Beşiktaş, önce Hollandalı hakem Danny Makkelie’ye ardından da kaleci Nicole Leali’ye teşekkür etmeli ve topa rakibinden iki kat daha fazla sahip olmasına karşın siyah-beyazlı ekip için ‘Beşiktaş iyi oynadı’ ahkâmı kesilmemeli!.. Ezcümle; Beşiktaş, Atina’da perşembe çok kötü oynadı, cuma toparlandı; sonrasında da eşitliği sağlayıp, turun kapısını araladı.
Gerisi, sarı kartlı Togay Arslan’a yirmi ikinci dakikada ikinci sarı (kırmızı) kartı göstermeyen hakem Danny Makkelie’e minnet duyulmalı! Kim itiraz edebilirdi ki, bir ‘sarı’ daha çıksa söz konusu pozisyonun ardından sahadaki otoriteye?
Esteban Cambiasso, Dusko Tosic’in hatasında topu ağlarla buluşturan, pozisyonu izleyen Matej Mitrovic ise yedek kulübesinde ‘kahrolan’ isim oldu. Sevgili Şenol Güneş, Dusko Tosic inadın nereye kadar sürecek kestirmek güç ancak görünen, Sırp futbolcunun skora direkt etki eden hataları kesintisiz devam edecek; Olympiakos karşısındaki de ne ilk, ne de son olacak…
Atınç Nukan ile Dusko Tosic’i birbirinden ayıran fark olmadığı gibi iki oyuncu, sanki aralarında iddiaya girmiş gibiler: Kim daha fazla ve önemli hata yapacak! Matej Mitrovic üzerine oyun oynamak vazgeçip, genç futbolcuyu oynatmak dana akıl kârı gibi gözüyor!.. Olympiakos kalecisi Nicole Leali’nin hatalı pasında topu bir anda önünde bulan Vincent Aboubakar’ı ne kadar eleştirirsek eleştirelim attığı gol, Beşiktaş’ın olası ‘kâbustan’ uyanmasını sağladı. İkinci bölümde Oğuzhan Özyakup’un Tolgay Arslan’ın yerini alması Beşiktaş’ın, daha doğrusu Ricardo Quaresma’nın oyuna dönmesine neden oldu!
‘Beşiktaş toparlandı’ tanımlaması yanılgı içerir zira Oğuzhan Özyakup, Quaresma’ya istediği topları aktaran sistemin öncelikli elemanı... Portekizli futbolcu istediği topları alıp hareketlenince de doğal olarak Beşiktaş toparlanmış gibi oluyor. Bir kez daha altını özenle çizmeli, Beşiktaş’ın sahadaki performansı direkt Ricardo Quaresma’nın üretkenliği ile bağıntılı.
‘Paşa’ oynarsa sorun yok da, sendelerse takım bütün olarak sekteye uğruyor. Togay Arslan kötü mü oynadı? Kesinlikle hayır, ayağından çıkan her top takım arkadaşlarına ulaştı ama Quaresma’ya değil! Ryan Babel sıkı markaja maruz kalınca bocaladı zaten Oğuzhan Özyakup’un oyuna girmesinin ardından da topla fazla buluşma olanağı bulamadı, üstelik kanat değiştirmesine karşın! Olympiakos karşısında yetisi ve deneyimi ön plana çıkan isim bir kez daha Atiba Hutchinson oluverdi. Yanında kim oynarsa oynasın uyum sağlamakta zorluk çekmiyor Kanadalı futbolcu… Bitmedi dahası da var: Topa rakibinden iki kat daha fazla sahip olan Beşiktaş bunu skora neden yansıtamıyor? Öncelikli neden kanat elemanlarının markajda zorlanmaları, bocalamaları ve Anderson Talisca’nın tek başına kalması, ki burada Oğuzhan Özyakup, Atiba Hutchinson, Gökhan Gönül zaman zaman da Adriano Correia faktörleri belirleyici oluyor. Elbette Ricardo Quaresma, Gökhan Gönül’ün geçmişte kalan verimliliğine engel olmadığı sürece. Şenol Güneş’in Vincente Aboubakar - Cenk Tosun seçimi ise ‘genç bilse ihtiyar yapabilse’ deyişi ile örtüşüyor, ne var ki ikisi de genç! Beşiktaş sıradan bir lig maçındaki performansını ancak karşılaşmanın ikinci yarısında sergileyebildi. Ricardo Quaresma biraz konsantre olsaydı ve ayağındaki topu kaleci Nicole Leali’nin çelmesine olanak tanımasaydı Beşiktaş rahatlıkla öne geçer, rahatlardı ama olmadı. Yunanistan’dan gollü eşitlikle dönmek, Avrupa mücadelesinde kötünün iyisi elbette ki…
Tur garanti mi? Aksini düşünmek dahi büyük yanılgı olur. Neden mi? Beşiktaş İstanbul’da çok farklı ve üretken oynayacak çünkü Ricardo Quaresma, tribünde oturan Beşiktaşlıların alkışını almak için kendini paralayacak. Portekizli futbolcu tribünlere oynamayı fazlaca seviyor, tribünde oturanlar da zaten bunu istiyor…