KAYIP X X X (Missing) Yönetim ve senaryo: Nicholas D. Johnson, Will Merrick Görüntü: Steven Holleran Müzik: Julian Sceherle Oyuncular: Storm Reid, Ken Leung, Nia Long, Tim Griffin, Ava Zaria Lee, Kimberly Cheng, Amy Landecker, Megan Suri, Joaquim de Almeida, Lisa Yamada, Daniel Henney, Lauren B. Mosley ABD yapımı, 2023 |
Sev Ohanian ve Aneesh Chaganty tarafından yazılmış bir metne dayanan bu film, bizlere bir gerilim öyküsü sunuyor. Ama bunun çok ötesinde, öylesine bir 'zamane filmi' ki... Çünkü her şey özellikle gençlerin ellerinden bırakmadıkları telefon, vazgeçmedikleri çağdaş teknoloji ve süper-gelişmiş iletişim yöntemlerine dayanıyor. Bir başka deyişle, bu tam "Z Kuşağı" için yapılmış gibi duruyor!..
2008 yılında açılan filmde iki çocuklu bir aileyi tanıyoruz. Baba James fenalık geçiriyor ve ailesini terk ediyor. Ama gerçekten ölmüş müdür? Bu ancak hikâyenin sonlarında anlaşılacaktır. Eşi Grace küçük kızları June'ı hep büyük bir sevgi ve koruma içgüdüsü ile yetiştiriyor. Sanki onun hep bir tehlike altında olduğunu sezer gibi... O annesinin hep çağırdığı gibi June Bug - June Böcük'tür. Ve öyle kalacaktır.
Yıllar sonra, artık 2022 yılına gelmişizdir. Ve June 18 yaşında bir genç kızdır. Tüm yaşdaşları gibi computer'ından ayrılmayan, telefonunu bir dakika bile terk etmeyen, bilgisayarına aşık bir genç ruh... Annesi Grace yıllar sonra ilk kez bir ilişkiye girmiştir ve Uzak Doğulu Kevin'le bir yolculuğa çıkmıştır: Latin Amerika'nın Kolombiya ülkesine... Görünüşe göre oradaki Cortagena şehrinde lüks bir otele yerleşmişlerdir.
Ama bir sürek sonra ikilinin kaybolduğu haberi geliyor. Oteli terk edip gitmişlerdir ve onlardan bir daha ses çıkmamıştır. Acaba o gizemli ve şüpheli gözüken Kevin mi kaçırmıştır onu?... Bu June için tam bir şoktur. Uzaktan, bilgisayarı ve telefonuyla bu işi çözümlemeye çalışıyor. Otel sorumluları, sonra o ülkenin ve giderek ABD'nin polisiyle... Ayrıca Kolombiya'da parayla iş yüklenenlerin en ucuzu çıkan Javi Romos ile... Ama gizem kolay çözümlenecek gibi değildir.
Böylece bize öylesine bir film sunulur ki, sanki bir desktop'a dönüşmüş beyazperdede oyuncular kadar, hatta belki daha çok küçük ekranlardaki tüm yazışmaları, kıyıda-köşede kalmış söyleşileri, 'unfiction' denen dünya ya da Luvly denen sevgili arama programlarını izleme durumunda kalırız. Bu ülkeler ve kıtalar-arası bir modern iletişim dünyasıdır. Sanki devasa bir teknolojik ekranda bir araya gelmiş ve çağdaş bir oyunu oynayan bir tiyatro ekibi gibi..
İşin tuhafı, bu oyunun ustalıkla oynanmasıdır. Çünkü arka plandaki kimi şüpheli kişilikler giderek masum çıkarlar. Asıl suçlular ise filmin sonunu beklerler. Ama ön planda tüm o yazılar, notlar, uyarılar, resimler, videolar, çeşitli yasa insanlarının görüşleri ve polisiye gelişmeler akar durur. Ve böylece film başta dediğim gibi, daha çok genç kuşaklar için özellikle ve özenle hazırlanmış bir filme, bir Z Kuşağı şölenine dönüşür.
Birlikte ilk filmlerini gerçekleştiren Nicholas D. Johnson - Will Merrick ikilisi bu değişik filmi belli bir düzeye ulaştırmışlar. Oyunculukta en büyük yükü taşıyan Storm Reid, June rolünde çok iyi. Anne Grace'de Nia Long, Kevin'de Ken Leung, gizemli avukat Heather'da Amy Landecker de iyi oynuyor. Sinemanın eskilerinden Portekizli oyuncu Joaquim de Almeida ise Javi Romos karakterine can veriyor. Gençler kaçırmasın...
