Dünya devi Alibaba’nın Türkiye’deki kolunun Trendyol olduğunu bilmeyen yok. Trendyol’ un rekabeti ihlal ettiği iddiaları gündemdeyken, üstelik Trendyol’u kapsayan sektör incelemesi yapılırken, incelemeyi yapan Denetim Daire Başkanı Hatice Yavuz, ihtimal çok iyi şartlarla aniden Trendyol’a transfer edildi. Düşünebiliyor musunuz? Bir şirketin incelemesini yapıyorsunuz. Bu inceleme sonunda rekabet ihlali ile ilgili bilgi ve kanaate varırsanız bu şirket hakkında soruşturma açacaksınız. Ama siz o şirkete aniden transfer oluyorsunuz.
Rekabet Kurumu, rekabet ihlali iddiaları karşısında nihayet e-ticaret perakende sektörünü inceliyor. Altı kişiden oluşan inceleme ekibinin başında Denetleme Dairesi Başkanı Hatice Yavuz var. Bu denetim altı ay sürüyor. Denetimde Trendyol’un bazı kategorilerde yüzde 67’ye varan pazar payına sahip olduğu tespit ediliyor ve bu oranlar rapora da geçiyor. Yüzde 67 pazar payı demek bu firmanın sektörde tekel konumunda olması demek. Denetimi yapan irade, Trendyol’u korumaya yönelik bir düşünceye sahip olacak ki, hem bu tespiti yapıyor hem de bu tespitin sonucunu hafifletmeye yönelik bir de ‘oligopolik yapı’ değerlendirmesi yapıyor. Yani şunu demeye çalışıyor: Trendyol’un pazar payı yüksek ama onun dışında 3-4 firma daha var. İyi de, bu bahsedilen diğer firmaların tamamını toplasan giyim sektöründe ve daha birkaç sektörde Trendyol’un pazar payına erişebiliyor mu? Hayır. O zaman neden bu çelişkiye yer veriyorsunuz raporunuzda. Çünkü bu oligopolik yapı değerlendirmesi yapılmaz ise, Trendyol’un tek başına hakim durumda olduğu ortaya koyulmuş olacak ki, o zaman da Trendyol hakkında hakim durumu kötüye kullanıp kullanmadığının tespiti için soruşturma açılması önerilmek durumunda kalınacak.
Denetleme Dairesi Başkanı Hatice Yavuz, Trendyol’u aklamış paklamış şekilde raporu bağlıyor, ancak bilerek altına imza atmadan ani bir kararla istifa edip Trendyol’a transfer oluyor. Bu durumu Rekabet Kurumu’nun hazırladığı inceleme raporundan derlediğim önemli tespitleri de yer vererek T24 okurlarına aktarmıştım.
Rekabet Kurumu’nun inceleme raporunda Trendyol ile ilgili gözle görülür hakim durum ve rekabet ihlallerinin varlığını görünce, Rekabet Kurumu Kurucu Başkanı olarak, Trendyol ve bağlı olduğu Çin dünya devi Alibaba’yı incelemeye başladım. Gördüm ki, Trendyol’daki rekabet ihlali ve bunları örtbas etmeye yönelik Rekabet Kurumu’nda bağlantı kuracak etkili isimlerin transfer işini Trendyol, babası olan Alibaba’dan öğrenmiş. Nasıl mı? Anlatayım.
Trendyol’un uyguladığı etik olmayan ‘bürokrat transferi’ politikası aslında, şirketin hakim ortağı Çin sermayeli Alibaba’nın yıllardır uyguladığı bir taktik. Dünyanın en büyük e-ticaret pazar yeri şirketi olan Alibaba, güçlü Çin yönetimine karşı sağlam bir defans hattı kurabilmek için kadrosunu bürokratlarla tahkim ediyor.
Financial Times’ın 21 Nisan tarihli haberine göre, Alibaba yönetiminde kilit pozisyonlarda dört eski bürokrat bulunuyor.
Eski Çin Ticaret Bakanlığı Anti-Tekel Dairesi Müdür Yardımcısı Cui Shufeng halen Alibaba Araştırma Enstitüsü’nün Rekabet Politikaları Direktörlüğü’nü yapıyor. Çin Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu Anti-Tekel Dairesi eski yöneticilerinden Wan Jiang da Alibaba’nın hukuk danışmanı pozisyonunda. Hangzhou bölgesi eski yargıcı Chen Chen Alibaba’ya bağlı Ant Group’un hukuk direktörlüğünü yürütürken, Alibaba Araştırma Enstitüsü’nün başında bölgesel bir enformasyon ofisinin hukuk direktörü Gao Hongbing bulunuyor.
