Roméo fabrikasında çalışmaya başlayan Enzo'nun şansı, dönemin Devlet Başkanı Mussolini'nin ilgisini çekmesiyle dönüyor.
1946 yılında ilk araba tasarımı olan Ferrari 250'nin küresel bir ilgi ile karşılaşması Enzo'nun devlet nişanı almasının yanında kendi fabrikasını açmasına da yol açıyor.
Klostrofobik bir ruh yapısına sahip olması ve ailesinden sonra oğlunu da bir trafik kazasında kaybetmesi ile bunalıma girerek zor günler yaşıyor.
1969 yılında hisselerinin büyük kısmını Fiat'a devreden ancak ölümüne kadar işinin başında kalan ünlü otomobilci aynı zamanda Scuderia Ferrari'nin kurucusu olarak tanınıyor.
Hayata veda etmeden onayladığı son proje ise Ferrari F40 spor otomobil modeli.
Yazımızı, Ferrari'nin başlattığı moda deneyiminin, Lamborghini, Bentley ve ünlü Amerikan motosiklet markası Harley Davidson gibi lüks sektörünün diğer markaları tarafından da izleneceğini not ederek bitirelim.
Mutlu pazarlar.