Genç olmak... Ve Amerika’yı bir baştan öbürüne katetmek...

   İngiliz yönetmeni Andrea Arnold dördüncü filmiyle karşımızda. Son Cannes şenliğinde seyirciyi bölen, aşırı uzunluğuyla (163 dakika) hayli de yoran film, yine de sayısız iddialı filmin yarıştığı şenlikten bir Jüri Ödülü alarak dönmüştü.

   Arnold (1960 doğumlu,) Amerika’da çekilmiş bu ilk filminde bizlere zaten bir Amerikan buluşu olan tipik bir yol filmi sunuyor. Ama ABD’ye bakışı tipik Amerikan yol filmlerinden (örneğin türün zirvesi Easy Rider’den) hayli farklı. Bu daha çok ABD’ye ünlü Avrupalı yönetmenlerin bakışını akla getiriyor: Antonioni’nin Zabriskie Point veya Wim Wenders’in Paris Texas filmleri gibi...

   Arnold bize 18 yaşında, yoksul ve umutsuz bir taşralı kızın (ki onların güzel olanlarına argoda American Honey- Amerikan balı deniyor!), Star’ın öyküsünü anlatıyor. Erken seks ve bol içki gibi gözde taşra alışkanlıklarına sahip, üstelik bakması gereken küçük kardeşleri var. Star, günün birinde miadı dolmuş malları ucuza kapatmak için hep geldiği süpermarketin yanıbaşında dans eden bir grubu görüyor. Özellikle de seksi bir genç adam...

   Bu, on kişi kadar bir gençler grubudur, yaptıkları da köhne bir otobüsle ülkenin bir ucundan öbürüne yolculuk edip insanları az satan kimi dergilere abone etmektir. Ama belki asıl amaç, o genç yaşta hayatını bildiği gibi yaşamak, tüketmek ve eğlenmek de olabilir!...

   Grubun çekiciliğine kapılan Star onlara katılıyor. Ve taşra boyunca, özelikle de Midwest- Ortabatı yöresinde uzun bir yolculuk başlıyor.

   Arnold’un uzunca bir ayrılıktan sonra dönüş yapan Shia Lebeouf’tan gayri tüm oyuncuları amatörler arasından seçtiği kişileri, ABD taşrasının canlılıkla köhnemişliğin karması olan görüntüleri önünde, hiç eksik olmayan pop şarkıları (özellikle de Rihanna hitleri) eşliğinde çağdaş bir Amerika manzarası çiziyor. Belgesele yakın, anlık, içten ve kıpır kıpır. Duygusallık yok, ahlakçılık namevcut. Klasik drama kuruluşu aranmamış. Hatta gerçek bir final bile yok!..

  Buna karşılık bir ülkeyi, çelişkilerle dolu dev bir ülkeyi olduğu gibi görmek ve özellikle gençlerini yakından tanımış olmak gibi benzersiz bir duygu var. Seyirciye sabırlı ve meraklı olmak kaydıyla geçen ve biraz özenle katılmasını sağlayan bir macera... Yine de herkes için olmadığını söylemiş olayım!..