Daniel Larsson otuzuncu saniyede Tolga Zengin’i aşmayı becerip golü atsaydı ya da kaleci Alperen Uysal, Gökhan Töre’nin vuruşunda topu şanssız şekilde kollarının arasından kaçırmasaydı da Beşiktaş’ın sahadan yengi ile ayrılması zor olmazdı. Zira, Beşiktaş bu sezon ligin en istikrarlı ve istemli futbolu sergileyen ekip, yanlısı için de yansızı içinde. Siyah-beyazlı takımı izlemek futbol tutkunlarına keyif veriyor tartışmak yersiz…
Dün gece de siyah-beyazlı formayı giyen oyuncular istekli ve baskılı oyunları ile rakiplerini sindirdiler ilk golün sonrasında da farklarını sergilediler. Gaziantepspor kalesini Alperen Uysal değil sakatlığı nedeni ile kadroda yer alamayan Zydrunas Karcemarskas korusaydı da sonuç değişmezdi, bu baskılı oyun karşısında. Gecenin en iyisi kuşkusuz sürpriz bir isim; İsmail Köybaşı olup çıkıverdi karşımıza. ‘Şimendifer’ bağlamında kendi kulvarında soluksuz gidip geliverdi olmadık toplar kazandı, ortalar yaptı üstünü üstlük Mario Gomez’e gol bile attırdı. Beşiktaş’ın olumlu futbolu üzerine epey yazılır da farklı yengi üzerine olumsuzlukları görmezden gelmek meslek etiği ile bağdaşmaz!
4-0 kazanan ve şampiyonluğa yürüyen takım nasıl mı eleştirilir?
Şöyle; bir teknik adam 90 dakika boyunca sahada sadece koşan oyuna katkı sağlayamayan, zaman zaman da ayakta durmakta güçlük çeken futbolcuya neden bu kadar fazla şans verir ki. ‘Koşarak alan boşaltıyor’ safsatasını bir yana bırakınca, Olcay Şahan’ın Şenol Güneş’in amcasının ya da teyzesinin oğlu olduğunu düşünmeye başlıyorum her nedense!
Sol kanat elemanı Olcay Şahan sezon başından bu yana oynadığı maçlarda kaç kez orta yaptı gol ve goller attırdı? Kaldı ki kanatta çakılı oynamayı kabullenmeyen ‘muhteşem sol ayaklı’ futbolcu, kendini genelde forvet edası ile ortalara atıyor, ne var ki ondan da sonuç alınamıyor. Şenol Güneş ise ısrar ve inatla Olcay Şahan diyor. Sevgili Şenol Güneş, Beşiktaş bu kadrosu ile inan hiç zorlanmadan şampiyon olur, gel kendi işini zora sokma! Yok mu Olcay Şahan’a da talip olan bir Çin kulübü?
Marcelo Guedes göründüğü kadarıyla futbol olarak Ersan Adem Gülüm’ü aratmayacak, uyum süreci yaşamayacağı da ortada. Sakatlanan Luis Rhodolfo’nun yerini alan Alexis Delgado ise kısa süre bocalayacak gibi gözüküyor. Ancak Rhodolfo’nun sezonu kapattığı göz önüne alınırsa o da zaman lüksüne sahip değil. Geriye kalanlar hakkında atıp - tutmak kolay! Oğuzhan Özyakup sezon sonunda Avrupa’ya gider, kimse de tutamaz, Atiba Hutchinson’ı kadroda tutmak içinse uğraşmak gerekir. Jose Sosa takımın beyni, dağıtıcılık görevini ‘mükemmel’ üstlenmiş durumda yerini Necip Uysal’a bırakırken suratını asması ise son derece doğal, yerinde başkası olsa… Gökhan Töre’nin harcadığı eforun ise sadece yarısı oyuna dönüyor! Kendi etrafında dönmekten bir vazgeçebilse kim bilir daha neler yapacak. Ya Tolga Zengin, ne olacak bu çocuğun durumu? Çok kötü Volkan Demirel taklitçisi olmaktan nasıl vazgeçecek genç adam? Sadece Beşiktaş yandaşına değil herkese itici gelmeye başladı gereksiz hareketleri, dilerim bunun farkına artık varır.
Beşiktaş tartışmaya açık olmayan üstün oyunu ile bir üç puanın daha sahibi oldu ve yoluna devam etti. Beşiktaş’ın tek rakibi kendisi bunu ilk önce Şenol Güneş ardından da başkan Fikret Orman’ın unutmaması gerekir!