Türkiye gıda fiyatlarındaki artışları konuşuyor. Fiyat artışlarının fahiş olduğu düşünüldüğü gibi, sebebinin maliyetlerdeki yükselişten kaynaklandığını da savunanlar az değil. Fahiş fiyat artışları karşısında Ticaret Bakanlığı denetimlere başladı. Zincir marketlerin fiyat uygulamaları mercek altında.
Yazılarımı takip edenler gıda fiyatlarında fahiş artışların ve fırsatçılığın olduğunu kabul etmekle birlikte, asıl sorunun maliyetlerdeki inanılmaz artışlar olduğunu, maliyetlerdeki bu yükselişi bertaraf etmemiz gerektiğini okumuştur. Gıda fiyatlarında bunlar yaşanırken ve fiyat üzerine yoğunlaşırken maliyetler de alıp başını gidiyor. İşte tarımsal üretimin ana girdilerinden olan gübredeki fiyat seyri maalesef her şeyi anlatıyor.
Çiftçinin en önemli maliyet kalemlerinden biri olan gübrede son günlerde yaşanan fiyat artışları baş döndürüyor. Yıllık bazda artışlar yüzde 200'ün üzerine çıkarken gübreye geçtiğimiz gün 500 TL daha zam geldi. Üre gübresinin ton başına fiyatı yurt dışındaki fiyat artışları gerekçesiyle piyasada 6000 TL seviyesine çıktı. Çok değil bir yıl önce 2000 TL civarındaki fiyatlardaki serbest uçuş devam ediyor.
Kanımca gübre fiyatlarındaki asıl başka bir tehlike yaşanıyor. Evet, yıllık artış yüzde 200’lerde ve çok yüksek bir artış var. Ama asıl tehlike bu yüksek artışların durdurulamaz olması. Yani gübre fiyatlarının kontrolden çıkması ve artışların önlenememesi.
Maalesef bugün gelinen nokta, gübre fiyatlarındaki artışların nasıl ve ne zaman duracağının bilinemediği bir durumu ifade ediyor. Zira gübredeki fiyat artışları bugünün sorunu değil. Yaklaşık 1 yıldır sürekli yükseliyor. Ve nihayet Ağustos sonunda Rekabet Kurumu gübre üreticisi firmalara soruşturma açmış, Eylül başında da gübre ihracatına kısıtlama getirilmişti.
Hatırlanacaktır, Rekabet Kurumu 31 Ağustos 2021 tarihinde bir açıklama yaparak gübre sektöründeki fiyat artışlarının 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesi kapsamında incelenmesi amacıyla yürütülen ön araştırmada elde edilen bilgi, belge ve yapılan tespitler sonucunda Rekabet Kurulunca bulguların ciddi ve yeterli bulunduğunu belirtmişti. Bu çerçevede Rekabet Kurulu, 4054 sayılı Kanunu ihlal edip etmediklerinin tespitine yönelik olarak 7 gübre üreticisi;
- Bandırma Gübre Fabrikaları A.Ş.,
- Ege Gübre Sanayii A.Ş.,
- Eti Bakır A.Ş.,
- Gemlik Gübre Sanayi A.Ş.,
- Gübre Fabrikaları T.A.Ş.,
- İstanbul Gübre Sanayii A.Ş.,
- Toros Tarım Sanayi ve Ticaret A.Ş. hakkında soruşturma açılmasına karar vermişti.
Söz konusu firmalar hakkında soruşturma süreci yeni başladı, 6 aylık süresi var. Bu 6 ayın sonunda muhtemelen 6 ay daha ek süre verilerek devam edecek soruşturma.
Yine, bu ayın başında gübre ihracatına kısıtlama getirilmişti. 4 Eylül’de Resmi Gazetede yayınlanan Tebliğ ile Ticaret Bakanlığı gübreyi “İhracatı İzne Bağlı Mallar” kapsamına dâhil etmişti.
Peki neydi bu ihracat kısıtlamasını amacı? Gübrede öncelikle iç piyasanın bütün talepleri karşılanması sonra ihracata izin verilmesi. Böylece dış talep kaynaklı fiyat artışlarından, iç piyasanın etkilenmesinin önüne geçilmek istendi. Ancak bu önlemin de yetersiz kaldığı aşikâr.
Bir yandan Rekabet Kurumu üretici firmaları mercek altına almışken, diğer yandan Bakanlık ihracata sınırlama getirmişken yani geç de olsa bazı adımlar atılmışken hala gübre fiyatlarının artışı nasıl açıklanabilir? Hal böyleyken gübre fiyatlarındaki artışın son sürat devam etmesi tedirgin edici fazlasıyla.
Gübre tarımda önemli bir girdi. Verimliliği ve rekolteyi doğrudan etkiliyor. Verimlilik ve rekolte düşünce de çiftçinin maliyetleri artacak tabii ki. Çiftçi daha az kazanacak, ürün fiyatları daha fazla artacak. Bunu öngörmek zor değil. Ki ülkemizde çiftçilerimizin bir numaralı sorunu girdi maliyetleri, haksız da değiller.
Çiftçiler gübre fiyatlarındaki baş döndürücü artış karşısında üretici firmalardan şikâyetçi. Gübre üreticisi firmaların döviz kurundaki her artışı anında gübre fiyatlarına yansıtmaları, buna karşın kurun aşağı geldiği dönemde ise fiyatları düşürmemesi çiftçilerde rahatsızlık yaratıyor. Üstelik marketlerin raflarında yerini alan ürünlerin fiyatını artırıyor.
Gübre fiyatlarının geldiği nokta, yukarıda özetlemeye çalıştığım süreç Devletin daha etkin müdahalesini gerekli kılıyor. Kurallı, serbest piyasaya inanan biri olmakla birlikte, pandemi sonrasında tarım gibi bazı kritik sektörlerde meydan piyasaya bırakılmamalı, derim. Devletin gübre piyasasını bir şekilde acilen regüle etmesi gerekiyor. Hatta Devlet destekler vererek kooperatifler aracılığıyla gübre üretimini artırmalı. Üretilen gübre uygun fiyattan çiftçiye verilmeli, kar falan gözetmeden sübvanse etmelidir. Gübrede vereceği desteğe karşın Devlet, tarımsal üretimde verimliliği, rekolteyi artıracak.
Pandemi sürecinde önemi daha da ön plana çıkan tarım alanında ülke olarak bir an önce doğru adımlar atmak zorundayız. Türkiye’nin geleceği tarım ve hayvancılıktadır. Bu nedenle Devlet gübre ve yem konularında sübvansiyona gitmek zorundadır. Başka çaresi yok. Tarımsal üretim, kanımca ekonomik bir konu değil artık, stratejik bir öncelik.
Prof.Dr. Aydın Ayaydın
Rekabet Kurumu Kurucu Başkanı