Bu görevlendirmelerin Alibaba’ya olan katkıları da somut şekilde görülebiliyor. Ticaret Bakanlığı Anti-Tekel Dairesi, Alibaba’ya yönelik para cezasını açıklamadan hemen önce bu dairenin eski başkan yardımcısı olan Alibaba yöneticisi Cui Shufeng bazı milletvekili ve hükümet danışmanlarına “Hükümetin Alibaba’ya çok sert davranmaması gerektiğini” söylemişti.
Bu konuşmanın ardından Shufeng’in eski yöneticisi olduğu Anti-Tekel Dairesi Alibaba’ya rekabet ihlali nedeniyle 2,8 milyar dolar ceza verildiğini açıklamıştı. Bu tutar Alibaba’nın 2019’da Çin’de elde ettiği cironun yüzde 4’üne denk geliyor. Oysa Anti-Tekel Dairesi, Alibaba’ya Çin cirosunun yüzde 10’una kadar ceza kesebilme yetkisine sahipti. Örneğin 2015’te, ABD’li chip üreticisi Qualcomm’a ‘rekabet ihlali’ gerekçesiyle Çin’deki cirosunun yüzde 8’i oranında ceza verilmişti.
Alibaba’ya verilen cezadan sonra Çin merkezli danışmanlık şirketi Plenum “Bu Alibaba için iyi haber. Çünkü soruşturma hızla tamamlandı ve beklenenden daha düşük ceza verildi” yorumunu yapmıştı. Nitekim ceza haberinin hemen ardından Alibaba hisseleri Hong Kong Borsası’nda yüzde 6,5, New York Borsası’nda da yüzde 10 yükselmişti.
Trendyol’un ana şirketi Alibaba’da dönen netameli işler bunlar. Rekabet ihlali ile kasasını dolar dolduran bu zihniyetin Türkiye’deki kolu Trendyol da sanırım kalıtsal olan bu hastalığı taşıyor. Trendyol da Türkiye’de rekabet ihlali ile kasasını dolar doldurmaya niyetli olacak ki, o da ana şirketi Alibaba gibi Ankara’da tezgâhı kurmuş, şimdilik bürokraside işinin düştüğü kurumların içinden etkili kişileri yüksek ücretlerle transfer ediyor. Bunun son örneği denetimini yapan Rekabet Kurumu Denetim Daire Başkanı Hatice Yavuz’u, denetim aşamasını bitirir bitirmez transfer etmesi. Trendyol’un TOBB’da da sektör temsilcisi üzerinden benzer faaliyetler yürüttüğünü de bilmiyor değilim. Fırsat buldukça bu ‘tartışmalı ilişkileri’ de siz değerli okurlarımla paylaşmaya devam edeceğim.
Trendyol’u denetlerken Trendyol’a, kimilerine göre ‘astronomik ücret’ ve de önemli sosyal haklarla transfer olan Hatice Yavuz, bizim yorumumuza göre 2531 Sayılı Kanun uyarınca suç işledi. Kamu görevlisi olduğu için sahip olduğu yetkileri, bilgileri özel firmanın eline verdiği suçlamasına muhatap olacak bir pozisyon değişikliği yaptı. Kamu gücü imkânını dolaylı olarak Trendyol firmasına sağlamış oldu. Üstelik Hatice Yavuz’un transferine yeşil ışık yakıp organizasyonu üstlenen de Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle. Trendyol’un tepe yöneticisinin, Rekabet Kurulu Başkanı Birol Küle ile görüşme yaptıktan sonra bu transferin gerçekleşmesi Türkiye’de bürokratik yapının nasıl yozlaşabildiğini gözler önüne seriyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her fırsatta vurguladığı yerli ve milliliği Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle yanlış anlamış olacak ki, yerli ve milli firmalarımızın Çinli Trendyol tarafından yutulmasına zemin hazırladığı için düğmeye basmış ve ilk etapta Hatice Yavuz’u Trendyol’a göndermiş.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ve de Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un yerli ve milli teşebbüslerimizin hukuk ve etik dışı yollarla yok edilmesine dur diyeceğini ve gereğini yapacağından emin olduğum gibi, konuyu takip etmeye devam edeceğim.
* Prof. Dr. Aydın Ayaydın, Rekabet Kurumu Kurucu Başkanı