Erkeklerin kravat takma alışkanlığı uzun yıllara dayanıyor. Bir zamanlar gücün, zenginliğin ve saygınlığın sembolü olarak gardıropların başköşesinde yer alan bu küçük bez parçası, değişen dünya şartları ve moda anlayışı ile birlikte genç kitle tarafından "sıkıcı bir aksesuar" olarak değerlendiriyor.
Genç kitlenin "başarılı ve güçlü iş adamı" imajı olarak Steve Jobs, Jeff Bezons veya Mark Zuckerberg gibi dev şirketlerin kurucularını örnek alması da bazı geleneksel estetik kodlarının yıkılmasına neden oluyor. Siyah veya beyaz bir t-shirt ve kot pantolonla kamera karşısına geçen bu önemli kişilikler, giyim-kuşam konusundaki değerleri alt üst etmiş oldular.
Kravatlı erkek imajı, son yıllarda birçok sektörde önemini kaybetmiş olsa da politika gibi bazı ciddi kurumlarda hükmünü sürdürmeye devam ediyor.
Fransa, 2017 yılında erkek milletvekillerininin genel kurul toplantılarına ceket + kravat formülü ile katılma zorunluluğunu resmen kaldırmıştı.
Fransız Parlamentosunun alt kanadı olan Ulusal Meclisinde geçtiğimiz hafta yaşanan kravat krizi, "kravat demode mi, yoksa hâla saygınlığın önemli bir kodu mu'' tartışmalarının tekrar alevlenmesine neden oldu.
Sağcı milletvekili Eric Ciotti'nin solcu milletvekillerinin giyim tarzını eleştirerek kravat takma zorunluluğunu tekrar gündeme getirmesi üzerine, Meclis Başkanı Yael Braun-Pivet, vekilleri kılık kıyafet konusunda daha duyarlı olmaya davet etti.
Kravat tartışmasının sol-sağ polemiğine dönüşerek büyümesi sonrasında 15 kadın milletvekili de kravat takma zorunluluğunun arkasında kadınları dışlayan cinsiyetçi bir tavır olduğunu söyleyerek bunu protesto için meclise kravat takarak geldi.
Moda tasarımcısı olma kimliğimle en ciddi davetlerde bile es geçme şansına sahip olmuş olsam da, kravatın doğru kullanıldığında erkek estetiğine önemli ölçüde katkıda bulunuyor olması kabulüm.
Ancak koyu renk takım elbise ve birbirine benzeyen kravatlar takmış erkek grupları itici olabiliyor. Rahmi Koç ve Ertuğrul Özkök gibi bazı kişiliklerin kravatı "mecburen takmış" havasından uzaklaştırarak eğlenceli hâle dönüştürmesi de bir hayli ilginç.
Fransızca'da Hırvat anlamına gelen "Croate" sözcüğünden türeyerek "cravate" (kravat) olarak günümüze kadar gelen bu aksesuarın retrospektif gelişimi de bir hayli ilginç.
Hırvat süvari birliklerinin boyunlarına taktıkları ince atkıdan etkilenen Fransa Kralı XIV. Louis, kravatı zamanla rütbe göstergesi olarak kullanmaya başlar.
XIX. yüzyılda İngiliz aristokratlarının radarına giren kravat ilk kez olarak aynı kumaştan tasarlanmış radingot ceket-pantolon, beyaz gömlek formülü ile kullanılarak bugünkü anlamdaki "kostüm –kravat'' anlayışının doğumu gerçekleşir.
Türkiye sınırlarında ilk kez olarak Sultan Abdülmecit tarafından kullanılan kravat, Batılılaşma haraketlinin önemli bir sembolü olarak da kabul edilmiş ve Türk aydınları tarafından rağbet görmüştü.
Ancak günümüzde uygulanan kravat üretim tekniğini 1924 yılında, kumaşı diagonal kesip 3 parçaya böldükten sonra birleştirerek en verimli tekniği bulan New Yorklu Langdord'a borçluyuz.
Kravat, XX. yüzyılda erkekler için mecburi bir aksesuar haline gelmeye başladı. 1920-1960 yılları arasında daha pahalı kumaşlardan üretilerek lüksün sembolü, 80'li yıllarda ise Punk akımının radarına girerek en eğlenceli dönemini yaşadı.
1990'lı yıllarda küresel ekonomik büyüme ile birlikte değişime uğrayan özgürlük anlayışı, birçok konuda olduğu gibi modayı da etkiledi ve kravat takma zorunluluğu etkisini yitirdi.
Umarım günün birinde, siyaset dünyasında da daha özgürce giyinerek kendi kimliklerini rahatça ifade edebilen siyasetçileri sahada görme şansına erişiriz.