Art arda yaşanan iki depremde evini, okulunu, belki de ailesini yitirmiş ve yaşama tutunmaya çalışan çocukları düşünen tribündeki Beşiktaş yandaşlarına kocaman alkış. (Sadece sahaya oyuncak atmak için maça giden Fenerbahçeli ve Galatasaraylı arkadaşlarım da mevcut) Sahaya atılan binlerce pelüş oyuncak çadır kentlerde yaşayan minik bedenlerin ruh sağlığını bir süre okşayacak hiç kuşkusuz. Sevgili çocuklar size gelecek pelüş oyuncakları (şayet birisi oyuncakçı dükkânlar zinciri açmaz ise) ne Kızılay ne de AFAD gönderdi. Onları size gönderenler; Beşiktaş tribünlerdeki kardeşleriniz, ağabeyleriniz, ablalarınız, amcalarınız, dedeleriniz aklınızda bulunsun e mi!..
Gelelim emniyet güçlerinin İnönü Stadı’nda aldığı ‘abartılı’ önlemlere! Fenerbahçe tribünlerinin bir gün önceki "Hükûmet istifa" tezahüratı AKP-MHP ortaklığını oldukça derinden sarmış olacak ki İnönü Stadı’nda aynı tezahüratın tekerrür etmemesi için ‘garip’ yollara başvuruldu! "Hükümet istifa" sesinin yükseldiği tribünlerdeki yurttaşlar hiç gecikmeden polis kamerasına tarafından tespit edilmeye çalışıldı. Hani yeleklerinde ‘Spor Şube’ yazan görevli polisler tarafından. Baktılar ki on binlere engel olamıyorlar, bu kez güvenlik güçlerinden müdahale geldi. Zaten sonrasında ‘en bağırmam’ diyenin de sesi gür çıkmaya başladı: "Hükûmet istifa…" Yayıncı kuruluş, tribündeki sesini kesti ama nafile!
Protesto eylemi suç değildir. Herkesin görüş ve düşüncelerini açıklama ve yayma hakkı vardır. İsterlerse bunu tek başına veya topluca gerçekleştirirler. Önemli olan protesto eylemiyle anlatılanları, dile getirilenleri dikkate almaktır. Demokrasinin gereği eleştiriye katlanmaktır, ceza hukuku başvurulacak en son çaredir. Tamam mı?
Beşiktaş maçı oynanırken Devlet Bahçeli, Fenerbahçe yandaşlarının “Hükümeti istifa” tezahüratına tepki gösterip, bağıranlara 'şuursuz' ve 'sorumsuz' yaftası yapıştırıverdi. Bahçeli bir adım daha ileri gidip kulüp başkanlarına maçların seyircisiz oynanması çağrısında bulundu…
Şaka gibi ama ne yazık ki değil! Naklen yayın ve tribün gelirleriyle ayakta durmaya çabalayan batık kulüplerden basit bir istek ‘seyircisiz oynayın ne olacak ki!” Yeter ki yurttaş iktidara tepki gösteremesin. Ne oldu paşalar onlarca gazeteniz, televizyon kanalınızla protestolara engel olamıyor musunuz? Sanırım yurttaşın sesi böyle kısılamıyor! RTÜK, protestoları ekrana getiren kanalları bir kez cezalandırır siz de kısmen ‘intikamınızı’ almış olursunuz!
Bitmedi Beşiktaş’ın Antalyaspor ile golsüz berabere kaldığı maç bitti ama Devlet Bahçeli cephesi ateşe devam etti! Ve MHP’den ivedi bir açıklama geldi: “Afet sonrasında futbol maçlarını izleme bahanesiyle tribünleri tahrik eden bazı eylemler, şehitlerimize ve milletimize büyük bir saygısızlık olmuştur. Beşiktaş - Antalyaspor müsabakasında da deprem şehitlerimize yapılan sistemli saygısızlık Beşiktaş’a ve Beşiktaş’ın taşıdığı milli manevi değerlere yakışmamıştır. Sayın Genel Başkanımız Beşiktaş JK üyeliğinden bugün itibarıyla ayrılmıştır. İlgi ve bilgilerinize sunarım. Saygılarımla."
Kardeşim, depremzede çocuklara binlerce oyuncak gönderen Beşiktaş yandaşını, depremde yaşamını yitirmiş yurttaşlara saygısızlık yapmakla nasıl suçlarsınız? Deseniz ki, “Tribündeki Beşiktaşlılar 46 milyon liraya depremzedelere 2 bin 50 adet çadır sattı” sesini çıkaran namusuzdur, hiç gecikmeden hepsini tutuklayın ve cezalandırın! Hatta ihbarda bile bulunurum!
AKP iktidarı futbolu spor olmaktan çıkaralı epey olmuştu. Ve hiç beklemedikleri anda AKP-MHP iktidarını yerip, istifaya davet eden tribündeki futbol tutkunları oldu. Top yuvarlaktır! Önce Fenerbahçe-Konyaspor ardından Beşiktaş-Antalyaspor maçlarının bir başlangıç olduğu kanısındayım. Bundan sonra tribünlerin susmayacağını bilmem kaç yıllık deneyimime dayanarak rahatlıkla iddia edebilirim!
Ayıp olmasın bir de sahada 102 dakika oynanan bir maç vardı ondan da söz etmeli...
Antalyaspor, Beşiktaş’tan çok daha organize oynadı ve Cenk Tosun’un penaltı atışının yanı sıra çok sayıda başarılı kurtarış yapan 23 yaşındaki kaleci Ataberk Dadakdeniz’e hayran oldum. Onun kafasına defalarca çakmak ve badeni para atan Beşiktaşlılara ise lanet okudum! Bugün de mi utanmaz, arlanmazlar?
Beşiktaş mı? Hemen yineleyeyim: Demir tüccarı Sayın Başkan Ahmet Nur Çebi, ruhunun gazı kaçmış 2’inci sınıfı teknik direktör Şenol Güneş, 3’üncü sınıf forvet oyuncusu Cenk Tosun ile bu kadarı bile başarı…