...
Kırmızı boyayla vücuduna yazdığı yazıda böyle diyor Eylem: ‘Defol Git Hayatımdan!’
Göğüslerini açmış, gözlerini bana dikmiş bana bakıyor...
Kadın Kapısı’ndan trans aktivist Eylem Çağdaş’ı tanıyordum. Bir toplantı sonrası arkadaşlarımızla bir cafede oturmuştuk birlikte... Kısacık da olsa sohbet etmiştik.
Ak düşmüş saçlarını gelişi güzel topuz yapmıştı o gece de... Upuzun boyu dikkatimi çekmiş, çatallaşmış sesiyle yaşamını anlatmıştı...
Tarlabaşı’nda oturuyordu. Tek göz odada yaşıyordu. ‘Benim malikanem’ diye bahsediyordu evinden. Seks işçilerinin hakları için mücadele ediyordu senelerdir. Ama çok yorulmuştu böyle yaşamaktan.
Tüm bunları anlatırken arada gülümsüyordu...
Eylem çok güzel gülüyordu...
Çok acır canı insanın. Bazılarının canını daha çok acır şu hayatta. O kadar acır ki, sonra bir gün gelir o acılarından bir şarkı çıkar mecburen... Yaşamak için başka da bir seçenek yoktur zaten!
Eylem de öyleydi işte...
Sonra... İki transın ameliyatı için para toplamak üzere düzenlenen bir gecede rastlamıştım ona...
Elimdeki fotoğraf makinesini görünce, ‘Bedenim cinsel bir meta değil çekme!’ diyerek kızmıştı.
Alkollüydü.
En son da dün Başbakan’ın ”kürtaj” ve ”sezaryen” açıklamalarına karşı Kadıköy’de düzenlenen protesto yürüyüşünde karşılaştık.
Hava çok sıcak, meydan çok kalabalıktı. Upuzun boyu, güzel gülümsemesiyle uzaktan dikkatimi çekmişti. Kadınların, ”Dünya, yerinden oynar, kadınlar özgür olsa...” sloganları meydanda yankılanıyordu.
Yanına yaklaştığım sırada elimdeki fotoğraf makinesini görünce birden büstüyerini aşağıya doğru indirdi Eylem...
Ve bana, ‘Çek hadi!’ diye seslendi.
Çok şaşırdım. Oldukça trajik olan bu görüntü içimi, yüreğimi kaldırdı.
‘Bu mudur derdiniz?’ diyordu resmen! Bir tür meydan okuma!
‘Bu kadar önemliydi de bedenim, yaşadıklarım neydi benim?’ diyerek atılmış acı dolu bir çığlık!
Takım elbisesi ile kürsü başında parmağını sallaya sallaya konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Eylem’in bu halini görseydi acaba nasıl bir tepki verirdi? diye düşünüyorum şimdi...
‘Tecavüzcünün çocuğuna gerekirse devlet bakar’ diyen Sağlık Bakanı da görseydi keşke Eylem’in bu halini mesela...
Yaptıkları açıklamalarla bizleri getirdikleri o son noktada, ‘sözün bittiği o yer’ de yani, edecek bir çift lafları daha olur muydu acaba?
O meydanda, Eylem’in yaptığı protesto, biz kadınlar için, ‘mahrem’ olan bir konunun günlerdir dillere düşmüş olmasına karşı verilecek en güzel, en cesurca yanıttı belki de!
Bence Eylem’i, bence bizleri bu hale getirenler susmalı ve utanmalıdır artık!
Tabii o yüz kaldıysa eğer...