Moda dünyasının en önemli tasarımcılarından biri olarak kabul edilen, Fransız kültürünün Sembolü Jean Paul Gaultier, yarattığı sıra dışı kodlarla geçtiğimiz yüzyıla damgasını vurdu.
Chanel'in tweed kumaşı, beyaz kamelyası, siyah elbisesi ne ifade ediyorsa, Gaultier'nin Madonna için tasarladığı konik göğüslü korsesi, denizci temalı t-shirt'leri aradan yıllar geçse de esin kaynağı olarak arşivlerde yerini koruyacak.
Jean Paul, yeteneği kadar içinden geldiği gibi kural tanımadan yaptığı çalışmaları ile de moda dünyasına yenilik getirerek ''L'enfant terrible'' (korkunç, yaramaz çocuk) unvanına sahip oldu. Erkekleri kadın, kadınları erkek giyim kodları ile giydirerek denklemleri ters-düz etti ancak tüm bu değişimleri mizahi bir üslupla uygulayarak gönüllerde taht kurdu.
Yarattığı kuplarla kadın ve erkek anatomisini yeniden şekillendiren, koleksiyonlarını ilginç showlar şeklinde sunmayı başaran bu yaramaz çocuk, bazen Paris sokaklarında gezerek topladığı sıradan insanları, bazen emekli olmuş yaşlı mankenleri podyuma taşıyarak değişik enerjilerle coşku yaratmayı bildi.
Gaultier, 1982 yılında kurduğu markasın İspanyol aile şirketi Puig'e sattıktan sonra 2020 yılında moda arenasından çekilme kararı aldı. Ancak, Haute Couture koleksiyonlarını her sezon değişik tasarımcılara tasarlatma stratejisi uygulama yoluna giden Jean Paul Gaultier, Japon Tasarımcı Chitose Abe ve Belçiklalı Gleen Martens'ten sonra, 2022 - 2023 Sonbahar Kış Koleksiyonu için Olivier Roustaing'i "Misafir Yaratıcı Direktör'' olarak davet etti.
Roustaing, on yıldan bu yana Balmain markasının maestroluğunu üstlenmiş durumda. Moda dünyasına adım attığı genç yaşında lüks kodlarını sokakla harmanlaması ile dikkatleri toplayan siyahi tasarımcının bir özelliği de sosyal medya kurduna dönüşmüş olması.
Ünlü manken ve ikonlarla kurduğu dostluk ilişkilerini günlük yaşantısına taşıyarak sosyal medyaya yansıtan genç tasarımcı Instagram'da 8 milyon takipçi edinerek Balmain markası ile kendi imajını eşleştirenmiş durumda.
Ünlü futbolcuların, top modellerin ve jet sosyete mensuplarının "sevgilisi'' haline gelen Roustaing'in, Somalili bir anne ve Etopyalı bir baba tarafından bebekken terk edilmiş ve Bordeauxlu bir aile tarafından evlat edinmiş olması ise medyanın duygusal hislerini depreştirerek "himayelerine'' almasına yol açtı.
2022 - 2023 kış sezonu defilesinde, Gaultier'nin yukarıda bahsetmiş olduğum kodlarını en verimli şekilde kullanan genç tasarımcı basın tarafından tam not almış gibi gözüküyor.
Gaultier'nin stereotip, kalıplaşmış moda kurallarına karşı çıkarak, sosyolojik evrim niteliğindeki değişimlerinin birebir uzantısı gibi algılanan koleksiyonda, denizci, konik göğüslü korse, hacimli aksesuarlar gibi kodların tekrarlanmış olduğunu gözlemledim.
Kalıba alınmış deriden tasarlanan hamile kadın tulumları belki defileninim en şaşırtıcı geçişi olarak kabul edilebilinir ancak sonuçta bu esprili yaklaşım da yine bir "Gaultier şakası' niteliğinde.
Kanımca Jean Paul Gaultier, her sezon ünlü bir tasarımcı "misafir "ettirerek, kendi tarzının devamını sağlama stratejisini başarmış durumda. Lüks markaların "tasarımcı'' sıkıntısı çektiği ve yetenekli bulunanların futbolcu transferlerini aratmayacak bir şekilde bir markadan diğerine savrulduğu bir dönemde alınabilecek en doğru karar.
Mutlu hafta sonları dilerim.