Atilla Dorsay kimdir? Atilla Dorsay 1939 İzmir, Karşıyaka'da doğdu. Çocukluğu zor savaş yıllarında geçti. O yıllardan her şeyin karneyle alındığını, radyolardan yayılan savaş haberlerini ve ilk sinema deneyimlerini oluşturan savaş üzerine filmleri hatırlıyor. On yaşındayken ailesi sırf onu Galatasaray Lisesinde okutabilmek için İstanbul'la göç etti. Böylece Fransız kültürüyle yetişti. Güzel Sanatlar Akademisi'nde (şimdiki Mimar Sinan Üniversitesi) mimarlık okudu. Hayatta her koşulda koruduğu estetik bakışını bu temele borçlu olduğunu söyler. Rehberlik, gazetecilik ve eleştirmenlik yaptı. 1966 yılında başladığı Cumhuriyet gazetesindeki yazılarını 27 yıl boyunca sürdürdü. Bu aralıkta Leman Dorsay'la evlendi. İki çocuk ve üç torunu oldu. Sonraki yıllarda Cumhuriyet'ten kendi isteğiyle ayrıldı. Kısa bir süre için Milliyet'te devam eden ve hâlâ süren dergi yazarlığı yaptı. Yeni Yüzyıl'da yepyeni bir gazeteyi yaratmanın keyfini yaşadı. Daha sonra Sabah gazetesinde devam etti. Buradan kendi deyimiyle "ilkesel bir tavırla" ayrıldı: Bir yazısında (Emek Yoksa Ben De Yokum) okuruna Emek sineması üzerine verdiği bir sözü tutmak için. Atilla Dorsay, 2013 yılından beri "Özgür, serbest, hiçbir konu, yer ve zaman kısıtlamasına tabi olmadan... Ama artık maaşsız!.. Ve çok yakında tam on yılını dolduracak olan..." sözleriyle işaret ettiği T24'te yazıyor. Atilla Dorsay'ın kültür-sanata dair birçok alanda çabaları oldu. İKSV'de çalışıp yıllar boyu İstanbul Sinema Festivali'nin kadrosunda yer aldı. Dünya çapında sayısız ünlüyü basın toplantılarında sundu, söyleşiler yaptı, fotoğraflarını çekti. TRT'de hem haftalık müzik programları yaptı, hem de filmler sundu. Özellikle sinemanın 100. yılının kutlandığı 1995 yılı ve sonrasında sayısız klasiği Murat Özer, Alin Taşçıyan, Müjde Işıl gibi genç meslektaşlarıyla birlikte tanıttı. Sinema Yazarları Derneği'ni (SİYAD) kurdu ve uzun yıllar başkanlığını yürüttü. Ödül gecelerini özenle seçilmiş sunucular ve müzisyenlerle sundu. Yine kendi sözleriyle; "zamanı geldiğinde tüm bu görevleri genç arkadaşlarına bırakmayı da ihmal etmedi". Dorsay'ın en büyük üretimleri kitapları. 1970'lerden itibaren eleştirisini yazdığı tüm filmleri Türk ve yabancı sinema olarak tasnif ederek pek çok kitapta topladı. Bu kitaplar son 50 yılın bir dökümü niteliği taşıyor. Aynı zamanda İstanbul, Beyoğlu, şehircilik; biyografiler (özellikle Türkan Şoray ve Yılmaz Güney), söyleşiler, seyahat notları, hikâye, hatta şiirler de yazdı. Müzik merakını görkemli bir arşivle birlikte sunduğu bir eser yayımladı. Ne Şurup Şeker Şarkılardı Onlar adıyla yayımlanan bu kitap, 20. yüzyıl pop-müzik tarihini anlattıyor. Kitaplarının sayısı şimdilerde 60'ı aştı, ama daha sayısız projesi var. Son olarak 2022'de Tartışmalar, Polemikler, Kavgalar, onu tamamlayan Övgüler, Yergiler, Atışmalar ise 2023'de çıktı. Ardından daha birçoğu da gelecek. Kendisinin dediği gibi "Allah kısmet ederse!"... |